Güncelleme Tarihi:
Eskiler alıp eskiler satanlar, arzuhalciler, zerzevatçılar ve daha diğerleri... Mesleğini babasından, dedesinden öğrenen insanları sisler arasından bulup, sizleri maziye doğru bir zaman yolculuğuna çıkarıyoruz. Siz de yorumlarınızla unutulan mesleklere eklemeler yapabilirsiniz.
Ayıları bir çeşitli figürlerle oynamaya alıştırmak ve çalgı eşliğinde oynatarak para kazanırlardı.
Def sesini duyunca mahallenin tüm çocukları evlerinden dışarı çıkar, sokaktakiler oyunlarını bırakır, ayının peşine düşerdi. Ayıcı, ayısının burnunun ucuna taktığı zincirle onu çeker ve istediği hareketi
yaptırırdı.
Ellerindeki çanı çalarak mahallelerde dolaşırlardı. Tiz bir sesle "Yoğurtçuuuu" diyerek geldiklerini mahalleye heber verirlerdi, aslında bilirdi herkes onların geliş saatini eline tabağını tenceresini alan kapıya çıkardı. Alın teri ve saf sütten çalınırdı geniş tepsilere yoğurtlar, ağaç askının iki kefesinde kilo ile satılırdı yoğurt.
Zerzevatçılar, fındık, fıstık, kırık leblebi, keçi boynuzu ve dut kurusu satarlardı. Paranız yoksa yine alırdınız. Eski ayakkabı, gömlek vesaire ne olursa değiş tokuş edilirdi.
Onları çalışırken seyretmesi çok zevkli olurudu. Kalaycılar,eski mutfakların tel dolaplarını ışıltılarını doldururdu. Sihirbaz gibiydiler,bir anda simsiyah yanmış tencereler ışıl ışıl olurdu.
İşte unutulmus bir başka meslek daha. Çocukların en büyük eğlencelerinden birisiydi.
Rengarenk macunlar tahta çubuk ucuna sarılır ve çocuklar afiyetle yerdi. Macuncular son yıllarda özellikle bazı turistik yerlerde satış yapmaya devam ediyorlar.
Yine çocuklar için vaz geçilmez bir eğlenceğiydi. Fırıldağa sahip olan çocuklar rüzgarla yarışırlar ve doyabildiğince sokaklarda koşarlardı.
Esansçılık, iki kapaklı dört tarafı cam bir kutu içine yerleştirilmiş küçük şişelerde esans satma işine denir. Genellikle köy, kasaba ve şehirlerin pazar yerlerinde, kahvehane, lokanta gibi toplu yasama mekânlarında dolaşır; belli ücret karşılığında bir miktar esansı bir enjektör aracılıyla müşterilerin üzerine püskürtürlerdi.
Süpürgecilerin sayısı artık çok az da kalsa ve eskisi kadar popüler olmasalar da hala el süpürgeleri hala bir çok evde kullanılıyor.
Ücret karşılığı mektup, dilekçe vb. yazan, form dolduran kimselere Arzuhalci denirdi. Arzuhalciler dilekçe yazmanın yanısıra, vatandaşın yerine onların resmi dairelerdeki ( bayındırlık, tapu, evlenme vs.) işlerini de takip ederlerdi.
Arzuhalci, eskiden Belediye veya adliye gibi devlet dairelerinin yakınında, köşebaşlarında; halkın mektup, dilekçe yazmak gibi işlerini yapardı.