Güncelleme Tarihi:
Hayatımın Aşkı bu haftaki bölümüyle sadece Şenkal ailesine değil biz izleyenlerde de tatlı bir telaş yaşattı. Gökçe'nin ablası Nilüfer'in doğum yapması ve Gökçe'yle Kaan'ın onu hastaneye yetiştirme maceraları hem heyecanlandırdı hem yüzleri güldürdü. Önümüzdeki bölümlerde kadroya bir de bebeğin babası yani Gökçe'nin eniştesi Tarık katılacak. Bizden duymuş olmayın ama taaa Tokyo'dan gelip arz-ı endam edecek olan meşhur Tarık Enişte'yi canlandıracak oyuncu hepimizin çok sevdiği bir isim olacak. Bilmeyenler için ipucu verip sürprizi bozmayalım. Fakat senaristler de bu potansiyeli iyi değerlendirirse Tarık ve Bartu arasında evlere şenlik bir enişte-kayınbirader ilişkisi beklemeye başlayabiliriz.
İSİM KRİZİ!
Şenkal ailesinde uzun süredir beklenen ilk torunun dünyaya gelişi dev bir isim krizini de beraberinde getirdi. Bu sırada bu tatlı telaş Kaan ve Gökçe arasındaki buzları da biraz eritti. Ortaya seyir zevki yüksek sahneler çıktı. Gökçe neredeyse kendi doğuracakmışçasına heyecanlandığı anlarda oldukça tatlıydı. Haberi alan herkesin teker teker gelişi, doğumun gerçekleştiğini öğrendikten sonra verilen tepkiler ve yaşanan bayram havası bir yana daha doğumhane kapısında çocuğa ne isim konacağı konusunda tartışmalar başlamıştı bile. Her ne kadar bebeğin kız olacağı bilinse de taze dede Hikmet, erkek bir torunu olacağından emindi ve ismini Bünyamin koymak konusunda oldukça kararlıydı. Neyse ki torununu kucağına alır almaz bu fikirden vazgeçti. Böylece içinde bolca alternatifin bulunduğu isim savaşları başlamış oldu. Şehriye isminden yana olan Hikmet ve kendi adında ısrarcı Rezzan arasında yer yer ittifakların yer yer yol ayrımlarının yaşandığı, akla hayale gelmeyecek taktiklerin denendiği yoğun ve bir o kadar komik bir müzakere sürecinden sonra isim koyma merasimi kazasız belasız, ölü ya da yaralı olmaksızın sona erdi. Adettendir çocuğa doğuma yetiştirenin adı verilir. Nilüfer'in kızına da onu arabasıyla hastaneye götüren Fikret Hanım'ın ismi kondu ve sorun çözüldü.
PARDON DEMİR'E BİR ALT YAZI ALABİLİR MİYİZ?
Başından beri hikâyesini pek içselleştiremediğimiz, fazla düz yazıldığından ve havada kaldığından yakındığımız Demir karakterinin ruh hali ve tepkileri bu bölümle birlikte iyice anlaşılmaz bir hal aldı. Demir, anne babası ya da kardeşi yoluyla genel akışa iliştirilmek istendiyse de kimya pek tutmadı. Nitekim bu bölüm boyunca gizemli işlerle uğraşan Demir'in neyin peşinde olduğunu merak etmekte ve buna odaklanmakta zorlandık. Öyle ki zaman zaman neye kızdığını neye küstüğünü anlayamadığımız Demir, Gökçe'ye verdiği tepkilerle iyice kafaları karıştırdı. Bir yandan suçlu olduğunu düşünüp ters davranırken diğer yandan peşinden de ayrılmadı. Bunu neredeyse tek müşterisi olan Azize Hanım ısrarla Gökçe'yi istediği için mi sırf Kaan'a gıcık olduğu için mi yoksa sadece Gökçe için mi yaptı pek anlayamadık. Bütün bunlar bir yana Azize Hanım karşısında Gökçe'nin mesleki anlamda ipleri ele alıp kendini göstermesi ve Ayça'ya pabuç bırakmaması hepimizi memnun etti. Dik dur eğilme, seyirci seninle Gökçe! Ezdirme kendini!
"ADAM OLMAK" ÜZERİNE...
İlk başta kulağa oldukça cinsiyetçi bir kavram gibi geliyor adam olmak... Kadın olmak bu kadar mesele edilmezken adam olmak niye böyle dillere pelesenk olmuş diye düşündürüyor. Burada toplumsal normlar ve dayatmalar devreye giriyor aslında. Bizim toplumumuzda mavi nüfus kağıdı olanlara doğar doğmaz yüklenen ciddi sorumluluklar var. Çalışıp aileye bakmak, maaşı dolgun bir iş bulmak, iyi aile babası olmak gibi... Tüm bu yükümlülükler "adam olmak" başlığı altında toplanıyor. Beğensek de beğenmesek de düzen böyle! Pazarda gelişi 10 lira olan iç çamaşırlarını 20 lira yerine 5 liraya satarak sürümden kazanayım derken tezgâhı zarara uğratan, işler sarpa sarınca topuklayan Bartu; serbest serseri stiliyle de kabulümüz. Ama görünüşe bakılırsa o da adam olmak cenderesinin içine girmek üzere. Bunun sebebi biraz dayı olmanın verdiği sorumluluk hissi biraz da Sema... Ama en çok Sema! Bartu'nun büyüme macerasında belki de en önemli dönemeç Sema! Bartu bu bölüm "Ben yeğenime bir hediye alamayacak mıyım?" feryatlarıyla para kazanmak için bir günlüğüne de olsa Kaan'ın cafesinde garsonluk yaptı. Sevgilisinin bankada müdür yardımcısı olmak üzere olduğunu öğrendiğindeyse bir baltaya sap olamadığını düşünerek kendini kötü hissetti. Neyse ki Sema gerekli moral desteğini hemen vererek ne iş yaptığının onun için önemli olmadığını söyledi ve hepimizi gözlerinden kalpler çıkaran emojilerle baş başa bıraktı. Günün sonunda yeğenine hediye almayı başaran Bartu, nihayet istediği öpücüğü de kaptı. Böylece Sema Bartu'nun girdiği öpüşememe döngüsü sıkıcı bir hal almadan sona erdi.
KILIÇLAR ÇEKİLDİ!
Aralarında tam olarak ne olup bittiğine anlam veremesek de bir ara çıkar gibi olup ayrılan Demir-Gökçe denkleminin diğer bilinmeyeni Kaan'ı alışık olduğumuzun aksine bu hafta daha agresif oynarken izledik. Bir ara ufak ve anlamsız bir kafa karışıklığı yaşasa bile Kaan'ın Gökçe'ye abayı yaktığını seyirci olarak biz çoktandır biliyorduk. Ama Demir'le böyle açıktan açığa rekabet ettiğini ve ben de buradayım ayağını denk al dediğini ilk kez gördük. Hoşumuza da gitti hani! Tabii bu atakta Kaan'a gazı veren mikser Ayça'nın etkisi azımsanacak gibi değil. Bugüne kadar hep Gökçe Demir'in peşinden koştu. Şimdi sırada Kaan ve Demir'in Gökçe için kozlarını paylaşması var. Bu durumda küçük kardeş Sezen'in de dediği gibi Gökçe'ye arkasına yaslanıp tadını çıkarmak kalıyor. Gökçe şimdilik sadece Demir'e konsantre ve Kaan'ın hamlesini anlamakta zorlanıyor. Halbuki Teyzoşu Yonca ona gerekli ipucu verdi bile. Gökçe ille de Demir demekten vazgeçip pastalarla, sürprizlerle onun için çabalayan Kaan'ı görse bir şans da ona verse yetecek aslında. Kısacası arkadaş deme lazım olur Gökçe!
Bu hafta her yönüyle eğlendiren, keyifli bir bölümü geride bıraktık. Özellikle Gökçe'nin doğum arefesindeki hallerine epey güldük. Fragmana şöyle bir göz atacak olursak haftaya Kaan'ın vites artırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Hatta Sema'dan ne yapması gerektiğiyle ilgili taktik bile alıyor. Sema durumu şıp diye çözüverir mi bilinmez fakat yerinde öneriler verecek gibi görünüyor. Öte yandan o kızı Demir'e yar etmem diyerek motoruyla şaha kalkan Kaan'ın kaza yaptığına da şahit oluyoruz. Bu tür durumlarda kaybetme korkusu her zaman gizli kalmış, farkına varılmamış duyguları açığa çıkarır. Gökçe de romantik anlamda ısrarla görmezden geldiği Kaan'ın kendisi için değerini bu kaza sonucunda anlayabilir. Böylece iki erkek arasında zorlu bir karar sürecinin ortasında kalabilir. Siz de neler olacağını öğrenmek için sabırsızlıkla bekliyorsanız. Haftaya bölümü izledikten sonra aynı yerde buluşalım. Bizden ayrılmayın. Haftaya görüşmek üzere!
noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.