Güncelleme Tarihi:
Yüzde 10 görme yetisine sahip olan Barış Coşkun, hayatını ve çocukluk yıllarından bu yana yaşadığı endişelerini, çocukluğundaki içe kapanıklığı çektiği fotoğraflara yansıtarak hastalığının da adı taşıyan “NİSTAGMUS” fotoğraf sergisinde “Dünyanın güzelliklerine bir de benim gözümden bakın” diyor…
“O çerçevelerde benim korkularım, karanlığım var” diyen Barış Coşkun’un ilk kişisel sergisi “NİSTAGMUS” 25 Şubat Pazar Karaköy “İkincikat” sergi salonunda sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.
Barış COŞKUN kendi dünyasından duygularını anlatıyor:
“N İ S T A G M U S”
“Dış dünya ile güçlü bağı olmayan bir çocukluğum oldu. Kendime de çok yakın sayılmazdım. Sürekli kaçmak gelirdi içimden, ama neden, niye kaçtığımı çok bilmezdim. Albino olduğum için güneşle başım biraz dertteydi. Çok sevmezdim, uzağa baktığımda her şey birbirine benzerdi. Benzeyen şeyler aslında tam olarak neye benzerdi hiç anlam veremezdim. Sonra öğrendim ki gözüm "Nistagmus" hastalığından dolayı sadece yüzde 10 görme yetisine sahipmiş. İnsanların uzaktan baktığında bana neden gülümsediklerini çok merak ederdim. Uzağa baktığımda göremediğim ve neye benzediğini bilmediğim şeylerin gerçek anlamda nasıl olduğunu ölesiye merak ederdim. Ben yaklaştıkça onlar benden kaçardı, onlar bana yaklaştıkça ben de onlardan...
Yukarıda bahsini ettiğim o küçük çocuktan öğrendiğim çok şey var benim. Korkmayı, endişe duymayı, hissetmeyi, düşünmeyi bana o öğretti. Şimdi korkmadan, gerilmeden, yaptığım hiçbir işten zevk alamıyorum. İçimde bir yerde o çocuğun yaşadığını, var olduğunu bilmek, hayatta duyduğum en büyük hazlardan birisi, benim için. Belki de beni diri tutan ayakta tutan onun varlığı...
Fotoğraflarda gördüğünüz tamamen o çocuksu, karanlık, soluk ben… Siz aslında benim fotoğraflarıma bakarken, gerçek hayatta benim yüzde 10 gören gözümden bana bakıyor olacaksınız. Çünkü baktığım hiçbir şey yüzeysel olmadı benim. Hep daha dikkatli, daha yakından bakmak zorunda kaldım. Sizin de benim gözümden bana ve dünyanın güzelliklerine öyle bakmanızı istedim. Çünkü o çerçevelerin içindeki fotoğraflarda benim korkularım ve karanlığım var...” diyor…