Güncelleme Tarihi:
Telefonda zor ikna olmuş bir kadın sesi: “Tamam, gelebilirsiniz. Ancak adresini kimseyle paylaşamazsınız. Dışarıdan fotoğraf kesinlikle çekemezsiniz. Unutmayın, ne de olsa 100 yıllık bir arşivin güvenliği söz konusu.” Bu yazdıklarım casus filminden bir alıntı değil, Şehir Tiyatroları’nın kostüm sorumlusu Nihal Kaplangı’yla aramda geçen bir konuşma. Her şartını kabul ediyorum. Ne de olsa Türkiye’nin en önemli kültür miraslarından birinin, Şehir Tiyatroları’nın 100 yıllık arşivinin tutulduğu kostüm ve aksesuar deposuna gireceğiz. Üstelik, tiyatronun en önemli oyuncularından Aslı İçöçü, Özge Özder, Müge Akyamaç, Derya Kurtuluş Oktar, Bennu Yıldırımlar ve Jülide Kural’la birlikte.
İki gün sonra buluşuyoruz. Kostüm sorumlusu Nihal Kaplangı, güvenlik, kundaklama gibi tehlikelerden korunmak için adres değiştirdiklerinden bahsediyor: “Ayrıca sığamıyoruz da. Bu dört kat da bize yetmiyor. Sürekli yer değiştiren bu depo, bizim hafızamız. Her gün yeni bir şey ekleniyor belleğimize” diyor. Kaplangı’nın annesi de babası da Şehir Tiyatrosu oyuncusu olduğu için, sahnenin kapısından anne karnında, 52 yıl önce girmiş. Ama aktif olarak 1985’ten beri çalışıyor. Yaklaşık 120 oyunun kostümünü o yapmış.
EN ESKİ PARÇA HANGİ OYUNDAN?
Devasa bir hangara benzeyen binadan içeri giriyoruz. Dört katlı binanın girişinde bizi zırhlar, hayvan kostümleri ve muhtelif mobilyalar karşılıyor. Halılar ve avizeler koridorlara dizilmiş. Sanki Anna Karenina filmindeyiz. Kaplangı, bana depoda bulunan en eski parçayı, 1916’da ‘Hissei- Şahika’ oyununda kullanılan sedef kakma oturma grubunu gösteriyor.
İçeride bulunan en değerli eşyayı soruyorum: ‘Kibarlık Budalası’ oyununda kullanılan altın varaklı duvar kaşı yani ev girişlerinde konan oyma ayaklı masaymış.
Ancak burada kullanılan çikolata kağıdı bile çok kıymetli: “Her oyuna göre özel kostüm ve dekor yapmak birinci şartımız. Her detayı kendimiz el yapımı üretiyoruz. Tarihi oyunlardaki başlıklar, sakallar, peruklar hatta ayakkabılar için bile özel üretim atölyeleri kuruluyor. Bu oyunlarda kullanılan bir çikolata kâğıdı bile ‘gün gelir lazım olur’ düşüncesiyle atılmıyor.”
İkinci kat olduğu gibi kostümlere ayrılmış. Lüküs Hayat, Bizans Düştü, Vişne Bahçesi, 4. Murat, Kösem Sultan ve Ferhat ile Şirin gibi efsane oyunlarda kullanılan binlerce parça önümde sıralanmış. Moda iştahım kabarıyor, her kostümü denemek istiyorum.
OYUN BAŞINA 50 TL'LİK YEVMİYE
Bir üst kata çıkıyoruz. İlk girdiğimiz oda ‘müzik odası.’ Burada sadece yüzyıldır sahnelerde kullanılan tüm müzik aletleri yok, ayrıca muhtelif bilgisayar, CD, radyo ve daktilo da bulunuyor. Şehir Tiyatroları’nın 27 yıllık oyuncusu Aslı İçözü içeri geliyor. Üzerinde 4. Murat oyunundan bir kostüm var. Neşeli pozlar veriyor ama sanat ve baskı konusuna gelince yüzü düşüyor: “Başladığım ilk yıllarda bugüne oranla çok aktif durumdaydık. Şimdi işimizi yapabilmek için uzun bir ikna süreci yaşamak zorunda kalıyoruz. Tek bir dileğimiz var o da özgür sanat yapabilmek. Sanatla, yaratıcılıkla hiçbir ilgisi olmayan düşüncelerin uzağında durabilmek.”
Aynı katta sahnelerdeki tüm yapay çiçeklerin bulunduğu bir bahçe var. Jülide Kural’la çekim yapmak için burayı seçiyoruz.Oyuncu, ekibe nasıl katıldığını anlatıyor: “5 yıl önce Orhan Alkaya bana Vişne Bahçesi’nde oynamamı teklif etti. Memnuniyetle kabul ettim. Ama bu kadar köklü kurumlarda son gelen ailenin içine zor girer. Başladıktan 1.5 yıl sonra getirilen yeni yönetmelikler sayesinde bir bütün olabildik.”
Malzeme odasına ilerliyoruz. Burası bugüne kadar sahnelerde kullanılan her türlü tabak-çanak ve 1000’i aşkın beherin toplandığı bir arşiv. İçerisi karmaşasıyla Alice Harikalar Diyarı’nda telaşlı tavşanın çay partisini andırıyor.
İşin sihrini daha da arttırmak için olsa gerek, Özge Özder, Cahide Sonku’nun giydiği lacivert tafta bir elbiseyle giriyor içeri: “Şehir Tiyatroları’nda bu onuncu yılım. 8 sene yevmiyeli çalıştıktan sonra kadro alındım ben. Oyun başına 50 lira ödeniyordu, düşünün. Ama şu an üzerimde Cahide Hanım’ın kostümü var daha ne isterim!”
Turumuz, ‘çerçeve odası’yla devam ediyor. İçeride muhtelif oyunlarda kullanılan bini aşkın tablo var. En üst katta ise muhtelif kumaş, yastık ve aksesuarın toplandığı bölüm var. Televizyon dizilerinin en önemli oyuncularından Bennu Yıldırımlar, poz vermek için burada bizimle.
O, 1988’den beri Şehir Tiyatroları’nın en önemli oyuncularından. Hayalinin Çehov oynamak olduğundan bahsediyor: “Burada çalışmaya üniversite ikinci sınıftayken başladım. Kendimi şanslı hissetmişimdir başından beri... Oynadığım karakterlerin hepsinin ayrı ayrı değeri var benim için. Ama bir Çehov oyununa hiçbir zaman hayır diyemem doğrusu...”