Hülya Koçyiğit: "Sinema ve dizi turizminde dünya ikincisiyiz"
Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Üyesi Hülya Koçyiğit, "Sektör için olağanüstü bir kazanç. Ülkemiz için de ekonomik olarak bir kazanç. Hakikaten sinema ve dizi turizminde dünya ikincisiyiz. Bütün dünya ülkelerine dizilerimiz satılıyor, pazarlanıyor. Bu çok hoş bir şey." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulunun 40. toplantısı nedeniyle Eskişehir'de bulunan Koçyiğit, toplantı sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, Türk sinema ve dizilerinin dünya genelinde büyük bir ilgiyle takip edildiğini söyledi.
Koçyiğit, dizi ve sinema turizminin Türk kültürü adına avantaja çevrilmesi gerektiğini vurgulayarak "Geçenlerde bir eleştirim olmuştu. Tamam, para kazanıyoruz, tanınıyoruz. Bunların hepsi güzel. Fakat ne kadar çok Türk kültürünü aktarabiliyoruz? Bunu eleştirmiştim. Gönül diliyor ki bu dizilerimiz, filmlerimiz yoluyla gerçekten kendi kültürümüzü aktarabilelim dünyaya." diye konuştu.
"Diriliş Ertuğrul çok iyiydi"
Türkiye'nin geniş bir tarihinin olduğunu belirten Koçyiğit, şöyle konuştu: "Olağanüstü bir tarihimiz, coğrafyamız var. Gelmiş geçmiş bu kadar medeniyetler var. Gönlüm biraz Türk kültürünün biraz daha ön planda olmasını istiyor. Elbette modern çağ, modern yaşam ilgi görüyor. Aşk hikayeleri çok büyük ilgi görüyor. Fakat biraz da bizi biz yapan değerlerimizi dünyaya pazarlamalıyız. Bu durum arz taleptir muhakkak. Her zaman için aşk hikayeleri geçerlidir. 4-5 yıl Diriliş Ertuğrul dizisini izledim. Çok gurur duydum. Bu bir ilkti ve iftihar ettim. Diriliş Ertuğrul çok iyiydi. Tarihimizi bize tanıttı, sevdirdi. Merak ettik, kitaplar alıp araştırdık. İnsan bir şeyi tanımaz, bilmezse ön yargıyla bakar. Fakat tanırsa o zaman daha iştahlı, sahiplenerek tarihine bakar. Dolayısıyla bize bu dizinin katkısı oldu."
Koçyiğit, eski dizi ve filmlerin halen izleniyor olma sebebinin samimiyet olduğunu dile getirerek, "Samimiyet ve dürüstlük çok önemli. Gerçekçilik vardı. Elbette birçok filmde duygusallık vardı. Aile kavramı, komşuluk ilişkileri vardı. İnsanlar bu dizi ve filmlere teknolojiyi izlemeye değil hikayeyi izlemeye geliyordu. Güzel ve evrensel hikayelerden de esinlenilmiş filmlerimiz var. Kendi hikayelerimiz de vardı." ifadelerini kullandı.