Güncelleme Tarihi:
Yazın habercisi yakıcı güneş en tepedeyken, sahilde onları beklemeye koyuluyorum. Kısa süre sonra ‘Bodrum Masalı’nın genç kadrosu karşıdan görünüyor. Hepsi bronz tenlerinin üzerine yazlık şık elbiseleri çekmiş.
Bu genç ekip, kuşkusuz ekranda uzun süredir görmeye alışkın olmadığımız türden ‘güçlü’ oyunculuklara sahip. Bir senedir Turgutreis’te aynı otelde kalıyorlar. Yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor. Birbirlerinin lafını tamamlıyor, aralarında kurdukları özel dille anlaşıyorlar. Buyurun tekmili birden ‘Bodrum Masalı’ kadrosu...
EKİBİN EN ROMANTİĞİ
Dilan Çiçek Deniz
O, bu masalın tescilli güzeli. İki sene önce Türkiye Güzellik Yarışması’nda ikincilik tacını taktı. Annesi eski edebiyat öğretmeni, babası maceraperest. 15 yaşında ilk şiir kitabını çıkardı. Ekibin romantiği olarak da oklar onu gösteriyor. Bodrum’un kendisini büyüttüğünü ve sorumluluk sahibi yaptığını anlatıyor. Bol bol okuyor. Piyano, şan dersleri alıyor ve her fırsatta yazıyor. En yakın olduğu isim Şevval Sam. Ona kısaca ‘Şevi’ diyor. Şimdilerde büyük bir sabırsızlıkla ABD seyahatine hazırlanıyor. Hayalini kurduğu The American Academy Of Dramatic Arts’ta, oyunculuk ve müzikal dersleri almaya başlayacak.
Alperen Duymaz ve Ezgi Şenler dizide iki sevgiliyi canlandırıyor.
SEVDİĞİ ERKEĞİN PEŞİNDE KOŞAN BİRİ DEĞİLİM
Ezgi Şenler
Aşk konusunda bahtsız Aslı karakterine hayat veriyor. 24 yaşında. Süzülüşü ve narin hareketleri dikkatimi çekiyor. Hacettepe Konservatuvarı Bale Bölümü öğrencisi olduğunu öğreniyorum. İlk kez ailesinden ve memleketi Ankara’dan bu kadar uzak kalmış: “Balede çok sakatlık atlatmıştım. Bir süre sonra yapamayacağımı biliyor ama ne yapacağımı bulamıyordum. Derken ‘Bodrum Masalı’yla yollarımız kesişti ve oyuncu oldum.” Canlandırdığı Aslı gibi asi ve hazırcevap ama bir farkı var: “Aslı o kadar seviyor ki... Ben sevdiği erkeğin peşinden koşan biri değilim. Büyük konuşmayayım, şimdiye kadar hiç koşmadım.”
HUZUR YÜZÜNE YANSIMIŞ
Bige Önal
Bilmeyenlere not; eski Galatasaraylı futbolcu Erhan Önal ile eski manken Mine Baysan’ın kızı. 11 yıldır ekranda... İstanbul’un kaosundan çıkınca bulduğu huzur yüzüne yansımış. Hatta bir süredir buralarda yaşamayı bile düşünmeye başladığını söylüyor: “İstanbul’daki gerginlik ve asabiyeti burada kaybediyorsun. Zaten doğaya dönük bir tarafım vardı. Bu daha da çok ortaya çıktı.” Bige Önal, bir süredir oyuncu Aras Bulut İynemli’yle birlikte. Mesafelerin ilişkide sorun yaratmadığını düşünüyor: “O kadar çok özlüyorsun ki daha da romantik oluyorsun. İkimiz de çalışıyor ve bundan besleniyoruz. Bu şekilde mutluyuz.”
Alperen Duymaz ve Hilmicem İntepe partiyi zeybek yaparak açtı.
EVDE 4 KADINLA BÜYÜDÜ
Alperen Duymaz
Ankaralı ve Hacettepe Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde öğrenci. Babası edebiyat öğretmeni, annesi emekli öğretmen. Üç ablası var. “Dört kadınla büyümek büyük baskıydı” diye anlatıyor: “Bana kimseyi yakıştıramıyorlardı. Ama sayelerinde kadınların dünyasını öğrendim. Hepsi farklı karakterlerdi. Uzun bir eğitim süreci gibiydi.” 22 yaşında İstanbul’a geldiğinde, Cem Tatlıtuğ, Ebru Kavak ve Ayşe Direkoğlu tarafından keşfediliyor. Daha önce rol aldığı iki işin ardından yıldızını parlatan, ‘Bodrum Masalı’ oluyor. Karakterin bu kadar sevileceğini tahmin etmediğini itiraf ediyor.
Emrah Serbes, Ali Lidar, Kerimcan Kamal okuyor. En büyük korkusu su. Sırtındaki pusula dövmesini de bunu yenmek için yaptırdığını söylüyor. Herhangi bir konuda karşılıksız kalmakla ilgili korkuları var. Sokaktan köpek sahiplendiğini anlatıyor ve en çok karşılığı ondan bulduğunu söylüyor.
“Ailemle uzun süre görüşemedim. Ama buradaki insanlar, özellikle Hilmicem benim ailem gibi oldu” diyor.
EN SEMPATİK KÖTÜ
Serhan Onat
Ekranın en sempatik kötüsü. Canlandırdığı Uzay karakteri, replikleri sayesinde kısa sürede fenomen oldu. Aslen İzmitli. Mühendis babasının işi için gittiği Çin’de izlediği bir müzikal, hayatını değiştirmiş. Dansa başlamayı ve müzikal oyuncusu olmayı kafaya koymuş. Tan Sağtürk Akademi’de burslu dans eğitimi alıp Sağtürk’ün asistanlığını yaptıktan sonra geçirdiği sakatlık yüzünden artık dans edemeyince, ver elini konservatuvar ve tiyatro. Bir senedir yaşadığı Bodrum’da kendine verdiği önemin arttığını söylüyor: “Kendimle baş başa kaldıkça denize olan tutkum da arttı. Karadan uzaklaştıkça bazı şeyleri daha net gördüğümü keşfettim. Şimdi sık sık denize açılıyor ve düşünüyorum.” Onunla uzun uzun sohbet etmek zor. Etrafı fotoğraf çektirmek isteyen kızlarla dolu: “Yıllardır belli bir çevrede yaşıyorum ve o çevreyi hep korudum. O insanlardan uzaklaşmazsam, körleşme yaşamam. O yüzden işine, ilişkilerine ve arkadaşlarına sadık bir adamım.”
ORİJİNAL BODRUMLU
Hilmicem İntepe
Survivor’da kazandığı birincilikle tanınan Hilmicem İntepe, dans eğitmenliği yaparken yarışma sonrası kendini setlerde buldu. Şimdi mesleğe âşık. ‘Muhteşem Yüzyıl’ ve ‘Çalıkuşu’ gibi dizilerde rol aldı. 25 yaşında, aslen Bodrumlu. Bu yüzden ekibin ev sahibi konumunda. Oynadığı Kelebek karakterinde de kendinden ve memleketinden beslendiğini söylüyor: “Yaşadıklarımı ve hayatımı göz önüne getirerek bu karaktere can verdim.” Dizide onun hikâyesi fakir bir gencin zengin kıza duyduğu aşk üzerinden ilerliyor. Hilmicem, “Aşkta statü farkı olmaz” diyor: “Aşkın paraya ya da başka bir şeye bağlı olduğuna inanmıyorum. Bu duyguyla alakalı bir şey.”
Dilan Çiçek Deniz, İspanyolca söylediği şarkılarla müziğe göz kırptığının sinyallerini veriyor.
SABAHA KADAR MÜZİK-DANS
Rixos Bodrum’daki sohbet sonrası geceye akıyoruz. Hilmicem ve Alperen Duymaz’ın zeybek gösterisiyle başlayan parti, Şevval Sam’ın şarkılarıyla sürüyor. Bir süredir şan dersleri alan Dilan Çiçek Deniz, İspanyolca söylediği şarkılarla müziğe de göz kırptığının sinyallerini veriyor. Dizinin tüm kadrosu pistte, dans ediyor. Alperen Duymaz ile Ezgi Şenler gecenin en uyumlu ve şahane dans çifti. Nejat İşler partiye geç gelse de arkadaşlarıyla bol bol sohbet ediyor. Parti boyunca hep bahsedilen “Ekipçe çok iyi anlaşıyoruz” sözünün gerçek olduğunu gözlerimle görüyorum.
İKAMETGÂHIMI BURAYA ALIYORUM
Şevval Sam üzerinde uzun, derin yırtmaçlı bir elbiseyle geliyor. Sanki zamanı geriye sarmış, gençleşmiş. Artık İstanbul defterini kapatıp Bodrum’a yerleşme kararı aldığını anlatıyor: “İşler ve konserler olmadığı sürece ikametgâhımı buraya alıyorum. Tabiatın içinde olmayı seviyorum. Hayattan büyük beklentileri olan biri de sayılmam. Benim buradaki en büyük lüksüm, yan komşumun tavuğunun altından yumurta, ineğinden süt almak oldu. Bu da bana çok iyi geldi ve enerjim değişti.”
Peki Bodrum’dan İstanbul nasıl görünüyor? “Şehre gittiğimde daha önce fark etmediğim bir şehir uğultusu duymaya başladım. İstanbul kaotik, kalabalık... Görüş alanında sadece binalar var. Hayalim ev tipi bir karavan. Nerede park eder, el frenimi çekersem orası benim evim olacak.”
Bodrum’un aşka etkisini konuşuyoruz. “Dokuz yıldır birlikteliğim devam ediyor” diyor: “O da benimle Bodrum’a geldi. Burası belki de ilişkimizi perçinledi.”
Oğlunun Oxford’a kabul edildiğini öğreniyorum. Onu her özlediğinde yardımcısı buradaki gençler oluyormuş. “Hayatı, fırtınayı, rüzgârı paylaştık. Onlarla tazelendim. 44 yaşındayım ama 44’le 22 yaş arasında pek bir fark yok. Çünkü enerjim yüksek. ”
İLK FIRSATTA ALBÜM YAPACAĞIM
Timuçin Esen de bir yıldır Bodrum’da eşi ve çocuklarıyla yaşıyor. Tıpkı Şevval Sam gibi o da iş olmadıkça İstanbul’a dönmeyi düşünmüyor: “Hikâye ve Faryalı karakterinin potansiyeli beni çekti. Yönetmen ve yapımcı, işin Bodrum’da olması da önemli. Zaten İstanbul’dan kaçmayı düşünüyorduk, böyle bir şey denk gelince, çalışarak o geçişi yaparız dedik. Çocuklarımın biri 3.5 yaşında, diğeri 15 aylık. Babalık bende çok şeyleri değiştirdi. Hayata başka türlü bakmaya başladım. Arada bir boşluk bulduğumda yeni albüm yapacağım. Yeni şarkılar hazır, sadece kayda girmek kaldı.”
- Pazar saat 20.00’de Kanal D’de yayınlanan dizi için 80 kişilik bir teknik ekip çalışıyor. Ana mekânlar olarak Bitez, Kadıkalesi, Bodrum merkez kullanılıyor.