Güncelleme Tarihi:
DOKUNMATİK RÜZGAR!
Geçtiğimiz bölüm itibariyle iyiden iyiye tavrını ve tarzını algıladığımız Hindistan’dan esen Rüzgar, bu bölüm tamamıyla etkisini hissettirdi. Seyirci olarak en çok üzüldüğümüz nokta; karakteri ilk başta kafamızda çok farklı bir yere koymuş olmamız olabilir. “Özgür kız” imajı çizen Rüzgar’ı daha çok sevebilirdik! Bize sunulan bu kızın özgürlükle yakından uzaktan alakası yok zira, -sözde- dedesinin isteği ile sevmediği(!) bir adamla evlenmek üzere olup herkesin hayatını alt üst etmeye bu kadar hevesli bir kız şu an Rüzgar… Yani bırakın kendi özgürlüğünü, etrafındaki herkesin özgürlüğünü kısıtlıyor. Bir de kendisinin ne kadar tehlikeli olabileceğine en net bu bölüm tanık olduk sanırım… Daha bölümün başında Simay’a “Ben Sinan için çok değerliyim, onu ben kurtardım Pelin’in attığı bataktan!” minvalli bir konuşma düzerken aklımıza bir soru takıldı Rüzgar’cık hakkında; sen onca yıl yoğurup pişirdiğin erkeğin meyvesini toplamaya mı geldin canım? Hayır, bir de deden senden daha tehlikeli çıktı! Ailecek herkesin hayatını tepe taklak edin, zaten bir şey diyeyim mi o dedenin ölmeyeceğine de seyirciler olarak neredeyse eminiz!
NE YAPACAĞIZ SENİN BU DENGESİZ HALİNİ SİNAN?
Bir bölüm içinde ne kadar duygu değişimi yaşanabilirse o kadarını yaşayan Sinan’ın söylemlerine bu hafta da akıl sır erdiremedik! Önceleri Pelin’in duygularından emin olamadığı için hep bir adım geride durduğunu düşündüğümüz Sinan, artık sağır sultanın duyduğu, Yeşilçam filmlerindeki araba çarpmadan önce kör bir vaziyette hayatını idame ettiren karakterlerin bile aşkını gördüğü Pelin’i daha ne kadar süründürecek, merak ediyoruz! Ona karşı olan yoğun hislerini bastırmayı bir türlü beceremeyen acemi âşık hallerinden korktuğu için bir anda bambaşka bir adama dönüşüp, önünü ardını göremediği cümleler kurmaya programlanıyor gibi hissediyoruz Sinan hakkında… Beraber olmayı, mutlu olmayı ne kadar istediğini her haliyle ve söylemiyle belli eden Pelin’e kurduğu “Sen gerçeklerden kaçıyorsun, hep erteliyorsun!” cümlesi son noktaydı. Gerçek duygularından kaçan biri varsa o da Rüzgar’a “Ben Pelin’e âşık oluyorum, onunla beraber olmak uçurumdan atlamaksa varsın bileğimden tutacak kimsem olmasın…” dedikten sonra bir dakika bile düşünmeden uğruna bu denli şaşaalı cümleler kurduğun kıza sırtını dönen sensin, kusura bakma Sinan!
SEN BİRAZ FAZLA MI HER ŞEYE KARIŞIYORSUN ACABA BENGİSU’CUĞUM?
Bengisu da ne yazık ki bu dizide olayları çözmekten çok arapsaçı gibi karıştıran karakterlerden biri olduğu ve yaşının oldukça küçük olduğu göz önüne alındığında biz ekran karşısındaki izleyiciyi haddinden biraz daha fazla kızdırıyor. İstemeden de olsa Başak’a evlenme teklif etmiş olan Bülent’in başlarda tatlı paniğine ve ne yapacağını bilemeyen tavırlarına tanık olsak da sonradan sevdiği kadının düğün telaşına tanık olup onunla bir yuva kurmayı ne kadar istediğini anlayışına çok sevindik. Ta ki Bengisu her şeyi mahvedene kadar… Annesi ve babasının yüzüğün ortalığı ne kadar karıştırdığından bahsederken ufak bir tartışma yaşamış olması tatlı prensesimizin ciyak ciyak “O yüzük senin değil, ver annemin yüzüğünü!” diye bağırmasına sebebiyet verirken Başak’ın tepkisi oldukça sertti; yüzük Bülent’in kafasına indi! Bu saatten sonra “dizinin en çılgın ve eğlenceli çifti” olarak adlandırdığımız Bülent ve Başak çiftinin arası nasıl düzelir şimdilik bilmiyoruz, umarım uzun bir ayrılık izlemeyiz.
SOLUĞUNDAN ÖPTÜM SENİ!
Fragmanlarda gördüğümüz, hepimizi heyecandan tir tir titreten o öpücük sahnesi geldi ve her zamanki gibi tamamına eremeden yarıda kesildi. Fakat Pelin ve Sinan ilişkisinde en hoşumuza giden detaylar; o tamamlanamayan öpücüklerin arasına sıkışan sevgi sözcükleri ve kavuşamamanın alevlendirdiği tutku… Belki şimdiye kadar on defa ateşle öpüşseler Sinan’ın “Gözümü her kapattığımda hatırlayacağım bir şey!” dediği bu dudak kenarına kondurulan naif öpücük kadar etkilemezdi! İşte bunu hesaba kattığımız zaman önlerinde dağ gibi engeller bulunan Sinan ve Pelin çiftinin henüz ateşli bir öpüşmeye hazır olmadığı, birbirlerini yaralarken aynı zamanda yara bandı oldukları o cümlelerin öpüşmesinin hepimizi derinden etkilemeye devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha var zamanı, biz umutluyuz güzellikler…
Rüzgâr’ın her işe burnunu sokacağını şimdiden belli eden ve iki alyansla ikna edilemeyecek kadar açıkgöz dedesi sayesinde bir akşam yemeği davetinin daha sonunda hüzün karşıladı bizi… Bakalım gelecek bölümde Sinan ve Pelin çiftinin daha mutlu anlarına şahitlik edebilecek miyiz? Haftaya görüşmek üzere, aşkla kalın!
noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.