Hazen Audel: Çocuklarımı kabile hayatında yetiştirmek istiyorum
Güncelleme Tarihi:
Kutuplardan ekvatora dünyanın farklı yerlerindeki kabilelerle birlikte yaşıyor, ilkel yaşamda gördüklerini, öğrendiklerini televizyondaki programında anlatıyor. ‘Hazen Audel’le İlkel Yaşam’ bizi binlerce yıl önceki doğal hayatımıza ve atalarımızın unuttuğumuz değerlerine davet ediyor.
Misafiri olduğunuz kabilelerden en ilginci hangisiydi?
En etkilendiğim yer muhtemelen Bajau’dur, Sulawesi-Endonezya’daki deniz Çingenelerinin olduğu yer. Tahtadan yaptıkları deniz gözlükleriyle okyanusa dalıyorlar ve gittikçe derinleşip gözden kayboluyorlar. Her yerde köpekbalıkları var. Birkaç dakika sonra ellerinde yakaladıkları yemeklerle geri dönüyorlar.
Modern insanın unuttuğu ‘ilkel yaşam’da sizi en çok etkileyen ne oldu?
Topluluk içinde sımsıkı şekilde birbirine bağlı yaşamak... Modern dünyada bu birlikte yaşam, kardeşlik kaybolmuş durumda bence.
Yaşamak için içlerinden birini seçseydiniz, hangi kabile olurdu bu?
19 yaşımdayken ekvatorda Huaorani’de yaşamıştım. Genç yaşta bana avcı gibi yaşamayı ve topraktan hayat bulmayı öğretmişlerdi. 20 yıldır onları her sene ziyarete giderim. O insanlar sanki ailem gibiler ve hep oraya dönecekmişim gibi hissediyorum. Çocuklarımı öyle bir yerde yetiştirmek isterdim, tropik Amerika’nın kabile hayatında.
Sadece güvenlik amacıyla mı?
Değil tabii ki. Batı toplumunun çocuğun yeteneklerini küçümsediğini düşünüyorum. Sulawesi’de 4 yaşında bir çocuğun, ağaç kütüğünden yapılmış bir kanoyla kıyıdan iki kilometre açığa gittiğini görebilirsiniz. İki dakika suyun altında kalabildiğini, elindeki mızrakla ıstakoz, mürekkepbalığı yakalayabildiğini... Ya da küçük bir kız çocuğunun minik bir bıçakla huş ağacını yontup kendisine çay bardağı yapabildiğini...
Ağaçtan çay bardağını ben bu yaşımda bile yapamam.
Evet ama işte inanılmaz özgüvenliler. Bir fırtına olsa veya kaybolsalar kendilerini hayatta tutabilecek yeteneklere sahipler.
Başka neler var yanlış bildiğimizi ya da unuttuğumuzu düşündüğünüz?
Mesela ben kasabamda yaşarken, evrak işlerinde, faturalarımı ödemekte zorlanıyordum. İşe zamanında gitmekte de... Meğer bunlar hiç önemli şeyler değilmiş. ‘Basit bir insan’ olmaktan nasıl uzakta olduğumuzu anlayabilmek için ilkel hayatı deneyimlemek gerek. Çünkü Batılı toplumlarda, insanlar birbirlerini kıyafetleri, arabaları, kariyerleri gibi şeyler üzerinden tanımlıyorlar. Kabile insanları birbirleriyle tehlikenin nereden geldiği, avlanan kişiye nasıl yardımcı olabilecekleri gibi meseleler üzerinden bağlantı kuruyor.