Daha çok soru sorulsun diye...

Güncelleme Tarihi:

Daha çok soru sorulsun diye...
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2017 10:39

Sanatçı Arzu Başaran, zorla yerinden edilen insanların hikâyelerinden yola çıkarak yaptığı resimleri ‘hâlâ... orada...’ sergisinde bir araya getirdi. Başaran, “Beğenmeyenler olur, yetersiz bulanlar olur, hiç önemli değil. Ben sadece bu konuyla ilgili daha çok soru sorulsun istedim” diyor.

Haberin Devamı

Nasıl başladı bu serginin yolculuğu?

- Hrant Dink’i kaybettikten sonra 1915 Ermeni tehciriyle ilgili bir resim serisi hazırlamaya başladım. Hrant, çok yakın dostumuzdu. Pek çokları gibi ben de ondan çok şey öğrenmiştim. Sonra o seriyi biraz daha genişletmeye karar verdim. Kafamda o dönemde insanların birbirlerine hatıra olarak bıraktıkları objeleri yeniden üretmek üzerine bir çalışma yapmak vardı, bir nevi bir müze... Fakat finansal olarak bunu karşılayamayacağımı anladım. Takdir edersiniz ki; Türkiye’den böyle bir çalışma için finansman bulmam da zor... O proje öyle kaldı. Ama dünya, insanları yerinden etme zulmüne el değiştirerek devam etti. Beni tetikleyen şey; Ermeni tehciriydi. Çünkü tarihimizin bir türlü yüzleşemediği bir mesele bu. Ama Ruanda da olabilirdi, Bosna da, Yahudi soykırımı da... Bunların birçok örneği film, fotoğraf, görsel sanatlar olarak yapıldı zaten. Ben bizim tarihimizde olanla ilgili bir şey yapmak istedim. Yerinden edilmiş, toprağı, dili yok edilmiş, yollarda telef olmuş insanlar her şeye rağmen hafızada duruyor. O yüzden de serginin adı ‘hâlâ... orada...’.

Haberin Devamı

İnsanları yerinden etme zulmü de ‘hâlâ orada’ yani?

- Ne yazık ki... 2011’den beri Suriye içsavaşını yaşıyoruz. Güneydoğu’daki barış sürecinin bitmesinden sonra başlayan çatışmalar... Bir Ermeni milletvekili paylaşmıştı sanırım; çok meşhur bir tehcir fotoğrafı vardır; bir kadın, kucağında bebeği... Arkasından gelen başka kadınlar... Onu koyup altına 1915 yazmış. Hemen yanına da ona çok benzeyen bir fotoğraf...
O da Suriye’den. Yıl 2015... 100 yılda hiçbir şey değişmemiş. Yaratıcı insanların hafızaları daha farklı çalışıyor. Benim de başlangıç noktam Ermeni tehciri oldu ama başka yerinden edilmişliklere de uzandı... Acılar iç içe geçebiliyor. İnsanları toprağından, kültüründen, dilinden, dininden koparma meselesi üzerine kendi dilimle bunu oluşturdum.

Daha çok soru sorulsun diye...

Haberin Devamı

‘İsimsiz’, 2016. Başaran: “El yapımı kâğıt, beni tanımlayan malzemelerden biri. 1994’ten beri kullanıyorum.”

ELİMDEN BU KADARI GELİYOR

Bir çeşit tarihe not düşme refleksi de var mıydı başlangıç motivasyonu olarak?

- Tarihe not düşme demek iddialı olur. O kadar öne çıkmak istemem. Yazar değilim, gazeteci değilim, sosyolog değilim, tarihçi değilim. Plastik sanatlarla uğraşıyorum. Bu meseleyi görsel bir yolla anlatmak istedim. Bu konuda hissettiklerimi, içeriden gelen duygu ve düşünce gücünü kelimelerimle ifade etmem mümkün değil çünkü. Kendi işimle yapmak zorundayım. Elimden de bu kadarı geliyor. Beğenmeyenler olur, yetersiz bulanlar olur, hiç önemli değil. Sadece bu konuyla ilgili daha çok soru sorulsun istedim.

Haberin Devamı

Şu anda ülkede gündem epey karışık. Bunları tartışmak için pek elverişli bir ortam yok sanki?

- Evet öyle. Şu anda Türkiye’nin içinden geçtiği ortamı hepimiz biliyoruz. Türkiye dışına baktığımızda da çok parlak bir ortam yok. Ama ben her şeye rağmen bunların da söylenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü zulüm ve bir nevi soykırım devam ediyor ve olan halklara
oluyor.

Bu kadar ağır hikâyeleri konu ettiğiniz için soruyorum; çalıştığınız dönemde bu resimlerde aktardığınız ruh haliyle günlük hayatınıza devam etmek zor oluyor muydu?

- Çalışmaya başladıktan sonra beni harekete geçiren duygularla arama mesafe koyup işin teknik boyutuna odaklanıyorum. Yoksa ağlamaktan hiçbir şey yapamam. O yüzden o leke nereden başlayacak, o çizgi oradan nasıl geçecek gibi şeylere baktım. Biraz cerrahlar gibi... Onlar da işin duygusal kısmına takılsa, o ameliyatların hiçbirini yapamazlar herhalde.

Haberin Devamı

İzleyici nasıl bir duyguyla ayrılsın istersiniz bu sergiden?

- Her izleyici kendi duyarlığı, birikimi, vicdanı kadar görecek... Benim bir şey empoze etmem doğru olmaz.

Arzu Başaran’ın sergisi ‘hâlâ... orada...’ 27 Mayıs’a kadar Nişantaşı’ndaki 44A Sanat Galerisi’nde.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!