Güncelleme Tarihi:
Dalgınlık Kursları
Enis Batur
Kırmızı Kedi Yayınları
Deneme
Kedilerin aklından neler geçirdiğini tam kestirmek neredeyse imkânsızdır. Bir iple onu oyaladığınız esnada birden başka bir şey görür ve ona hamle yapar. Sonra sizin gözünüzle seçemediğiniz bir şeyi takip ederken birden mama kabına gider, oradan dönüşte yine sizinle oyalanır. Tam okşadığınız esnada tırmalamaya karar verir. Gecenin bir yarısı tozutup kanepeden masaya, kitaplıktan koltuğa, oradan sehpaya atlar durur! Ne ara duracak bu deriz ama o kendi düzenindedir. Enis Batur da böyle yaşıyor sanki. Daha doğrusu öyle okuyup, yazıyor ve düşünüyor. Edebiyat ve sanatsa mesele, bir kedi gibi davranıyor. Okuduğu bir kitap, izlediği bir film, gezdiği bir sergiden tiryakilik üzerine bir fikir düşüyor aklına; tam onu yazarken genç kuşaktan iyi bir öykücüyü selamlıyor Gitanes’ın ilk nefesinde. Oradan Paris sokaklarına geçip nasıl yazdığını anlatıyor, çektiği fotoğrafları gösteriyor. ‘Zlatanlayanlar’la veya okumadığı kitaba ödül veren jürilerle tanıştırıyor bizi. Kitabın adı ‘Dalgınlık Kursları’ ama Enis Batur’un hiç dalgın durmadığını, gerçek anlamda hiçbir zaman ‘boş oturmadığını’ görüyoruz. Her denemesinde ayrı mutlu ediyor okurunu. Nasıl kedilerin her gününü ayrı gözlemlemek gerekiyorsa; Enis Batur’un her yazdığını da ayrı bir kitap gibi değerlendirmeli. Asla dalgınlığa düşmeden, yoksa ‘ebeleyiverir’ sizi.
Galata, Pera, Beyoğlu: Bir Biyografi
Brendan Freely - John Freely
Çev.: Yelda Türedi
YKY
Monografi
Aslında bir arkeoloji metni bu. Zira bundan on yıl öncesiyle bile aynı olmayan bir muhitin, Beyoğlu’nun hikâyesini yüzlerce yıl öncesinden bugüne gelerek anlatıyor. Caddesinden sokağına, binasından mimarına, ilk sakinlerinden veda edenlerine, en ince kılcal damarlarına kadar Beyoğlu’yu anlatıyor Brendan ve John Freely. Önceki yıllarda da benzer monografiler hazırlanmıştı, artık hepsi altın değerinde. Bu kitap da öyle! Çünkü bu hızda giderse, kitapta sözü edilen kültür, insanlar zaten geçmişte kalmışken artık binalar ve caddenin, mekânın kendisi bile hatırladıklarımızdan ibaret olacak gibi. Tarihi bir geçmişi olan, kültürel birikime sahip binalar tuhaf restorasyonlarla ya AVM, ya otel, ya uluslararası bir zincir markanın çok katlı bir şubesi olarak hizmet veriyor. Yani ‘-di’li geçmiş zaman metni bu’ en güncel hikâyeyi anlatırken bile... Eksiksiz ve okunması şart bir Beyoğlu monografisi!
Huysuz büyüyor... Bari
Vivet Kanetti
Everest Yayınları
Roman
Vivet Kanetti, 20 küsur yıl önce kaleme alımış olsa da 2011’de yayımlanmış ve o sayede tanımıştık meşhur Huysuz’u. ‘Huysuzun Teki’nde çocukluktan ilk gençliğe kadar hayatını ve yakın çevresini öğrendiğimiz Huysuz tam delidolu çağıyla karşımızda. 70’lerin sonundan 80’lerin ortalarına kadarki dönemi ve Huysuz’un lise sonrasına denk gelen günleri anlatıyor yazar. Huysuz, bir taraftan yaşının dalgalanmalarını yaşarken diğer taraftan ailesinin hikâyesini aynı ‘fırlama diliyle’ anlatmaya devam ediyor. Dönem, memleketin en hararetli yılları. Haliyle ülkenin siyasi, kültür, sanat, cemiyet hayatından kimi detaylar da çıkıyor karşımıza. İstanbul’dan Bodrum’a uzanan romanda Kanetti bir dönemin Türkiyesi’ni ve tabii ki Huysuz’un büyümesini anlatıyor.
Batı Felsefesindeki 100 Temel Mesele
Michael Bruce - Steven Barbone
Çev.: Mustafa Topal
İletişim Yayınları
Felsefe
Filmlerde gördüğümüz veya kimi biyografi kitaplarında, hatıralarda okuduğumuz sahneyi bir hatırlayalım önce. Kürsüde konuşma yapan ‘efsanevi’ bir hoca ve ayaktaki insanların bile bitişik nizam dizildiği tıklık tıklım amfide herkes pür dikkat o dersi, konuşmayı dinliyor. Bruce ve Barbone ikilisi tam böyle bir kitap derlemişler işte. Batı felsefesinin bütün büyük filozoflarınca klasik dönemden bugüne kadar sorgulanmış ‘100 temel’ meseleyi, kavramı, argümanı ve yaklaşımı kendilerinin de içinde bulunduğu uzmanlar anlatıyor. Hem felsefe tarihini, hem bu meselelerin felsefe açısından önemini, hem de sorular soran filozofların bakış açılarını bir arada anlatıyorlar. Lafı dolaştırmaya gerek yok, gerçek bir müracaat kitabı.