Güncelleme Tarihi:
TÜRK sinemasının sevilen isimlerinden Hülya Koçyiğit, önceki gün Beyoğlu Kültür Yolu Festivali kapsamında Atlas Sineması’nda düzenlenen “Türk sinema tarihinde Yeşilçam döneminin filmlere yansıyan yüzü ve değişimler” konulu söyleşiye katıldı. Yapımcı Zeynep Atakan’ın moderatörlüğünü yaptığı söyleşide Koçyiğit, halktan kopuk bir sanatçı olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: “Sırça köşkte yaşayan bir ünlü olmayı seçmedim. Tam tersi çok fazla halkın içinde oldum. Onların derdini yansıtmak benim derdim oldu.”
Usta sanatçı, Yeşilçam dönemindeki set şartları ile bugünkü set şartlarını da karşılaştırdı: “Sayacağım hiçbir şey şikâyet değil. O günün imkânları oydu. Bugün sette 80 kişi falan sayıyorum. Bizim set ekiplerimiz, en büyük prodüksiyonda bile toplasan 7-8 kişiyi bulmazdı. Sokakta çalışıyorsa bir kafeciye ‘Müsaade eder misiniz? Üstümü değiştirebilir miyim?’ diye sormanız gerekirdi. Bugünkü oyuncuların karavanları, kuaförleri, kostümcüler var.”
Sanatçı, “Kıvanç Tatlıtuğ ya da Kenan İmirzalıoğlu’nun annesi rolü gelirse kabul eder misiniz?” sorusuna “Ederim. İkisi de çok başarılı. Vaktiyle dudak bükerlerdi ‘Mankenden oyuncu olur mu?’ diye. Bal gibi de oluyormuş” şeklinde yanıt verdi. “Takip ettiğiniz dizi var mı?” sorusunda ise damadı Engin Altan Düzyatan’a torpil geçti: “Barbaroslar’ı izliyorum. Tarihi diziler insanın bu konudaki merakını gideriyor.”
Talihsiz bir senaryo seçimiydi
Hülya Koçyiğit, “Sinemanın 4 yapraklı yoncası diye adlandırılan Fatma Girik, Türkan Şoray, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit neden bir projede bir araya gelmiyor?” sorusuna da yanıt verdi:
“Bu saydığınız dört kadın o yıllarda çok büyük starlardı. Hiçbir yapımcının aklına bizi bir araya getirmek gelmedi. Seneler sonra ‘neden sevenlere böyle bir hatıra bırakmayalım’ diyerek bir dizi için bir araya geldik. O da talihsiz bir senaryo seçimiydi. Bizim kültürümüze çok fazla uymadı.”