Dorsten’in yaratıcı kompleksinde 5 genç Türk

Arkadaş çevremden duyumlar aldığım, bildiğim üzere, buralarda genç bir sanatçı olarak katılacak etkinlik bulmak, tutunmak, hele hele bilinirlik sağlamak zor. Çeşitli sebeplerden dolayı dar bir sanat piyasamız var ve malum kreatif etkinliklerin sayısı zaten çok da fazla değilken bir de giderek azalıyor.

Her genç sanatçıMamut Art Project gibi büyük organizasyonlarla ortaya çıkacak, senede bir kere yapılan Genç Yeni Farklı'ya seçilmek için her sene tekrar tekrar deneyecek değil (Bir yaş haddi de söz konusu zaten:)) Nüfusumuz kalabalık, genç ve yetenekli insan çok; fakat sanatı paylaşma fırsatları oldukça az.

Umudu hiçbir zaman yitirmemek lazım; zira ortam nasıl olursa olsun sanatı, genç sanatçıları, organizasyonları her zaman destekleyerek bir yerlere beraber getirmek mümkün. Bu sebepten Almanya'nın Dorsten kentinde farklı şehirlerden 5 Türk sanatçının kendi fırsatlarını yaratıp yaratıcı bir etkinliğin bir parçası olmalarını ve işlerini sergilemelerini güzel bir haber olarak paylaşmak istedim.

Gözde Yalvaç Ekiz, Seda Korkutoğlu, Deniz Ekiz, Nilay Sarıoğlu ve Eda Lafcı, Kuzet Ren-Vestfalya eyaletindeki Dorsten şehrinde CreativeQuarter Fürst Leopald adlı sanat kompleksinde biraraya geldiler. Mekan,  1913 yılından 2001 yılına kadar kömür madeni ocağı olarak işletilen bugün ise kültür, edebiyat, müzik ve gastronominin en iyilerinin bir araya geldiği bir kompleks. CreativeQuarter Fürst Leopald'da birçok galeri sergi salonu, sanatçı atölyeleri ve konser alanları bulunuyormuş ve yıl içerisinde ulusal ve uluslararası çeşitli etkinlikler gerçekleşiyormuş.

5 genç Türk sanatçı, Alman sanatçı Klaus Risse önderliğinde işte bu komplekste 2 gün 2 gece (10-11 Ağustos 2017) soyut dışavurumcu tarzda bir workshop yapmışlar ve workshop sonunda ortaya çıkan işleri 13-18 Ağustos tarihleri arasında sergilemişler.  Genç sanatçılarla kısa bir sohbet gerçekleştirdim.

Merhaba, öncelikle hepinizi kutlarım! Bu proje nasıl doğdu, biraz anlatır mısınız?

İlker Eren genç Türk sanatçıların Avrupa’da kendilerini tanıtmaları ve işlerini sergilemeleri için bugüne kadar CreativeQuarter Fürst Leopald ile birçok sanatçıyı buluşturmuş. Bu sene de bizler Klaus Risse’nin de girişimi ile bu etkinlik ve workshop katılım sağladık. Birçok Alman-Türk ortak yapımı projelerine imza atmış olan Tekin Dağdelen de bizi ağırladı.

Peki sizler nasıl biraraya geldiniz? Beraber yeni projeleriniz olacak mı?

Sanatçılar İlker Eren tarafından seçilip bir araya getirildi. Çanakkale, İzmir ve İstanbul'dan katıldılar. Alman ressam Klaus Risse ile de yıl içinde Türkiye’de etkinliklerimiz olacak. Bu etkinliğe Klaus Risse'nin özel ilgisi sayesinde çok büyük katkıları oldu. Kendisi birçok farklı teknik, stil ve akımın öğelerini kullanmaktan hiç çekinmiyor, ayrıca bilgisini ve deneyimini paylaşmaktan çok büyük zevk alıyor.

Daha önce beraber ve ayrı ayrı katıldığınız projeler, sergiler var mı?                  

Gözde ve Seda iki yıl önce bu komplekste sergi gerçekleştirmişti. Gözde ve Deniz İstanbul’da da geçtiğimiz yıl kendi işlerinden oluşan resim sergisi yapmıştı.

İşlerinizden, tarzınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

Gözde Yalvaş Ekiz: Renkler üzerinden soyut bir bütünlük yakalamaya çalışıyorum. Kavramları soyutlaştırarak farklı malzemelerle tuval, ahşap ve cam üzerine resim yapıyorum.

Seda Korkutoğlu: Zıt renklerin birbirlerinin üstüne gelerek, tuvalde oluşturduğu etkilerin fırça darbeleri ile bir hikaye oluşturuyorum. Kimi figürler ön planda  iken kimileri de arka planda kalarak hikayemi tamamlıyorlar.

Deniz Ekiz: Soyut dışavurumcu tarzda işler yapıyorum. Kimi zaman toplum sorunlarını ele alırken kimi zamanda sadece estetik üzerine çalışıyorum. İşlerimde daha çok duygulara hitap etmeye çalışıyorum. “Cocktail” işim ile farklı renkleri kullanarak de ahenk yaratılabileceğini gösterirken, “Aliens in St. Tropez” işinde soyut geometrik şekiller ile figürler yarattım.

Workshopın içeriğinden biraz bahsedebilir misiniz? Neler yaptınız, neler anlattınız? Katılanlarla yaşanan, özellikle anlatmak isteyebileceğiniz bir etkileşim var mı mesela?

Workshop’ta hepimiz farklı üsluplar kullansak da, beraber çalışmamız sonucunda işlerimizde bir ahenk yakaladığımızı gördük. Bunun da 2 gün 2 gece boyunca aynı ortam ve havada işler üretmemizden dolayı olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca Türklerin bir etkinlik yapacağını duyan, yurtdışında yaşayan Türkler de etkinliğe özel ilgi gösterdiler. Türkiye’deki sanatçıların ne işler yaptığını, neler düşündüğüne tanık olmak istediklerini gördük. Bunun yanında Almanların sanatla ne kadar ilgili, iç içe olduklarını görmüş olduk.