Güncelleme Tarihi:
Eylül Deniz sergisini anlattı:
Serginizden bahsedebilir misiniz? Bu sergi fikri nasıl oluştu, ne zaman karar verdiniz?
Aslına bakarsanız sergi yapacağım diye başlamadım resim yapmaya. Hayal kurdum, aylaklık ettim ve en sonunda yoğun bir disiplin ile çalıştım. Eserler ortaya çıktıkça Merkür Galeri’nin sahibi olan sevgili dostum Sabiha Kurtulmuş ile ortak aldığımız bir karar oldu. Eserler bizi sergileme sürecine hazırladı. Şiirde yapmaya çalıştığım söz ile anlam arasındaki ahenk, resimlerimde, renkler duyarlılık dokunuş arasındaki ahenge dönüştü. Ve ortaya böyle bir sonuç çıktı.
Resim yaparken beslendiğiniz şeyler var mı? Size ilham kaynağı olan herhangi bir şeyi söyleyebilir misiniz?
Bana ilham veren şey sanatın kendisi. Dil beni büyülüyor, müzik ruhumun ritmini etkiliyor, renkler, desenler, boyalar üzerimi örtüyor. Sanat benim ruhumun pusulası. Benim için bir iç görü, dışavurum, hatta mest oluş ve dönüşüm. Yapıyorum çünkü yapmadan duramıyorum. Sanat ruhumun “sanat” olmasa hiç uyarılmayacak bir yanını uyarıyor. Bundan daha büyük bir ilham bilemiyorum.
Şiir ile resmi birleştirme sürecinden bahsedersek, bu fikir ortaya nasıl çıktı ve bundan sonra hem şiiri hem resmi iç içe mi kullanmak istiyorsunuz?
Şiirde söylenmemiş yeni bir sözcük ararken resim girdi hayatıma. Resim benim “yeni sözcüğüm” dil ile birbirine bağlanmış bir yapı benim resmim. Kurallardan mahrum geleneklerden uzak. Şiir yazarken imge ile anlam birbirinden ayrılmaz hale gelene kadar uğraşırım. Şu an resim ve şiir birbirinden ayrılmaz hale geldi benim için.
Yayımlanmış üç şiir kitabınız ve ödülleriniz var. Yeni bir kitap çıkarma düşünceniz var mı? Yani şiir yazmaya devam edecek misiniz?
Şiir benim karakterim. Resmi ve şiiri hayatımın içine yerleştirmiyorum, aslında kendimi şiirin ve resmin içine yerleştiriyorum. Sanatın sadakat gerektirdiğine, adanmışlık gerektirdiğine inanıyorum. Dolayısıyla ikisinden de vazgeçemem.
Resimlerde fırça kullanmamanızın özel bir nedeni var mı?
Resim yaparken ne yaptığımın pek farkında olmam. Boyaya dokunmak, ona elimle şekil vermek, tuvalin içine girmek hissi beni fırçadan uzaklaştırdı. Ortaya çıkan dokuyu sevdim ve bir daha fırça kullanmadım. Bozmaktan korkmadım. Sanatın geçmişte yapılmış buluşlara sıkı sıkıya bağlı kalarak ilerleyeceğini düşünmüyorum. Taze işler çıkarmak isteyenler yeni şeyler keşfetmeye mecburlar.
Bir üretim sürecinden sonra şimdi eserleriniz sergileniyor. Ne hissediyorsunuz?
Üretim süreci bir sarsıntı benim için. Bu tablolar sanat nesnesi. Ve yaptığım zamanlar bir sanat süreci. Mücadele heyecan ve şimdi bunların özgün biçimde ifade bulması elbette beni mutlu ediyor.
Söz” sizin için hem değerli bir kelime hem de serginizin ismi. Serginin ismini önceden mi belirlediniz, yoksa resimler bittikten sonra mı “Söz” olmasına karar verdiniz?
Ben “SÖZ” ile büyüdüm. Kelimeler gündelik kullanım için değildi sanki. Onları hep sihirli buldum. Şair için bir sözcük içinde sayısız anlamlar barındırır. Yeni bir “sözcük” bulma derdine düştüğümde resme başladığım için, aslında ismiyle beraber geldi diyebilirim.