Feridun Düzağaç yazdı: 'Ustalara Saygı' albümlerindeki kahrolası çıraklıklar

Güncelleme Tarihi:

Feridun Düzağaç yazdı: Ustalara Saygı albümlerindeki kahrolası çıraklıklar
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2016 14:46

Siz sevgili müzikseverler “tribution” olarak adlandırılıp Türkçeye “saygı albümü” olarak çevrilen bu proje albümlerde müzik yapımcılarının yarattığı ve yaşattığı “yıldızlar savaşı”ndan ne kadar haberdarsınız?

Haberin Devamı

Sevgili müzikseverler “tribution” olarak adlandırılıp Türkçeye “saygı albümü” olarak çevrilen bu proje albümlerde müzik yapımcılarının yarattığı ve yaşattığı “yıldızlar savaşı”ndan ne kadar haberdarsınız? Bu tip albümlerin standart solo albümlere kıyasla daha çok ilgi gördüğünü düşünen sevgili müzik yapımcılarımız, projenin çatısını davet ettikleri şarkıcı, sanatçı ya da grupların popülaritesine ya da “reytink”ine göre kurmaktalar. Hadi şu ustaya saygı duyalım ve Spotify’da en çok dinleyicisi olan isimlere ustanın hitlerini ‘dağıtalım’ mantığıyla kotarılan bir albüm samimiyet ve saygınlığa ne kadar yaklaşabilecektir ki?

Ben bugüne kadar yer aldığım her “usta” albümünü* kendi diskografisinin en nadide parçaları olarak gördüğümü, aldığım her daveti sözgelimi bir doğum günü kutlaması olarak algılayıp kayıtsız şartsız kabul ettiğimi her fırsatta dile getirdim. Ellerimde çiçekler koşarak gittim, “Kusura bakmayın, çiçeği falanca getirmişti” diye kapıdan çevrildiğimiz de oldu, heyhat. “Bazı şarkılar seçildi, siz seçilmemişlerden seçin” diyen olunca -ki maalesef oluyor- kısaca “geçin” diyorum; yakışık alıyor.

Haberin Devamı


SAF VE IŞIKLI: BÜLENT ORTAÇGİL 

 

Feridun Düzağaç yazdı: Ustalara Saygı albümlerindeki kahrolası çıraklıklar



Bir ustaya saygı duyarken, kalfaların kalbini kırmak çıraklara kalmamalı. Usta-çırak ilişkisi böyle kurulmamalı. Saygı duyulan ile duyan arasında tarz benzeşmesi aramak da olayı kendi hikâyesinden ve maneviyatından alıkoyabilecektir. Orhan Gencebay albümündeki enfes Duman ‘Gönül’ü söylemek istediğimin şarkısıdır. Sözün, özü proje aşamasında hiçbir kriter ya da ötekileştirme olmaksızın yapılacak samimi bir davet, albümün öznesi “usta”nın kıymetli yıllarına, hatıralarına ve yaşanmışlıklarına dokunmayı başaracak özenli bir iş için tek şart olmalıdır. Demolar hazırlanır, maket aranjeler yapılır, her kim ustasını gönlüne taht kurduğu şarkısıyla ne kadar taltif etmiş ona bakılır, bir seçim kaçınılmaz ise de seçen “usta” olmalıdır. E tabii bu yol emek ister, meşakkat ister, pragma değil drama içerir, bünyeyi zorlar. İsimler üzerinden kotarıvermek daha bizliktir denirse de anlaşılır kahrolarak.
Bülent Ortaçgil için söylenmiş Ortaçgil şarkıları” albümünü hiç değilse benim gözümde en saf ve ışıklı kılan buna benzer bir “seçim süreci” ile hazırlanmış olmasıdır.

16 yaşındayım, daha ne olduğunu bilmeden deli gibi âşığım. Kurbanım sarı saçlı, boş derslerde şarkı söyletilen ‘hoş sesli çocuğuyum’ sınıfın. Hayatı akıllı telefonlardan kaydırarak değil, sözcükleri saydırarak yaşadığımız şahane yıllar çok şükür. Her şey ölümüne organik fakat her platonik âşık gibi sözcükler bana da yasak. Kitap arasında çiçek kurutmak moda ama ben onun sarı saçlarını saklayıp içimi kurutuyorum. Ümit Besen o zaman da çok baba. “Sarı saçlarını...” diye başlayan “Unutursun diye çok korkuyorum”u hit o zamanlar. Bir de “okul yolunda”sı. Boş geçen dersler Fe abinizin şov zamanları. Ah o güzel yaşlar... Sizin yaşlarınız. Demem o ki, bir gün Ümit Besen’e saygı albümü yaparlarsa beni bulsunlar. “Rokcudur, cool’dur, reytingi düşmüştür” demesinler. Bir hikâyem var çünkü. Davet gelirse o eski defterleri açar, o saç telini saklarım şarkıya. Ucu size dokunur zira. İçinizi gıdıklar. Aşk uğruna... Nice hikâyeli şarkılara... Sevgiyle...

 

Haberin Devamı

bluejean.com.tr tarafından hazırlanmıştır. 

BAKMADAN GEÇME!