Güncelleme Tarihi:
BEN PELİN, ALIKONMUŞKEN BİLE ESPRİTÜELLİĞİMDEN VAZGEÇMEM!
Geçen bölümü kimliği belirsiz adamlar tarafından kaçırılan Pelin ile sonlandırmıştık, bu bölüme kaldığımız yerden başladık. Pelin’i kaçıran adamların amacını son dakikaya kadar anlayamasak da bu süreç tam da Tatlı İntikam’ın ruhuna uygun olarak işledi desek yeridir. Pelin’in kaçırılmasına rağmen hepimizi güldürecek kadar iyi niyetli oluşunun yanında, bu işi zorla yaptığı her halinden belli olan arkadaş da gergin geçmesini düşündüğümüz dakikaları renklendirdi. Klostrofobisi yüzünden kapalı yerlerde kalamayan Pelin, sevdiği kızı düğün dernekle almak isteyen bu arkadaşımızın vicdanı sayesinde oksijene kavuştu. Fakat bu aşamada kapalı kaldığı süre içerisinde yanında Sinan olduğunu düşünmesi ve güzel anılarını hatırlayarak rahatlamaya çalışması Pelin’in en tatlı dakikalarına tanık olmamızı sağladı. Aşk insana her zorluğa katlanma gücü veriyor, yalan mı?
BENSİZ PELİN KURTARMA TİMİ Mİ OLURMUŞ?
Pelin’in kaçırıldığını duyduğu andan itibaren yerinde duramayan Sinan, hiçbirimizi şaşırtmadı elbette ama daha geçen bölümlerde Pelin ile çok duygusal bir konuşma yaşayan Rıza’nın bu olayda Sinan’ı kapı dışarı etmeye çalışmasına bir anlam veremedik açıkçası… Ne var yani bir işin de ucundan Sinan tutsa Rıza baba? Zaten kızı kimin kaçırdığı tam bir muammayken bir de Süheyla’nın “Ah o aşçıyla ayıracağım kızımı, bir daha yüzünü göremeyecek… Yıkıl gözümün önünden!” nidaları sinirimizi hoplattı. Yahu kızın kaçırılmış sen halen aşk hayatının peşindesin Süheyla hanım, ne zaman akıllanacaksın acaba?
O BİR HE MAN!
Tüm bunlar olurken Pelin büyük bir başarıya imza atarak adamların elinden kaçıp kendini dağa taşa vurdu. Elbette yoldan geçen arabalardan hiçbiri onu almadı ama polise de haber vermeyi akıl edebildiler, çok şükür… Bu andan itibaren haberi alan Sinan ve Rıza’nın telaşı ikiye katlandı; bir yanda tam ellerinden kurtuldum derken tekrar yakalanan Pelin’in artık ciddiye binen kovalamacası, bir yanda Sinan’ın polislerden ayrı bir şekilde sürdürdüğü takip en sonunda işe yaradı ve Pelin sonunda hafif yaralı da olsa Sinan’ın kollarında ailesine kavuştu. Hastanede gözünü açtığında ise yine hepimizi kahkahalara boğacak bir halüsinasyona imza attı; doktorunu Sinan zannederek verdi veriştirdi… Fakat gerçek Sinan’a kavuştuğu an görülmeye değerdi, bu iki aşığın bir bölüm içinde yarım saatten fazla ayrı kalmasına hiçbirimizin tahammülü yok diye düşünüyoruz!
BU İŞ KİMİN BAŞININ ALTINDAN ÇIKTI?
Pelin’i kurtarma görevi başarıyla sonuçlandıktan sonra herkesin yeni bir soru işareti vardı; bu işi kim, neden yaptırdı? En kuvvetli şüpheli yakın zamanda Pelin’e saldıracak kadar gözü dönen ve hem Sinan’a hem de restorana sahip olmak için elinden geleni ardına koymayan Ceyda’ydı. Polisler de bizim gibi düşündüğünden gözaltına alınmaktan kaçamadı cam göz… Fakat kimsenin hesaba katmadığı bir şey vardı; son zamanlarda Ceyda’dan çok daha tehlikeli ve bir o kadar da melek yüzlü Rüzgar belasına bulaşmıştık. Nitekim Pelin’in güçlü hafızası ve dikkati sayesinde onu kaçırtanın Rüzgar olduğunu anlaması uzun sürmedi.
Rüzgar’ın ne kadar ileri gidebileceğini biz izleyiciler çok net görebiliyorduk ama Sinan’ın buna inanmayacağını da adımız gibi biliyoruz, bakalım bundan sonraki bölümde bu mevzu Sinan ve Pelin arasında bir gerilime sebep olacak mı? Bekleyip göreceğiz…
noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.