Ege Çubukçu'nun 'Reçete'si: 'Susma, diss at'

En zoru böyle zamanlarda yazmak, evet...
Ama müzikten başka bir seçeneğimiz var mı? 

Bence yok.  

Ege Çubukçu Reçete’yi yayınladığında dayanamadım aradım kendisini. İzmirli, pırıl pırıl, enerjik, harika adam… Muhteşem bir ses, saf bir yetenek. Şarkıları da ruhu da mutlu ediyor insanı. Gidip canlı canlı izlemek gerekiyor. 

Hip hop öyle bir şey değil mi zaten? ‘Thug life’ evet, ‘bling bling’ tabii, ama önemli olan rüzgar nasıl eserse öyle olması. 

Şöyle diyor yeni şarkısının basın bülteninde: 'İki albüm, onlarca single, topladığı ödüller, hip hop kültürünü tanıttığı radyo programı ile sanatına ve kültürüne odaklı'. Hep öyleydi.  

Dün İzmir’deki patlamadan sonra yine Çubukçu'ya mesaj attım. Ailesi İzmir’de mi, kendi İzmir’de mi, Adliye’ye yakın mı, neler oluyor diye merak ettim. İçim yandı. Biliyorum ki anlayacaktı. Anladı da...

Öyle karışık ve zor ki bugünler…

KANATLARINI AÇMIŞ, ÖZGÜRLÜĞE KOŞUYOR

‘Reçete’yle ilgili aklımdaki yazı bu değildi aslında. 'Niyet neydi, akıbet ne oldu' demiş Alanson, sanki bugünler için.

Dönelim yine 'Reçete'ye.

Ege, ‘Reçete’de global eksende yaşanan özgürlük kısıtlamalarını işaret ettiğini' söylüyor. Tam şöyle diyor: ‘Parçanın protest yapısı ve Harun Işık yönetmenliğinde çekilen estetik klibi ile yenilikçi bir sokak dili yaratmak istedik. Video klip, sokak sanatçısı Rasta Rules tarafından hazırlanan enstelasyonlar ile görsel ve işitsel anlamda farklı disiplinleri bir araya getiren, zengin içerikli bir sanat ürünü olma özelliği taşıyor.’ Daha başka pek çok niyeti de var ama, sürpriz olsun. 

Klip güzel ama esas mesele şu: Ege 'sokağa çıkın' diyor.

Sokağa, kar yağıyorsa kartopu oynamaya... Yağmur varsa ıslanmaya. Güneş varsa ısınmaya.

'ONLAR KAOS DİYOR, BİZ EV'

Reina saldırısı sonrası sosyal medyada her yer kararmışken, önce Moby ‘İstanbul’ yazdı. Sonra benim gördüğüm ilk paylaşım Ege’dendi. ‘Susma… Diss at!’ yazmıştı Ege ınstagram hesabına, bundan sadece 5 gün önce. Gördüğüm en net tavırdı. O sırada rahat mıydı hayır, mutlu muydu hayır. Rahatsızdı, üzgündü, kızgındı, kafası atmıştı ve çok netti. İtiraf etmek gerekirse bu çok etkileyiciydi. 

Ege'nin masaya kendi ritminde vuruşu, yumruğunu gökyüzüne kaldırması epey iyi. Yarı alaycı, yarı şakalı, yarı ciddi, ama özgür, zincirlerinden arınmış, sağlam ve gülümseyen bir müzisyen. Egosu kendince, hali başka. Onu sevmemek imkânsız.

Ege Çubukçu gibi bir MC ‘Reçete’yle olduğu kadar, bu sağlam karakteri ve özgür duruşuyla esas alkışı hak ediyor. 'Reçete'de sosyal medyada gördüğümüz 'Onlar kaos diyor, biz ev' videosunun hakkını kendince şöyle veriyor: 'Yaşadığımız yer ev değil, yangın yeri.' 

Ne İzmir'i, ne İstanbul'u, ne de yurdu terk ediyor. Uçuyor. Kanatlarını açıp özgürlüğe uçuyor.

Bize de 'Uçabilirsiniz' diyor.