Haftanın müzikleri

***
MICHAEL JACKSON
XSCAPE
Sony Music / Epic
Yine bu sayfalarda yazmıştım; “Efsaneler ölmez, yeni ürünleri çıkar!” 2009’da aramızdan ayrılan Popun Kralı, ölümünden sonra da rahat bırakılmıyor. Bu, Michael Jackson hayatta değilken çıkan ikinci albüm. Bu tarz albümlere devam edilecek gibi görünüyor. Yine de bu sefer dikkat edilen bazı şeyler sevindirici. Albüm, Michael’ın baştan sona, üstelik de en az iki üç kez söylediği şarkılardan yapılmış mesela. Yani bazı vokal parçaları ya da atıkları bir araya getirilerek oluşturulmuş şarkılar yok bu albümde. Michael’ın duyulmasını istemediği kayıtların ortaya çıkmamasına dikkat edilerek hazırlanmış bir albüm. Ayrıca prodüktörlerin kendi şovları uğruna Michael’ın önüne geçmemelerine de dikkat edilmiş. Ama işte mevzu tam da bu noktada açıkçası biraz sınırı aşmış. Michael Jackson’ın mirasına saygısızlık edilmiş diyemeyiz ama genel anlamda zorlama dokunuşlar var. Albümün bonus şarkıları olarak yer verilmiş olan orijinal versiyonları, çoğunun yeniden yapımından daha iyi bence.

***
GLORIA ESTEFAN
THE STANDARDS
Sony Music / Masterworks
Fidel Castro karşıtı olduğu için hiçbir zaman ilgi alanıma girememiş bir isimdir Gloria Estefan. Ama işimiz gereği albümünü objektif açıdan değerlendirmeye çalışacağız elbette. Bir kere kendisinin Latin müziğinin dünyaya kazandırdığı en büyük seslerden biri olduğunu kabul ediyorum. Kariyerinin 27’nci albümünde klasik pop ve swing sularında yüzüyor. (Klasik pop derken, günümüzün pop müziği ile karıştırmayın.) 1920’lerden ‘50’lere kadar yazılmış en popüler Amerikan pop şarkılarının yer aldığı Great American Songbook’tan seçtiği şarkıları yeniden yorumluyor bu albümde. Havana (Küba) doğumlu sanatçı, Miami Sound Machine adlı grubun vokalistliğini üstlenerek başladığı profesyonel kariyeri boyunca Latin pop, dans pop ve klasik pop sularından pek ayrı kalmadı zaten. Sanatçının Grammy adaylığı da kazandığı ‘The Standards’ proje olarak dikkat çekici ama bana kalırsa içerik anlamında sıkıcı. Şarkıların orijinallerine yeterince ruh ve heyecan katılamamış gibi.

***
OĞUZHAN KOÇ
BEN HALA RÜYADA
Esen Müzik
Yılmaz Erdoğan’ın projesi (Çok Güzel Hareketler Bunlar) olarak dikkat çeken ama sonra kendi kanatlarıyla da uçmayı başaran BKM Mutfak ekibinin en dikkat çekici oyuncularından biri olan Oğuzhan Koç, yeteneğinin sadece oyunculuk olmadığını gösterme çabasının ilk ürünü olan albümüyle de ses getirdi. Ben açıkçası oyunculuktan müzisyenliğe geçmeye çalışıp da kariyerini mahvetmiş çok isim sayarım ama Oğuzhan bu yükü kaldırabilecek gibi görünüyor. Tamam, ortada herhangi bir orijinallik ya da özgünlük yok ama, dâhil olduğu alaturka Türkçe pop kulvarının standartları o kadar düşük ki, Oğuzhan’ın şarkıları birkaç gömlek fazla bile. Eğer şan dersleri alıp sesini kullanmayı geliştirir ve daha hit şarkılar yazarsa (Mesela ‘Her Aşk Bir Gün Biter’in kıvamı iyi), Oğuzhan gayet de müzik kariyeriyle alıp yürüyebilir gibi geldi bana. Şimdilik, evde bütün gün Kral TV, Number One, Power Türk seyreden 13-17 yaş arası kızlar dışında pek alıcısı olmayacaktır bu müziğin ve bu sözlerin.