Güncelleme Tarihi:
"Keşke kaçabilsem. Bildiğim, bana ait olan, sevdiğim şeylerden kaçabilsem. Keşke gidebilsem burası olmayan herhangi bir yere. Bu yüzleri, bu alışkanlıkları, bu günleri görmek istemiyorum artık. Başka biri olmalı, hücrelerime sinmiş bu rol yapma saplantısının yorgunluğunu atmalıyım. Uyku huzurla değil, hayatla çöksün üstüme. deniz kenarında bir kulübe, hatta dağların sarp eteklerinde bir mağara yeter bana. Ne yazık ki istemekle olmuyor."
Fernando Pessoa, Huzursuzluğun Kitabı
Deprem havası der annem… Basık, sıcak bir hava. Güneş yok, o yaz mutluluğunu yaşayamıyorsun. Hava, hevesini kursağında bırakıyor. İşte bu havada, derin bir iç sıkıntısıyla girdim Şişhane’deki artnivo.com project space’in kapısından. Daha girerken serginin adı, ilgimi çekmişti. Huzursuz Ruhlar İçin.
Nadiren kaybettiğim pozitifliğim, şu birkaç gün tamamen terk etmiş, ruhum acayip bunalmıştı. Kendi kendime galerileri gezerek sıkıntımdan kurtulmaya çalışıyordum, sıkıntım da illa ki arkamdan geliyordu.
İlk olarak, “Huzursuz ruhlar için adacıklar...” kolajını gördüm, sonra “Aramızdaki uzay orada öylece büyüyor.”, “Aramızdaki boşluk”, “Zaman genleşiyor nereye saklanmalı?”, “Yaptıkların vazgeçişin heykeli olsun.” ve bu gibi huzursuzluğuma direk dokunan sözlerin yazılı olduğu resimler, kolajlar... Belki de yanlış bir günde gelmedim dedim kendi kendime. Sergi, o günkü halet-i ruhiyeme o kadar uydu ki; yaşanılan huzursuzlukların, duyguların ortak olduğunu anlamak ve bu daralmaların yansımalarını sanat eseri olarak önümde görmek ne kadar da iyileştiriciymiş diye gülümsedim kendi kendime.
Sanatçı Özge Enginöz, resim, video ve asamblajlarını başta Fernando Pessoa’nın Huzursuzluğun Kitabı eseri olmak üzere, Sylvia Plath, Melih Cevdet Anday ve Emrah Altınok gibi yazarların kitaplarında geçen cümle ve kelimelerden esinlenerek üretmiş. Yukarıda bahsettiğim eser isimleri de yine bu kitaplardan gelmiş. Enginöz’ün beyaz ağırlıklı işleri çok yalın ve samimi. Huzursuzluğu konu alan işlere baktıkça, kendi huzursuzluğunuz hafifliyor adeta.
Çok beğenerek okuduğum sergi yazısında, sergide kullanılan taşlar, fındık kabukları gibi doğal nesneler ile köpük, silikon gibi yapay nesnelerin bir arada kullanılmasının sebebinin Adorno ve Horkheimer’ın araçsal akılı ile alakalı olduğu yazıyor. Farklı kategorilerdeki nesneler bir araya geldiğinde ortaya çıkan beklenmedik uyum sayesinde, benzerlikler ve farklılıklar hakkındaki önyargılarımız hafifçe buharlaşıyormuş. Dolayısıyla, sanatçı, sergiyi gezenlere işlere farklı açılardan ve daha yakından bakmamızı öneriyor. Bu şekilde, hem kolajlar gözünüze farklı gözüküyor, hem de yukarıda bahsettiğim, kendi ruhsal hafiflemenizi yaşıyorsunuz: İşlere baktıkça, paylaşımı hissettikçe, “Belki de her şeyi büyütmemeliyim,” diye düşünüyorsunuz ve hem görsel hem manevi önyargılarınız buharlaşmış oluyor.
Özge Enginöz’ün geçtiğimiz Aralık ayında Artnivo.com’un Zorlu Center’daki küplerinde gördüğüm Yıldızlı Gökyüzünün Gücü Adına işlerinde yine kendi hayatıma dair şeyler bulmuş ve bu serginin yaptığı gibi, (o sergide, bu kocaman evrende ne kadar küçük noktalar olduğumuza dair) kendimizi ve hayatı sorgulatan ince mesajlarla karşılaşmıştım. Bu anlamda Özge Enginöz’ün bu kez kişisel sergisini görmek beni sevindirdi. Artnivo.com zaten dijital bir platform olduğu için işlerin fiyatlarını bence güzel bir uygulama olarak sergi alanında da görmeniz mümkün. Fakat küçük bir eleştiri yapmadan geçemeyeceğim; bu şekilde ulaşılabilir sanat sunan bir platformun sunduğu fiyatlar maalesef oldukça yüksek. Kişisel fikrim, bu güzel eserlerin daha çok kişiye ulaşabilmesi için tabii ki sanatçının emeğini göz ardı etmeyecek şekilde daha makul fiyatlarda sunulmasının koleksiyoner ol(a)mayan ama sanatı seven kişiler için çok daha sevindirici olacağı yönünde.
Herkese huzur ve Huzurlar Ruhlar İçin eserlerine ulaşmayı dilerim…
irmakozer.com Tarafından hazırlanmıştır.