Güncelleme Tarihi:
GERGİNSEK SEBEBİ VAR!
Geçen bölümün sonunda dükkanı Ceyda’ya devredeceğini ve bu diyarlardan gideceğini herkese açıklayan Sinan’ın öfkeli çıkışlarına bu bölüm de fazlasıyla doyduk. Hem dükkanın Ceyda gibi bir kadının elinde hak ettiği değeri görememesinden, hem de Sinan’ın emeklerinin telef olmasından korkan Pelin, durumu düzeltmek için deyim yerindeyse saçını süpürge etti. Sinan’ın ortadan kaybolmasıyla birlikte bir yandan onu arama çabalarına bir yandan da Ceyda’nın istediği parayı kendisi verse kabul etmeyeceği için Bülent’e yardımcı olacak birini bulma çalışmalarına katılan Pelin’i gördüğünde yüzünde güller açan Sinan’ın ruh hali ne çabuk değişiyor, biraz bu konu üzerinde duracağız müsaadenizle! Pelin’le olan geçmişlerinden dolayı bu gel-gitleri için kendisine ne kadar kızamasak da her şeyi düzeltmek istediğini söyleyip Pelin’in her lafına bir ters cevabının olması bizi geriyor açıkçası… Evet, bu melteme kapılıp gitmekten ve tekrar üzülmekten korkuyor olabilir ama Pelin artık kendisini kanıtladı, bunu Sinan da kabul etti. Şimdi böyle “kaçan kovalanır” felsefesiyle hareket etmesi saçma geliyor, umarız bir an önce sıkıcı tavrından kurtulur ve ara sıra gördüğümüz o tatlı Sinan’ı baki kılar…
SEVMEDİK SENİ RÜZGAR, HİÇ SAMİMİ DEĞİLSİN!
Tatlı İntikam’ın en sevdiğimiz özelliği her karakterin içinde samimiyet ve bir parça da olsa eğlence kapasitesinin olması… Bu yüzden Ceyda gibi, Meliha gibi karakterler izleyicinin pek sevmediği, görmekten hoşnut olmadığı isimler listesinin üst sıralarında. Sinan’ın karşısına çıkmadan önce allanıp pullanan, “kurtarıcı melek” imajı verilen özgür kız Rüzgar beklediğimiz kadar ‘kafa’ ve eğlenceli çıkmadı… Yani biz demiştik ki; dizide zaten genç aşıklarımıza kan kusturan bir Ceyda belası mevcut, bunun haricinde sürekli eski defterleri deşen Meliha ve Havva da yok değilken Rüzgar çıkar gelir, nasıl olsa modern ve mantıklı bir düşünce yapısına sahiptir ve sadece arkadaş olarak gördüğü Sinan’ın Pelin ile mutlu olması için elinden geleni yapar… Sinan’ın mutluluğu bir kenarda dursun, Pelin’le karşılaştığı an yüzünün aldığı şekilden Sinan’a karşı hissettiklerinin sadece dostça duygular olmadığını anlamış bulunduk. Bir de üstüne dedesinin son günlerinde Sinan ve Rüzgar’ı evli bir çift olarak görme arzusu eklendi, ballı lokma tatlısı isteyen var mı?
BENCE EVLENMELİYİZ, HEM DE BU SENE!
Dizide komedi namına en hatırı sayılır karakterler hangisi diye sorsanız; Başak ve Bülent! Ne ara sevgili olduğunu bile anlayamadığımız ikilinin her bölüm patlak veren başka bir sorunuyla esprili bir dil eşliğinde karşılaşmamız sıkıntılı sahnelere neşe katıyor. Geçen bölüm “öpüşememe sorunsalı” ile baş başa bıraktığımız, en son tavuk avına çıkan çiftimizi bu sefer de “evlilik sorunu” ile yüzleşirken bulduk. Aslında bu aşamada Bülent’i biraz saha dışına atmamız gerekecek çünkü bu sorunu en derinden yaşayan kişi Başak! Malumunuz genç kızlar olarak en büyük korkumuz otuzuna gelip evde kalmış olmak… 28 yaşında olduğunu anladığımız Başak da etrafındaki evli mutlu çocuklu çiftleri gördükçe “neden bende yok?” hissiyatına kapılmış olmalı ki bu konuda Bülent’i darlamaya başladı bile… Durumla ilgili düşüncelerini dile dökmeye çalışan Bülent’in ise en büyük hatası Hakan’ın Simay’a aldığı yüzüğü yanlışlıkla Başak’ın kendisine yapılmış bir evlenme teklifi olarak algılamasına mahal vermekti. Bu yanlış anlaşılma ortaya elbet çıkar ama üzülen siz olmazsınız umarım Başak ve Bülent çifti…
KOVALADIKÇA KAÇAN ATEŞ BÖCEĞİM MİSİN?
Tüm olumsuzluklara rağmen “çok şükür!” diyeceğimiz olaylar da gelişmedi değil bu bölüm… Romantik prensimiz Sinan’ın Pelin’e olan sürprizi hepimizin koltuklarında maddenin sıvı haline geçmesini sağladı; ateş böceklerinin sadece bu mevsimde görülen dansına, olabilecek en romantik şekilde şahit olan Pelin ve Sinan da hisli bir şarkı ile eşlik etti. Özellikle Pelin’i ve şanssız hayatının bütününü anlattığını düşündüğümüz şarkı şöyle diyordu; “Kendime benzettim yanışlarını, yönsüz yolsuz kanat çırpışlarını… Eğilmeden güneşe özgür kalışlarını, bir mevsimlik hayat buluşlarını.” Tam o anda Sinan bir rivayeti dillendirdi; insanlar burada ateş böceklerini izlerken el ele tutuşup dilek tutarlarmış… En çok hoşumuza giden ise Pelin’in bir saniye düşünmeden Sinan’ın elini kavrayışı ve yüreğinin en derinliklerinden tuttuğu dilek oldu; “Hep yanımda olsun bu adam, tek aşkım olsun!” Sinan senin tek aşkın olacak mı bilemeyiz de Rüzgar’ın bu evlilik oyunu planları altüst edecek bizden söylemesi Pelin…
Aşk mı, komedi mi, dram mı? Bakalım gelecek bölüm Sinan ve Pelin’in hikayesine hangi duygularla eşlik edeceğiz sevgili okurlar… Gelecek hafta görüşmek üzere, aşkla kalın!
noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.