Her şeye rağmen 2016’da da Contemporary Istanbul!

Çok normal bir hayat, çok normal zamanlar yaşadığımızı varsayarsak bu sene de Kasım ayının gelmesiyle sanat piyasanın canlandığı, sanatseverlerin yerli-yabancı galerileri bir arada ziyaret etme fırsatı bulduğu Contemporary Istanbul başladı. 3 - 6 Kasım tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda 11. yılını kutlayan fuar, 20 ülkeden 70 galeri ve 520 sanatçının 1500’ü aşkın eserle gerçekleşiyor.

Niloufar Banisadr

Her şeye rağmen burada!

Sene başında yola hevesli çıkan Contemporary Istanbul, yaz aylarında The Art Newspaper’ın ilk defa MOMART işbirliği ile hazırladığı 2016 Uluslararası Fuar Raporu’nda en önemli 40 fuar arasında gösterilmişti.  Bu fuarlar içinde 2011 – 2015 verileri doğrultusunda katılımcı sayısında en çok artış gösteren fuar yine Contemporary Istanbul olmuştu.

Güzel haberler gelirken; ülkede artan gerginlik, buna bağlı olarak ARTINTERNATIONAL ve Moving Image’ın bu sene yapılmayacağının açıklanması, Çanakkale Bienali’nin iptali, darbe girişimi derken Artsy.net’in haberine göre %70’i yabancı olmak üzere 100 galerinin katılımı planlanan fuarda, %35’i yerli, %65’i yabancı olmak üzere gelen iptaller fuarı 70 galerinin katılımıyla kısıtlamış oldu.

�

 Fuarın en çok ilgi gören standlarından Pg Art Gallery standında Melis Buyruk'un işleri

Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, çeşitli yayınlara yaptığı açıklamalarla her şeye rağmen fuarı hiç bir zaman iptal etmeyi düşünmediklerini ve zamanın sanat dünyası için dayanışma zamanı olduğunu vurguladı. Keza, Çağdaş Sanat Galerileri Dayanışması (ÇGSD), daha yeni, Eylül ayı sonunda, 14 üye galerisinin ortak girişimi ile bu yıl ilk kez Istanbul Gallery Weekend (IGW)[1] adı altında bir Açık Hafta Sonu etkinliği düzenlemiş ve sanat piyasasının ülkenin kaotik durumuna rağmen pes etmeye niyeti olmadığının sinyallerini vermişti.

x-ist, geçen sene Bahadır Baruter’e yer verdiği, çok ilgi gören solo proje alanında bu sene de farklı minyatür çalışmalarıyla Murat Palta’yı ağırlıyor

Ülkenin şartlarına uyumlu heykel skandalı

Çarşamba günü yapılan açılışla umutlu başlayan fuarda her yıl olduğu gibi yoğun bir açılış kalabalığı olmasa da (ki itiraf etmek gerekir bu gezmeyi çok daha keyifli kıldı) gün sonunda konuştuğum galericiler, açılıştaki ziyaret ve satışlardan oldukça memnun olduklarını dile getirdiler. Evet, her şey şahane değildi ama varsayılan kadar karamsar bir durum da yoktu.

Dün fuarın halka açılmasıyla hareketlenen sosyal medyada, fuarda olduğunu takip ettiğim hesapların Instagram hikayelerinde kavga görüntüleri görmeye başladım. Fuar da pek tabii ülkenin şartlarına uyum sağlamış ve Erbakan Vakfı üyesi olduklarını iddia eden 20 kişilik bir grup tarafından basılmıştı. Bu aralar elimizde olmadan alıştığımız bir durum olarak yine birilerinin aşırı hassas milli değerleriyle oynanmış, II. Abdülhamid’i aşağıladığı gerekçesiyle Ali Elmacı‘nın heykelinin bulunduğu Şilili galeri Isabel Croxatto‘nun standı, heykelin kaldırılması fetva edilerek basılmıştı. Ülkede sanatla ilgilenen (maalesef) bu kadar az insan varken, bütün eserler çarşaf çarşaf gazetelerde yer almadığı, ilgiden kapılarda kuyruklar olmadığı halde nasıl oluyor da “Sanat fuarı varmış ve orada milli değerlerimizi hoplatacak heykel varmış,” haberi alınıp galeyana geliniyor da fuar basılıyor, akıl almıyor.

Fuarın güvenlik görevlileri ve polisin dahil olduğu olayda galeri ve sanatçı daha fazla gerginlik çıkmaması adına heykeli kaldırmış. Olayın basına da yansıması üzerine Contemporary Istanbul, gece geç saatlerde bir duyuru yayınlayarak fuar yönetim kurulu başkanı tarafından heykelin yerine geri konulmasının sağlandığını ve heykelin fuar sonuna kadar sergileneceğini duyurdu ve şimdilik bu sansür meselesi kapatılmış oldu.

 Bu köprünün altından ne koleksiyoncular geçti!

Ülkenin her gün bize ayrı bir “Yok artık!” yaşatan durumundan daha olağan haberlere geçersek, fuarın giriş kapısında “koleksiyoncu” mu “koleksiyoner” mi polemiğine yol açmaya müsait neon bir çalışma karşılıyor ziyaretçileri. Fuarın bu seneki yeni projesi Collectors’ Stories için de bir giriş sanki...

Fuar dediğimiz organizasyonun, biz uzaktan bakalım, fotoğraf çekelim diye değil de aslen satış odaklı bir yıl özeti olduğunu düşünürsek fuar ruhuna pek uygun olarak Collectors’ Stories bu Türkiye’nin önde gelen 60 çağdaș sanat koleksiyonundan 120 eseri ilk kez bir araya getiriyor. Bizim gibi maaşlı çalışanlara da eserleri izlemenin tadını çıkarmak ve “Benim koleksiyonumda bu olurdu!” diye hülyalara dalmak kalıyor...

Vahap Avşar, Son Damla

Şöyle trilyonluk maaşım olsaydı; Nesrin Esirtgen koleksiyonundan Burhan Kum, Şirin-Neşet Yalçın koleksiyonundan bir Burhan Doğançay, Ayşe-Saruhan Doğan koleksiyonundan Vahap Avşar, Cem Yılmaz koleksiyonundan Tom Wesselman, Ali Raif Dinçkök koleksiyonundan Elmgreen & Dragset ve daha önce hakkında 2 kez yazı yazdığım[2], haliyle pek beğendiğim Serkan Yüksel “Paketleyip beni eve gönderiverin,” olurdu herhalde diye hayaller kuruyorum...

Burhan Kum, İstanbul'un Yeni İstanbullular Tarafından İşgali

Eserlerin yanında koleksiyoncuların o eseri neden, nasıl almaya karar verdikleri ve/veya neden sevdiklerini anlattıkları yazılar ayrı bir hoşluk katmış projeye. Aşırı popüler bir isim olmasına rağmen kültürümüzün gerektirdiği üzere sadece eve arabaya yatırım yapmak yerine sanata da yatırım yaptığı ve bahsettiği konu diğer fuzuli materyaller yerine sanat eserleri olduğu için kendi çapımda bolca takdir ettiğim için Cem Yılmaz’ın Wesselman’ın Litografi eseriyle alakalı pek samimi yorumunu örnek olarak paylaşıyorum:

“Tom Wesselman yalın bir abimiz... Basquiat printleri ile ilgilenirken “abiler” bölümünden Alex Katz ve Tom Wesselman’a da göz atmıştım... Biraz Iytho dönemindeydim, Tom Bey’den de hoşuma çok giden iş vardı... Kaçırmadım J”

Tom Wesselman, Litografi

 En çok paylaşılacaklarda bahisleri açıyorum!

Açıkça olsun olmasın, galeriler ve sanatçılar fuarın sosyal medyada en çok paylaşılacak isimlerinin kim olacağını hep konuşur. Sosyal medyanın gücü düşünüldüğünde sadece bahsedilmesi değil, üzerine strateji kurulması gereken bir konu olduğundan, ben de paylaşım bahislerini açayım istedim.

Sosyal medyanın Mark Hachem Gallery’den Stiller’ın Matchstickman’lerine en yüksek bahsi koyuyorum.

Bir klasik olarak Marlborough Gallery’de Ahmet Güneştekin’in şaşaalı yerleştirmeleri mutlaka bol paylaşım alan işler arasında olacak.

Geçen seneki popülerliğini bu sene de devam ettirebilirse Çağatay Odabaş’ın milimetrik, nokta nokta deli dikkatiyle ortaya çıkardığı film yıldızlarını konu aldığı işleri ve son olarak yabancı misafirlerden Lict Feld Gallery’den benim pek sevdiğim  (Bozlu Art Project’in Mongeri binasındaki koleksiyonunda da işlerini görebileceğiniz) MARCK’ın R G B işi bu senenin tahmini Instagram ünlüleri arasında olacak kehanetlerinde bulunuyorum.

 

 

Hafta sonu nefes alın!

Her şeye rağmen takdir edilecek bir şekilde kararlılıkla yoluna devam eden�Contemporary Istanbul, ülkenin daraltıcı havasından birkaç saatliğine çıkmanız ve sanatla ruhunuzu dinlendirip nefes almanız için güzel bir fırsat. 3 - 6 Kasım tarihlerinde 11. Contemporary Istanbul Çağdaş Sanat Fuarı’nı kaçırmayın!

Ali Alışır’ın basında sık sık yer bulan işlerinin başından ziyaretçiler eksik olmuyor

irmakozer.com Tarafından hazırlanmıştır.