Güncelleme Tarihi:
Fatih Mahallesi'nde 1997 yılından beri devam eden kazı çalışmalarda bugüne kadar 8 milyon yıllık fosillerin de bulunduğu kalıntılara ulaşıldı.
Ankara Üniversitesi (AÜ) Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında devam eden kazıda çeşitli üniversitelerden 25 öğrenci görev alıyor.
Prof. Dr. Erol, yaptığı açıklamada, bugüne kadar süren kazılarda yaklaşık 3 bin 300 fosile ulaştıklarını söyledi.
Fosil kazılarının çok önemli olduğunu, bugüne kadar fil, gergedan, at, domuz, zürafa, keçi, geyik, koyun ve kılıç dişli kaplan olmak üzere 20'nin üzerinde türün kalıntılarına ulaşıldığını dile getiren Erol, şöyle konuştu:
"Fosiller gün ışığına çıktığında çok çabuk bozuluyorlar. Fosillerin üzerine özel kimyasallar uygulayarak sağlam çıkarmaya çalışıyoruz. Bilimi doğru yapmamız için fosilleri sağlam çıkarmamız gerekiyor. Burada kullanacağımız aletler çok önemli. Parçaları doğru çıkarmalıyız ki hayvanların buradaki yaşamına ilişkin doğru bilgilere ulaşalım. Elimizde dişçi aletleri, bizler (delik delmek işleminde kullanılmak üzere hazırlanmış tahta saplı, ince sivri uçlu bir çuvaldız türü), ucu sivri demirler ve fırçalarla fosile ulaşmaya çalışıyoruz. Adeta Anadolu'nun tarihine iğneyle iniyoruz"
Bölgenin geçmişte sulak bir alan olabileceğine dikkati çeken Erol, "Buranın hayvanların kuzeye giderken kullandığı göç yollarından biri olduğunu düşünüyoruz. Burası bir bataklık bölgesi de olabilir. Hayvan fosillerinin burada üst üste olduğunu gözlemliyoruz. Bu hayvanlar burada bir bataklık bölgesinde ölmüş olabildiğini düşünüyoruz. Öldükleri dönemde bu toprak parçasının kayarak kemikleri parçaladığını düşünüyoruz. Biz bu parçaları sorunsuz bir şekilde en az zaiyatla çıkarmaya çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
“TAMAMINI ÇIKARMAYA ÖMRÜMÜZ YETMEYEBİLİR”
Bugüne kadar devam eden kazılarda birçok fosilin gün yüzüne çıkartıldığını vurgulayan Erol, "İğneyle kuyu kazıyoruz. Başladığımız günden beri bu tepeyi iğneyle kazıyoruz. Bu fosil tabakasının tamamını kazmaya çalışırsak ömrümüz yetmeyebilir. En az burada yapılacak çalışma bir 50 yıl daha sürer diye düşünüyorum" dedi.
Kazılardan yeni türlerin çıkma ihtimalinin çok yüksek olduğunu vurgulayan Erol, bu yılki kazıya eylül ayının ortasına kadar devam etmeyi düşündüklerini sözlerine ekledi.