Güncelleme Tarihi:
Mısırlı pilot ve Batılı referanslarla yetişmiş bir Türk genç kadın, henüz dünyaya gelmiş bebekleri ve kendi gelecekleri için Kahire’deki evlerini bırakıp İstanbul’a gelmişler. Geçici süre kaldıkları aile evine, kadının seneler önce Amerikan rüyasının gazıyla New York’a gidip bertaraf olarak geri dönmüş kardeşinin gelişiyle kaos başlıyor. Üç karakterin aynı evde bir araya geldiği tarih Türkiye için mühim: 31 Mayıs 2013 gecesi. Dolayısıyla Ortadoğu’dan Türkiye’ye, Tahrir’den Gezi’ye uzanan bir hikâye anlatılan. Genç kadın ve adam kültür farkına ve değişen siyasi koşullar karşısında gösterdikleri farklı reaksiyonlara rağmen, birlikteliklerini devam ettirmeye çalışıyorlar. Deniz Celiloğlu’nun canlandırdığı Barış karakteri ise, dışarıda neler yaşandığının pek ayırdında olmayan, kendisiyle fazla meşgul olduğundan siyasi olaylara karşı sığ yaklaşımı ve kof fikir dünyasıyla sinir bozucu bir prototipi temsil ediyor. Oyuncuların üçünün de performansı gayet başarılı. Genç kadın rolündeki Gülce Uğurlu ile Deniz Celiloğlu’nun performansları her ne kadar iyiyse de, seyirciyle arasındaki duygu aktarımı son derece güçlü olan ve rolünü mükemmelen içselleştirmiş Bedir Bedir’in performansına dikkat çekmek gerek. Her ne kadar oyunda Türkçeyi Arap aksanıyla konuşurken çok sayıdaki cümlesini anlayamıyor olsak da... ‘İstenmeyen’ Gezi Parkı, Tahrir, politika, aşk, bağlılık, aile, kardeşlik, bencillik, yabancılık, farkındalık, güvende hissetme ihtiyacı, Amerikan rüyası, özgürlük ve hayal kırıklıkları üzerine, tek perdelik bir oyun.
* Cuma 20.30’da Kumbaracı50’de. Biletler gişe ve www.kumbaraci50.com adresinde.