Güncelleme Tarihi:
Festivalciler söz konusu belgenin yerli filmlere sansür aracı olarak kullanıldığını söylerken, Bakan Ömer Çelik ise ‘Sansür var’ diyenleri “yalan beyan vermek”le eleştiriyor.
Kandİl’deki yaşamı anlatan, Ertuğrul Mavioğlu ve Çayan Demirel’in çektiği ‘Bakur’ (Kuzey) belgeselinin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “film kayıt tescil belgesi” istemesi üzerine 34’üncü İstanbul Film Festivali’ndeki gösteriminin iptali ile başlayan tartışmalar büyüyor. Film festivallerinin yöneticileri, bu uygulamayla birlikte hiçbir kısa filmin ve belgeselin festival programlarına alınamayacağını söylüyor.
BAKANLIKTA TOPLANTI
Sinemacılar önceki gün İstanbul Atlas Sineması’nda bir araya gelerek ortak bir çağrıda bulunmuştu. 23 Nisan’da 26’ncı kez sinemaseverlerin karşısına çıkacak olan ve ulusal belgesel yarışmasında ‘Bakur’ belgeseline de yer veren Ankara Uluslararası Film Festivali de krizi aşmak için çözüm arayışına girdi. Ayrıca kayıt tescil belgesi olmayan birçok kısa film ve belgesel de programda yer alıyor.
Festivali düzenleyen Dünya Kitle İletişim Araştırma Vakfı yöneticileri, krizin aşılması için dün Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü yetkilileri ile bir araya geldi. Toplantının ardından Genel Müdürlüğün iki gün içinde festival yetkililerine sorunla ilgili bir açıklama yapacağı kaydedildi. Hürriyet’e konuşan Vakıf yöneticileri ise Bakanlıktan gelecek açıklamaya göre yol haritalarını belirleyeceklerini, katalogları bastırılan programlarından da hiçbir şekilde vazgeçmeyeceklerinin altını çizdiler.
SANSÜRCÜ ANLAYIŞA FARKLI KILIF
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş CHP Kültür ve Sanat Platformu adına bir açıklama yaptı: “Sinemacıların sansüre karşı mücadelesini destekliyoruz. Uluslararası bir yarışmada, yabancı ve yerli filmleri farklı işleme tabi tutan ve sansür uygulayan anlayış kabul edilemez. Bakanlığın, Türkiye’de üretilen filmlerin kayıt tescil belgesi almış olması zorunluluğunu hatırlatarak, gösterimin iptalinden festival yönetimini sorumlu tutması iyi niyetten yoksun bir tutumdur. Tüm uygar ülkelerde olduğu gibi, festivaller tümüyle denetimden muaf tutulmalı. Film festivalleri için ‘eser işletme belgesi’ istemek sansürcü anlayışı farklı kılıf içinde sürdürmektir.”
GERÇEĞİ GİZLİYORLAR
Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, Twitter hesabından sansür iddialarını eleştirdi: “Kendi yasal ükellefiyetlerini yerine getirmedikleri halde ‘Sansür var’ diye yalan beyanda bulunanlar ve onlara destek verenler, gerçeği gizliyorlar. Ayrıca bu haberde (Star gazetesinin dünkü manşeti) görüldüğü gibi açıkça terör propagandasına zemin olmalarına ne diyecekler acaba? Bu kadar profesyonel organizasyonlarda bu kadar açık terör propagandasına destek verilmesi izah edilemez. Birileri çıkıp ‘çözüm süreci’ varken bu yaklaşımların doğru olmadığını söylüyor. Çözümü anlamamışlar hâlâ. Söyledikleri açık terör propagandasının makyajıdır.”
YENİ YÖNETMELİK YOLDA
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül, konuyla ilgili yeni düzenlemeler planlandığını söylüyor: “Çalışmalarımız var. Yasama organının yoğun gündeminden dolayı yasalaşma süreci sona ermedi. Kayıt tescil ile ilgili ilkeler yasada yer alacak. Festivalde gösterilecek filmlere yerli olsun yabancı olsun herhangi bir kayıt tescil şartı getirilmeyecek. Yasadaki ilke ve kuralları uygulayarak, festival yönetimleri kendi kuracakları komite ve kurullarla programlarını hazırlayacaklar.”