Güncelleme Tarihi:
Yeni albümün eli kulağında. Ne beklemeliyiz?
- The Colorist Orchestra ile ortak projemiz bu. Çok yetenekli, parlak müzisyenler ve kendi yaptıkları enstrümanları kullanıyorlar. Bu iş beni hem çok gururlandırdı hem de heyecanlandırdı; hele onlarla beraber Türkiye’de çalacak olmamız! Her zaman fırsat olmuyor.
Bu sene Türkiye’de epey konser iptali oldu; siz de “Acaba gitmesem” mi diye düşündünüz mü?
- “Düşünmedim” diyebilmek isterdim ama enine boyuna düşündüm bunu. Çünkü tam da Belçika’da yaşanan havaalanı saldırılarından sonra orada çalışmaya başlamıştım. Dünya şu sıralar pek hoş bir yer değil maalesef.
Bir önceki albüm ‘Tookah’ta, yazdığınız sözlerin ana teması ‘değişim’di. Halen öyle mi? Değişime devam mı?
- O zamanlar yeni anne olmuştum; kimlik ve değişim üzerine düşünüyordum. Metamorfoz tamamlandı. Yeniden anne oluyorum. O kadar huzurluyum ki; genelde bu hisle yazmadığım için söz yazmak zorlaştı. Ufukta yeni bir meydan okuma var yani.
Cordoba’da Çingenelerle, İzlanda’da bir orkestrayla çaldınız. Deneylere artık daha mı açıksınız?
- Bir grubum olmamasını, müzisyenlerle biraz tesadüfen bir araya gelip çalmayı seviyorum. Böylesi, hem müzik hem hayat açısından daha eğitici. Havaifişek gibi hissediyorum; içimde kıvılcımlar dolaşıyor. Türkiye’de de geleneksel müzik yapılan bir yerde çalmak isterim.
Anne tarafından İzlandalısınız. Bugün neden bu kadar popüler İzlanda?
- Macera düşkünleri için müthiş bir doğası var; sanatı harika, yemeği güzel ve insanı çok eğlenceli. Bir de PR’ımız çok iyidir! Arkadaşlarına “Burayı illaki gelip görmelisin” demeyen bir İzlandalı tanımıyorum!