Güncelleme Tarihi:
Teknoloji meraklılarıyla sanatseverleri aynı anda tatmin edebilecek bir etkinlik bulmak her zaman mümkün olmuyor. ‘Dijital Devrim’ tam da buna ilaç olacak; telefondan, oyundan başını kaldıramayan gençlerin de sıkı sanat takipçilerinin de ilgisini çekecek türden bir sergi. Barbican Centre’ın hazırladığı bu görsel şölen; Londra, Stockholm ve Atina’dan sonra İstanbul’a, Zorlu PSM’nin yeni sergi alanı Sky Lounge’a geldi. Sergide ağırlıklı olarak; yaratıcı kodlama teknikleri, artırılmış gerçeklik ve yapay zekâyla yaratılmış eserler, giyilebilir teknoloji ürünleri ve 3D yazıcı üretimleri yer alıyor.
USTALARA SAYGI KUŞAĞI
Commodore’un ve Apple’ın ilk kişisel bilgisayar örneklerine yer verilen bölüm, bugünün tüy gibi hafif cihazlarına alışmış genç ziyaretçileri epey güldürüyor, yaşını başını almışlaraysa “Hey gidi günler” dedirtiyor. Sergiyi gezerken ‘Pong’ (1972), ‘Pac-Man’ (1980), ‘Super Mario’ (1985), Tetris (1985), Tomb Rider (1996) gibi retro oyunların tadını çıkarabilirsiniz.
Sergide yer alan; Yuri Suzuki, will.i.am, Pasha Shaphiro ve Ernst Weber imzalı ‘The Pyramidi’ (Müzik Kutusu) enstalasyonu dijital sanatın en özgün örneklerinden biri. Mar Canet ve Varvara Guljajeva’nın yarattığı, dilekleri birer kelebeğe dönüştüren ‘Wishing Wall’ da (Dilek Duvarı) özel bir ilgiyi hak ediyor. Ama koleksiyonun yıldızı; gölgenizle etkileşime geçen sanal kuşlar aracılığıyla bir doğum, ölüm ve yeniden doğum hikâyesi anlatan, Chris Milk’in eseri ‘Treachery of Sanctuary’ (Mabede İhanet). Christopher Nolan’ın ‘Inception’ (Başlangıç) filmindeki yerle göğün karıştığı o unutulmaz sahneye sizi dahil eden eserle, Alfonso Cuarón’un ‘Gravity’ (Yerçekimi) filminin nasıl çekildiğini anlatan mini-belgeseli de es geçmeyin.
NEDEN GÖRMELİYİM? Şehre gelmiş en kapsamlı teknoloji sergisi olduğu için.
NE KADAR VAKTİM VAR? 12 Haziran’a kadar.