Naim DİLMENER
Oluşturulma Tarihi: Mart 25, 2016 10:39
Her şey olacağına varıyor bir şekilde. Nihayet şimdi, Canku’nun herkesten fazla hak ettiği bir ‘tribute’ albümü ete/kemiğe bürünebildi.
Popüler müziğimizin hem teorik hem de pratik alandaki en önde gelen isimlerinden Doğan Canku için bir sevgi ve saygı (‘tribute’) albümü yapıldı. Bu tür albümlerin sayısı son yıllarda çok arttı. İş neredeyse bir moda haline geldi ama Canku’nun böyle bir albüm yapma fikri ve isteği yıllar öncesine dayanıyor.
‘Doğan Canku ile 50 Yıl’ albümünde, gençler gelmiş bir araya; en azından Canku’nun kuşağı değil, bir ya da iki kuşak sonrasının isimleri. Kenan Doğulu (biri solo, biri de Duygu Soylu ile olmak üzere iki şarkısı var), Yalın, Murat Dalkılıç, Gökhan Tepe, Emre Altuğ, Toygar Işıklı, Fettah Can, Manga ve Derya Köroğlu, aynı albümün çatısı altına girerek, memleket müziğinin en yaratıcı isimlerinden Doğan Canku’ya sevgi ve saygılarını sunmada kusur etmemişler. Nereden bakarsanız bakın, bütün bu isimler de bu hareketlerinden dolayı sevgi ve saygıyı hak ediyorlar.
Küçük yaşlarda müziğe ilgi duymuş, 50’ler bitmek üzereyken
Ankara Devlet Konservatuvarı’nda eğitime başlamış Canku’nun ismi ilk olarak, 60’ların sonlarında duyuldu; o yıllarda kendine has bir repertuvar ve vokal biçimiyle memleketi sarsmaya başlamış
Esin Afşar vasıtasıyla.
Canku, Ahmet Kurtaran ve Selami Karaibrahimgil ile birlikte
Esin Afşar ve Arkadaşları adı altında çalışmaya başladı; hem kendini gösterme hem de sınama fırsatını yakaladı.
Çok değil, kısa bir süre sonra
Esin Afşar ve Arkadaşları ikiye bölündü ve üç arkadaş
Modern Folk Üçlüsü adını alarak harikalar yaratmaya başladı. Ve asıl bundan sonra vurdu
Doğan Canku damgasını müziğimize. Grubun, Türk ve halk müziğini çoksesli hale getirme çabasının mimarı oydu. Her söz ve notayı yerli yerine yerleştiriyor, çoksesliliğin baş sesi haline geliyordu. Dillere destan bir kariyeri oldu
Modern Folk Üçlüsü’nün. Ama bu bile farklı şeyler yapmak/denemekten alıkoyamamıştır Canku’yu. Bu nedenle grubun en popüler zamanlarında solo da çalışmaya başlamış ve birbirinden kıymetli şarkılar/albümler yapmıştır.
Bu şarkıların bir kısmı 90 ve 2000’lerin yıldızları tarafından yeniden yorumlanıyor. Prodüktörlük koltuğunda, tıpkı Canku gibi, müziğimiz için çok şey yapmış
Ali Rıza Türker var. Hem Canku’ya duyulan saygının derinliği hem de Türker’in tecrübesi iyi bir albümün çıkmasına sebep olmuş.
Yalın’ın kendi içine dolanıp kalmış vokalini ve ancak orijinal halleri ile karşılaştırıldığında notlarının biraz kırılması gerektiğini hatırlatan bir-iki şarkıyı hariç tutarsak, rahatlıkla kendimizi emanet edebileceğimiz bir albüm bu.
TAM 1 YAVRU, BARIŞ ERDEM, DMC
OH BE İŞTE BU
Geçen yıl
‘Kafam Güzel’i (muhtelif remix’leriyle birlikte) çıkarmış
Barış Erdem, kıramadığı şeytanın bacağını yeni şarkısıyla kıracağa benziyor. Rashit’in davulcusu Orkun Tunç’un desteği ile kendisine pop piyasamızda farklı bir yer edinmeye çalışan Erdem’in yeni şarkısı, aslında biraz DJ kolajı gibi duruyor, en azından ilk elde. Ama birkaç kere dinlendikten sonra çekiciliğine kapılıyor ve tekrara, Erdem’e eşlik etmeye başlıyorsunuz. Popu çakıldığı dipsiz kuyudan çıkarmak için çabalamak gerek ve bu şarkı da ciddi bir çalışma sonucu ortaya çıkmış.
‘Yavru’ ile kastedilen cinsiyetçi tavrı ihmal ederek, bu tavrın klipteki görsel karşılıklarını görmezden gelerek dinlemek/seyretmek gerek.