Güncelleme Tarihi:
"Kim var orada?” Bu replikle başlar, ‘Hamlet’. Bir hayaletin peşindeki Hamlet’in ‘maceralarını’ anlatırken Danimarka Sarayı’ndaki çürümüşlüğü sergiler. ‘Hamlet’in, tiyatromuzun ‘kurucusu’ Muhsin Ertuğrul’daki yeri de büyüktür. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu, ‘Kim Var Orada? Muhsin Bey’in Son Hamleti’nde merkeze Ertuğrul’un Hamlet’le ilişkisini alıp tiyatro tarihimizin ‘çürümüş’ köşelerini açıyor. Ve sormakta bir asır geç kaldığımız bir soruyu soruyor: Kim var orada?
‘Orada’ tiyatro tarihimizin yok sayılan (bizzat Ertuğrul tarafından da) ‘eksik parçası’ var. Vahram Papazyan’lar, Arusyak Hanım’lar, Mınakyan Usta’lar, Elize Binemeciyan’lar...
YUTKUNMAKTAN BAŞKA YAPABİLECEĞİMİZ ŞEYLER VAR
Oyun, modern Türk tiyatrosu inşa edilirken hasır altı edilen koca bir tarihle buluşturuyor bizi. Bunu; Vahram Papazyan ve ismini bile bilmediğimiz bir kadın oyuncu ile hayali bir karşılaşma yaşatarak yapıyor. Tiyatromuzun temelini oluşturan Ermeni tiyatrocuların ortadan kaybolmasına nasıl göz yumulduğunu zarifçe anlatan, sıkı bir iş...
Yüksek tempolu oyunun metni ve rejisi, ekip çalışmasının ürünü. Üç oyuncu da (Cüneyt Yalaz, Banu Açıkdeniz, İlker Yasin Keskin) çok iyi ama Yalaz’ın izlenmeye doyulmayan bir iş çıkardığını not etmeli. Sitemini, Ertuğrul’un emeğine saygısızlık etmeden yapan Papazyan’ın mektubuyla içimize koca bir ağırlık bırakan bir yüzleşme oyunu bu. Vahram’ın mektubunu dinleyen Muhsin Bey rolündeki Yalaz’ın gözlerinde beliren geç kalmışlık ifadesi seyirciye de geçiyor. Evet, artık çok geç. Yine de yutkunmaktan başka yapabileceğimiz şeyler var. Hakikati anlatmaya hemen başlamak mümkün. İşe, oyunu izleyerek koyulmanızı tavsiye ederim.