Serhan YEDİG
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2016 10:28
Davulcu Ferit Odman, 2011’de ikinci albümüyle ünlü Amerikan caz dergisi Down Beat’ten ‘yıldızlı pekiyi’ almıştı. Bu kez ‘Dameronia with Strings’te bop çağının en romantik piyanisti Tadd Dameron’ın müziğini yaylı çalgılarla birleştiriyor.
Talihsiz bir piyanistti Tadd Dameron...
Birinci Dünya Savaşı yıllarında doğmuştu. 20’li yaşlarında bebop, 30’larında hard bop akımının öncüleri arasındaydı. John Coltrane, Miles Davis onun piyanosu eşliğinde uçuşlara çıktı, Dizzy Gillespie, Count Basie onun düzenlemeleriyle milyonlara ulaştı, pek çok bestesi klasikleşti.
Fakat ismi hep diğerlerinin gölgesinde kaldı. Daha yolun başında uyuşturucuya kaptırmıştı kendisini. Şöhreti arttıkça sağlığı da bozuldu. Kalp krizleri birbirini izledi, nihayet amansız bir hastalığa yakalandı. Yol arkadaşları 1960’ların ortasında dünyayı sarsarken, o 50 yaşını bile göremeden can verdi.
Davulcu Philly Joe Jones ve trompetçi Don Sickler, 20 yıl sonra anısını yaşatmak için Dameronia grubunu kurup bestelerinden başarılı albümler yayımlamasa Tadd Dameron ismi çoktan unutulmuştu.
İllüzyon yaratıyorum: 'Davulculuk müzikte zamana hükmetme işidir. Zamanın gerisinde kalabilir, önünde yürüyebilir, tam içinde olabilir ya da genişletebilirim. Yani zaman içinde illüzyonlar yarattığım söylenebilir.' Dameron’un özelliği, cazı ışık hızına ulaştıran bebop virtüozlarını güzel melodilerin dünyasına çekmesiydi. Saksofoncu Dexter Gordon onun için
“Bop akımının romantiği” demişti. Ünlü bir sözü vardı piyanistin:
“Yeryüzünde yeterince çirkinlik var, beni güzellik ilgilendiriyor.”
Ferit Odman’ın
‘Dameronia with Strings’ albümünü açıp CD’yi çıkardığınızda, altındaki boşlukta Dameron’un bu unutulmaz sözü beliriyor. Sekiz Dameron düzenlemesinde, 42 dakika boyunca hep mutlu bir dünyanın güzel melodilerini duyuyorsunuz. Günlük hayatın hırçınlıkları, çatışmaları, gerilimi, abartılı coşkuları ve görgüsüz neşelerinden eser yok.
“Kimileri olumsuzluklardan beslenir. Ben negatiflikten beslenmek istemiyorum. İyiliklere, güzelliklere odaklanıyorum. Yüzümden tebessümün, hayatımdan kahkahanın eksilmemesi için çaba gösteriyorum” diyor 33 yaşındaki Odman.
Max Roach, Elvin Jones, Roy Haynes gibi tarihe geçen virtüozların ayak izinden yürüyen bir davulcunun, ustaları dururken ölümünün üstünden yarım asır geçmiş bir piyaniste albüm ithaf etmesi ilk bakışta tuhaf gelebilir. Oysa bu Odman’ın müzik serüveninin doğal sonucu.
“Davulcuya ya da belirli bir enstrümana odaklı albümleri dinlemeyi sevmem. Takım çalışmasına dayalı, müziği öne çıkaran çalışmalar bana zevk verir. Günümüzün teknik gösterilerle dolu caz albümleri bana hitap etmiyor. Aklımda herhangi bir melodi kalmıyor, müzikleri yüzümde tebessüm oluşturmuyor. Bebop, hard bop çağının samimiyetini, swing duygusunu, melodilerini özlüyorum.”Dameron’un müziği, evde babasının caz albümlerini dinlediği çocukluk günlerinden beri kulağında Ferit Odman’ın. Fulbright Bursu’yla yüksek lisansa gittiği Patterson Üniversitesi’ndeki hocası, piyanist Mulgrew Miller bu sevgisini destekleyip, tutkuya dönüşmesini sağladı. 2014 yazında, yani Dameron’un 50’nci ölüm yıldönümü yaklaşırken albüm için harekete geçti.
Sonrasını tuhaf bir hipnoz haline benzetiyor...
“Sanki bir güç beni yönlendirdi. Amerika’dan doğru kişilere ulaşmamı sağladı. New York’a gittim, albümü kaydettim. İstanbul’a döndüğümde eşime anlattım bu tuhaf ruh halini. Dameron için yazılmış bir senaryoda oyuncuydum adeta.”Öykünün sonuna bakılırsa, haksız sayılmaz...
HAYALİ İÇİN 25 BİN DOLAR HARCADIÜçüncü albümünün içeriğini belirlediğinde bir yandan para biriktirmeye, diğer yandan Dameron’un biyografisini okumaya başladı. Kerem Görsev’le çalışmaları sırasında Odman’a ‘yaylı çalgılar virüsü’ bulaşmıştı. Caza boyut kazandırdığına, dinleyicinin yüreğine dokunduğuna inanıyordu. Dameron’un müziğini yaylı çalgılarla zenginleştirecek düzenlemeler için David O’Rourke, dörtlüsünü oluşturmak için hocası Miller’ın önerdiği piyanist Danny Grissett’i aradı. Geçmişte Dameronia’yı kuranlardan Don Sickler’a ulaşıp fikir alışverişi yaptı. 1950’lerin neredeyse montajsız albümlerindeki samimiyeti yakalamak için stüdyodaki dijital teknolojiyi bir kenara bırakıp, kayıtta kullanmak üzere 2,5 inçlik teypler satın aldı. Yaylı grubunu toparlayıp New York’ta kaydı gerçekleştirdi. Dameron’un biyografisini yazan Paul Combs kapak notlarını tamamlayınca ‘
Dameronia with Strings’ projesi tamamlandı. CD birkaç hafta önce Türkiye’nin küçük, bağımsız firmalarından Equinox tarafından piyasaya sürüldü.
Odman’a göre albümün hazırlık sürecindeki en heyecan verici olay, Don Sickler’ın kayıtlar için uzak bir yoldan stüdyoya gelmesi, çalışmaları izlemesiydi.
“Stop, Look&Listen’ı çaldıktan sonra yanıma geldi. ‘Philly Joe Jones, omuz başında seni dinliyordu. Burada olsaydı seninle gurur duyduğunu söylerdi’ dedi. Sadece bunu duymak için bu çabaya girişebilirdim.”İçinden geçtiğimiz kaotik günlerde böyle bir hayali kurabilmek, gerçekleştirebilmek bile takdire şayan. Sadece bunun aşkına da olsa Dameronia’yı dinlemeye değer.
FULBRIGHT BURSU’YLA ABD’DE OKUDU
Ferit Odman, Bursa doğumlu. 11 yaşında davul çalmaya başladı. Anadolu Lisesi Orkestrası’yla 1994’te katıldığı Milliyet Liselerarası Müzik Yarışması’nda birincilik kazandı. Lisede, AFS Bursu’yla bir yıl İsveç’te müzik, dönüşte tam burslu olarak Bilgi Üniversitesi Caz Bölümü’nde okudu. Ardından Fulbright Bursu’yla ABD’de William Patterson Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamladı. 2009’dan bu yana TRT Caz Orkestrası üyesi. 2010’da ilk albümü ‘Nommo’, 2011’de ‘Autumn in New York’ yayımlandı.