Gündüz Vassaf: Gülmeyen insan özgür olamaz

Güncelleme Tarihi:

Gündüz Vassaf: Gülmeyen insan özgür olamaz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2015 01:48

Önce kedileri anlattı bize, şimdi Boğaz’ın balıklarını... Gündüz Vassaf, yeni kitabında da ‘insan’a “Kendini bu kadar yukarıda görme” diyor.

Haberin Devamı

Kediden sonra sırayı balık kapmış. Neden?
Balık, kedi.. Onlar şehrimizin en eski sakinleri. Edebiyat tarihimizde romancılar, şairler buraya kendi fantezilerinden baktı. Savaşlar ateşkesle biter. Sade sermayenin yapılanmasıyla, değil, sanat sanayii sömürüsüyle de konu olarak İstanbul’u tükete tükete bitiremedik. ‘Boğaziçi’nde Balık’ ve ‘İstanbul’da Kedi’, onların şaşırtıcı dilinden, şehrimizin imdat çağrısı.

Şehir ‘imdat’ derken ne için yardım istiyor?
İktidara her gelen, tarih terzicilerine kendi yalanını diktiriyor. Öyküler, bağıra çağıra kürsülerinden seslenenlerin bizi mahkum ettiği dünyamızdan uzaklaştırıp, Boğaz’ın derinliklerinde dolaştırıyor.

Boğaz sularında yaşayan balıklar neden birer ‘kahraman’?
Türümüzde insan, hele dinlerinin kapitalizmle bütünleşmesiyle, kendi rekabetinin kurbanı olurken, bizlerden milyonlarca yıl yaşlı, okyanus diplerinin karanlığında varolabilen balıklardan, ölümsüz denizanalarından öğrenebileceğimiz çok şey var. Boğaz’ı balıksız düşünemiyorsak, bu bizim onları koruyup sahiplenmemizden değil, bize rağmen var olabildiklerinden.

Haberin Devamı

Bize bu kitapta balıklar üzerinden ne demek istiyorsunuz?

Gündüz Vassaf: Gülmeyen insan özgür olamaz
Geçenlerde bir yerde konferans verecektim, türümüzün gidişatına ilişkin. Her konuşmamdan önce olduğu gibi tedirgindim. Konu ağır. Yaşam sorumluluğumuz. Bitse de rahatlasam diye oğlumuzla duygularımı paylaştım. Bana “İyi vakit geçir” dedi. Amerikan anayasası, bildiğimiz insan haklarından öte, kişinin mutluluk hakkından söz eder. Yaşam önceliklerimizde haksızlığa, adaletsizliğe karşı mücadele verir, tüketim çılgınlığımızda nice değerimizi yitirirken, mutluluğu unutur olduk. Tersine, mutlu olmak ayıpmış, dünyada ısdırap çekmek üzere varmışız gibi, kötümserliğimizle yaşam sevincimizi gömdük, birbirimizden gizler olduk. Abartılı kahkahalarla mutsuzluğumuzu kamufle eder olduk. ‘Boğaziçi’nde Balık’ı okumak isteyenlere davetim, kitabı okurken iyi vakit geçirmeleri. Kâh kendi halimize kâh başkalarına gülmeleri. Özgürlük gülmekten de geçiyor. Hatta şunu diyebilirim: Gülemeyen insan özgür olamaz.

Haberin Devamı

“Balık gibi alık alık bakma” diye bir laf var, neden demişiz, hata mı etmişiz?
Boğaz dibinden bize şöyle sesleniyor Uçmakdere balıkları: Düş gücünüz gözlerinizin pranga mahkûmu. Ayakları yere basmıyor gördüklerinizin. Sizsiniz güneşe doğru her gün devrilen. Âşıklar için gözü dünyayı görmüyor diyen sizsiniz. Görülecek çok şey var. Kim bilir dünya nasıl gözüküyor sizin gözünüzle bakmayanlara? Sen nasıl gözüküyorsun senden olmayana? Ve dünyaya nasıl bakacaksın, o başkasının gözüyle bir gün kendini görebildiğinde.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!