Güncelleme Tarihi:
GERÇEK AŞKI BULDUĞUNDA SIRTINI DÖNÜP GİDEMEZSİN!
Aşklarını birbirine ilan ettikten hemen sonra karşılarına dikilen dağ gibi bir evlilik oyunu engelinden sonra Pelin’in Paris semalarında süzülmek üzere havaalanına kaçışında bırakmıştık taze kumrularımızı… Bıraktığımız yerden devam ederken Sinan’ın çaresizliği ve Pelin’in kararsızlığı üst notalardaydı. En sonunda taksici ağabeyimizin de yardımıyla birbirine kavuşan SinPel çifti, kendilerini bekleyen problemlere bu sefer hazırlıklı gözüküyordu. Özellikle Rüzgar’ın dedesi, önünde bir kase çorbayla “Damadım gelmeden koklamam bile!” modunda takılırken verdiği "Oyuna devam!" kararıyla birlikte ne kadar cesur ve iyi niyetli olduğunu bir kez daha kanıtlayan Pelin’e bu ilişkiyi sağlamlaştırma yolunda attığı adımlardan dolayı başarı belgesi vermek isteriz. Fakat gelin görün ki bu evlilik oyunu içinde karşılıksız bir aşk barındırıyor ve her şeye olağan yalınlığıyla şahit olan bizler Rüzgar’ın rengini belli etmesiyle beraber gerilmeden edemiyoruz. Ne kadar iyi niyetine zeval gelmesin desek de acaba biraz daha mı zırhını kuşansan şu Rüzgar’a karşı Pelin’ciğim?
SEVDİĞİM ADAM BANA “DOSTUM” DEYİNCE!
Rüzgar ve dedesinin ortalığı karıştırmak için geldiği aşikâr, zaten bölümün başından sonuna kadar Meliha ile dünürcülük oynamaları hepimizin balatalarını sıyırttı bir de Pelin’in gözünün önünde Rüzgar ve Sinan’a karı-kocacılık oynattırdılar. Rüzgar’ın güya Pelin ve Sinan "dostluğunu" dedesine kanıtlamak için organize ettiği bir çiftlik davetinde Sinan’a adeta koala gibi yapışmasından ve bunu özellikle Pelin’in gözüne sokmasından anlayacağımız üzere Ceyda’dan da dişli bir rakip olan Rüzgar’ın en büyük silahı "tamamıyla iyi niyetli" yaklaşımı! Ona sorsanız zaten bu oyunu oynamaktan en çok şikayetçi olan kendisi fakat ölmek üzere olan dedesinin mutluluğu bir yana, yıllarca kendini kanka bellettirdiği adama eski aşkına döndü diye kontrolsüz bir takıntı beslemesi hiç önemli değil… Dedesinin de bu durumu içten içe çaktığını ve Rüzgar’a destek olmaya çalıştığını gördük ya, buradan koca bir “Pes!” göndermek istiyoruz melek yüzlü şeytan dedeciğe... Sen o bölüm sonundaki darbeye rağmen yıkılmazsın, Pelin’in dediği gibi Rüzgar kızın da sana çekmiş, kapındaki izbandut gibi adamlara yem edersin masum aşıklarımızı ama yine de ölmezsin sen!
GEÇ BULDUK, SUYUNU ÇIKARTIRIZ AŞKIMIZIN!
Her ne kadar Rüzgar ve beraberinde getirdiği sorunlar yüzünden taze ilişkilerini diken üstünde geçirmek zorunda kalsalar da aşklarını doya doya yaşamak için fırsat buldukları her an kıyıya köşeye kaçan Sinan ve Pelin, bölümün yüzümüzü güldüren yanı oldu. Önce Sinan’ın tatlı röntgenciliği, ardından gelen ufak bir inatlaşma sayesinde kendilerini birden denizin ortasında baş başa bulan çiftimizin şiir dolu bir gece geçirmesi hepimizi aşktan alev alacak kıvama getirse de bu heyecan toplu bir felaketler dizisini beraberinde getirdi. Rüzgar’ın artık açık açık oynadığını düşündüğümüz aşk savaşının ilk perdesi dedesinin evinde gerçekleşti. Pelin-Sinan-Rüzgar üçlüsünün çekişmesi dedenin önünde olup, bir de birbirinden ayrı kalamayan Sinan ve Pelin’in öpüşmesine şahit olması bu felaketlerin başını çekerken Rüzgar’ın ekran başında bizleri bile titreten bakışları gelecek bölümler hakkında birçok ipucu barındırdı aslında… Bu aşk çıkmazında neler olacak, bekleyip göreceğiz efenim!
Öte yandan değinmek istediğimiz diğer bir ayrıntı ise, ilişkilerinde dış faktörlerden çok kendi benlik çatışmalarını yaşayan Bülent ve Başak çiftinin sonunda gelen evlilik teklifi sahnesi… Başak’ın ikili ilişkiler konusunda bir parça bencil, çokça mükemmeliyetçi ve aşırı çabuk parlayan halleri sayesinde aşklarında dinginlik nedir görmediğimiz bu tatlı çiftimiz sonunda kendilerine yakışır bir evlilik teklifi yaşadı. Her ne kadar öncesinde yine ufak bir kriz atlatmış olsalar da onların bu haline bayılmayan yoktur diye düşünüyoruz. Elini çabuk tutarlarsa Sinan ve Pelin’le çifte düğün yapsalar, ne tatlı olur ama!
noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.