Bölüm Sonu Dedikodusu: Hayatımın Aşkı 14. Bölüm

GÖKÇE'NİN DEPRESYON GÜNLÜKLERİ!

Gökçe'nin Demir'i bırakma seanslarında şüphesiz ki en büyük destekçisi ailesiydi. "Bu evde Demir lafı geçmeyecek. Demir para bile kullanılmayacak sadece kredi kartı!" gibi cümlelerin ardından çark etmesi yaklaşık 5 dakika sürdü Gökçe'nin... Yine de Sezen'in önderliğinde Şenkallar el ele verip Gökçe'yi zapt etmek için ellerinden geleni yaptılar. Hatta Bartu, demir zehirlenmesine iyi geliyor diye Gökçe'ye bir kasa süt bile içirdi. Tüm o zıvanadan çıkmış haline rağmen Gökçe kriz gecesinin sabahında ve Demir'in karşısında fazlasıyla dingindi. 14 bölümdür ilk kez böylesine sakin ve kontrollü bir Gökçe vardı. Ne yazık ki bu hali de çok uzun sürmedi. Potansiyel rakibi Nil'i gördüğü an fabrika ayarlarına geri döndü.

DEMİR'İ ANLAYAN VAR MI?

Başından beri gerek oyunculuk gerek senaryo kaynaklı tam bir kapalı kutu olarak bize aktarılan Demir'in ne hissettiğini ve düşündüğünü hala anlayamıyoruz desek yeridir. Evlatlık olduğu haberini bile oldukça sakin neredeyse hissiz bir şekilde karşıladı. Zaten haftalardır Gökçe'yi seviyor mu dövüyor mu belli değil. Kafasına esince tutup öpüyor. Sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. Seni asla affetmeyeceğim deyip ertesi gün kapısında bitmeyi ihmal etmiyor. Kızcağız Demir'in elinde oyuncak oldu. Tüm bu tutarsızlıklar, olmamışlıklar üzerine Demir'in tuhaf anlaşılmazlığı bu bölüm de devam etti. Hem Gökçe'yi Kaan'dan kıskandı hem de Nil'le ufak ufak flörtleşmekten geri durmadı. Annesinin Gökçe'yi bırakıp Nil'e yönelmesi yönündeki küçük iması bile Demir'in kafasının karışmasına yetti. Aşkından emin değilsen zorlama Demir, dükkanın önünü kapatıyorsun! Tüm bunlar bir yana Demir'in, Gökçe'nin eski sevgilisi Emre'yle Gökçe hakkında dertleştiği sahnenin neye hizmet ettiğini de anlayamadık. Yersiz ve anlamsızdı. Bir yere bağlanmadı. Bir de şu kız isteme sahnesine değinmezsek olmaz. Gökçe her zamanki gibi her şeyi yanlış anlayıp olayların göbeğine bodoslama daldı ve bu kez gurursuzluk derecesinde ileri gitti. Fakat Demir'in verdiği tepki de bir o kadar saçmaydı. Hiç hesapta yokken ve bambaşka amaçlarla bir araya gelinmişken Gökçe'ye inat aniden Nil'i istemesi çok mantıksız bir hareketti. Alakasız bir anda sırf inattan damdan düşer gibi kız istendiği nerede görülmüş. Bu durum nasıl toparlanacak? Demir; Nil ve ailesine bunu nasıl izah edecek? 

YENİ NESİL GÜLEN GÖZLER!

Aşk meşk kanadını bir kenara bırakacak olursak diğer cephede bu hafta bir Yeşilçam fırtınası esti. Unutulmaz Türk Filmi "Gülen Gözler"in küçük bir parodisini izledik. Eminiz ki tavan arasında yapılan şampuanı görünce akıllardan çıkmayan sabun köpüğü sahnesi sizin de gözlerinizin önüne gelmiştir ve bu maceranın sonunu tahmin etmişsinizdir. Tarık ve Bartu'nun enişte-kayınbirader ortaklığı çok enteresan ticari girişimlere gebe olacak demiştik. Aman Nilüfer duymadan Tarık durumunu düzeltsin diye bu çok gizli(!) işe önce Sema sonra neredeyse tüm Şenkallar yardım ve yataklık etti. Sonuç hüsran olsa da en azından denediler. Tarık artık dayanamayıp tam Nilüfer'e gerçekleri açıklayacağı sırada bir iş teklifi aldı. Fakat karısını ve kızını bırakıp yeniden Japonya'ya dönmeye gönlü razı olmayacak gibi görünüyor. Sanıyoruz ki Tarık'ı Bartu ve yancısı Mustafa ile yeni maceralara yelken açarken izlemeye devam edeceğiz.

HALA BENİMLE MİSİN?

Bu bölümün biz seyirciyi memnun eden, belki de en keyifli sahneleri Gökçe'nin şarkılarla türkülerle hatta erkek tuvaletine bile girerek Kaan'ı suç ortağı olmaya ikna etmek için uğraşmasıydı. Kaan işin ucunun yine Demir'e dayandığını bildiğinden önce yardıma yanaşmasa da fazla direnemedi. Gökçe altından girdi üstünden çıktı Kaan'ı razı etti. Böylece bu sevimli tehlikeli ikili yine kendini Gökçe'nin sarpa sarmaya mahkum planlarından birinin içinde buldu. Kaan Gökçe'nin gittiği yolun yol olmadığımı başka bir adam için uğraştıklarını bile bile yine de ona yardım etti. Çünkü Kaan'ın da dediği gibi Gökçe onun başının tatlı belasıydı. "Hala benimle misin?" sorusuna tereddütsüz "Her zaman!" cevabını vereceği uyurken adını sayıkladığı kadındı. Fakat her şeye rağmen sonunda Kaan da bu gidişe bir dur dedi. Kendisini hiç görmeyen, Demir'i takıntı haline getirmiş Gökçe'ye resti çekti. Hatta işi bir adım ileri götürüp "Ben senin arkadaşın değilim!" dedi ve Gökçe'yi öptü. Ama o sırada gözünü kırpanın kaçıracağı kadar kısa süren varla yok arası bu öpücükten sonra arkasına bakmadan kaçtı. Gökçe'yi karman çorman olmuş bir halde geride bıraktı.

Bu öpücüğün yankılarının nasıl olacağını ve Hayatımın Aşkı'nın kafası karışık senaryosunun daha nelere gebe olacağını merak ediyoruz. Haftaya görüşmek dileğiyle!

noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.