Güncelleme Tarihi:
Müzik ve şiirden sonra şimdi de görsel işlerinizle karşımızdasınız. Bu yaratıcılık nereden geliyor?
Sanat yapmaya başladığımdan beri söz ve üslubum aynı. Sadece zaman geçtikçe kendimi daha iyi ifade ediyorum. ‘Delirmek Belirmektir’ adlı şiir kitabım geçen hafta beşinci baskısını yaptı. Çeşitli dergilerde şiir yazıyorum. Albüm yaparken aralarda kendimi dinlendirmek için resim yapıyorum. Özetle şiirle yakından ilgilenen ve hobi olarak resimle uğraşan bir müzisyenim galiba.
Resimle olan ilişkiniz nasıl başladı? Bu konuda eğitim almış mıydınız?
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde okuduğum yıllarda dijital illüstrasyon ve grafik tasarımı dersleri aldım. ‘Bulunmam Gerek’ albümünü yazarken verdiğim arada kafa dinlemek için çizmeye başladım. Albüm çıktığında evin içinde onlarca tablo vardı. Bir kısmını paylaşmak istedim.
İşlerinizde dijital baskı, illüstrasyon, yağlı boya, duvar boyası gibi pek çok teknik kullanıyorsunuz. Bu farklı teknikler nasıl ortak paydada birleşiyor?
Birçok dijital teknik kullandım, aynı zamanda yağlı boya ve duvar boyası işlerimde öne çıkan malzemeler. Wacom tabletimle çizdiğim eskizlerle başlıyor. Photoshop ve Illustrator kullanıyorum. Bazen bir fotoğrafın bazen de illüstrasyonun üzerinden gidiyorum. Resim son haline geldikten sonra kanvasa basılıyor ve ikinci aşamaya geçiyoruz. Burada resme yağlı boya, duvar boyası ve marker’larla devam ediyorum. Dijital hatların hepsi mürekkeple kapatılıyor. Renklerden memnun kalırsam sprey ve vernikle resmi kapatıyorum.
Sanatın bu üç alanında da iddialısınız. Bu işler birbirini nasıl besliyor?
Bu konu sanatla ne kadar iç içe olduğumla alakalı. Karşıma çıkan her şeyde bir öykü, sebep ve sonuç ilişkisi ararım. Bazen dinlediğim bir şarkı zihnimde imge oluşturur. Bazen de baktığım resmin altına düşüncelerimi yazmak isterim. Bu düşünceleri ses estetiği, ölçü ve ritim gibi kuramların üzerine inşa ettiğimde yeni bir şiirim olur. Aslında bütün türler iç içe. Ben yetkin olduğumu düşündüklerimle derdimi anlatmayı deniyorum.
Peki en çok hangisini seviyorsunuz? Şarkı ya da şiir yazmayı mı, yoksa resim yapmayı mı?
Müzik kariyerimin istediğim noktasındayım. Üçüncü albümümü çıkardıktan sonra sanat hayatımda deneyselliğe dönebileceğimi düşünüyordum. Bu aralar ilgimin resim, şiir ve oyunculuğa kayması bundan. Aslen her şeyden önce müzisyenim ve kuvvetle muhtemel ne yaparsam yapayım bunun önüne geçemeyeceğim.
Serginin ismi ve çalışmaların teması anakronizmden besleniyor. Anakronizm üzerine düşünmeye nasıl başladınız?
Anakronizm bir nesne ya da kişinin kronolojik açıdan yanlış yerde olması anlamına geliyor. Zamanın lineer bir fonksiyon olmadığını, saatlerimize bakıp geç kaldığımız sanrısını bize yaşatan şeyin insan icadı bir yanılgı olduğunu düşünüyorum. 2015 yılındayız ve saati ölçebilen şey hala ve sadece saatin kendisi. Bu karmaşık ve bilinmezliklerin içerisinde en eğlenceli bulduğum durum anakronizm. Cep telefonuyla konuşan bir Napoleon ya da uzayda bir astronota muz ikram edilmesi zaman kavramını eğlenceli bir biçimde dönüştürüyor.
Yakında başka bir alanda da projeleriniz olacak mı? Bizi şaşırtmaya devam edecek misiniz?
Yakında ekranlarda ‘Aile İşi’ adlı bir dizide yer alacağım. Sıcak bir aile komedisi.