Bölüm sonu dedikodusu: Hayat Şarkısı 20. bölüm

Evde sular durulmadı, Kerim ve Hüseyin hastaneden haber getirirken, Hülya da Mahir’le son durumları konuşmak için buluştu. Kerim, aile fertlerine Zeynep’le ilgili durumu bir bir anlattı, Süheyla Hanım da yaptı yine anneliğini, “Burada bakılsın!” dedi. Kerim bu duruma memnun olmasa da o evde son söz Süheyla’ya aittir. Ki öyle de olması lazım, Zeynep’in şerrinden korktuğumuzdan değil de yine de göz önünde dursa herkes için daha iyi olacak. 

SONRADAN MAÇO KERİM!

Kerim, Bade’nin dediği gibi sonradan bir maço oldu ama yakıştı mı, yakıştı. O şahsına münhasır hallerine, her biri ona özel dikilmiş gibi olan kıyafetlerine, dağınık kıvırcık saçları ve akademik zihnine maçoluk çok yakıştı. Hülya, Aylin olayında son atağı da engelliyor, engellemesine ama maç henüz bitmedi, biteceğe de hiç benzemiyor. Bu Aylin başlarına bela olacak dedikçe de gerilim artıyor, bir patlasak hepimiz rahatlayacağız. En azından elimizde ne kalmış, çıkış yolu nedir onu düşünürüz, böyle ha geldi ha gelecek geriliminden Zeynep gibi hastanelik olacağız. 

DELİ, AŞIK VE TATLI ÇİFT!

Kerim ve Hülya ne zaman şakalaşsa, flörtleşse bu son diye düşünmeden edemedik, o kadar çok gerilim yaratıldı ki, Hülya’nın foyası ortaya çıktı çıkacak diye güzelim sevgi sellerinin keyfini süremedik. Kerim’in dediği gibi asıl maço olan elbette Hülya, kim ‘adın ne senin’ diye sırtına taş attı vaktinde, kim ‘onunla ben evleneceğim’ diye araba camları kırdı? Kerim haklı ama onun da Hülya’dan aşağı kalır yanı kalmadı. O da en az Hülya kadar deli, Hülya kadar aşık artık. 

MAHİR'CİM NASILSIN?

Hülya, Mahir’e birden yükleme yapınca çocuğun nevri döndü. Öyle pat diye ‘Hüseyin abim Cem’i vurdu’ denir mi Hülya? "Yarım saattir masada oluk oluk kan akıyor!" kadar Hülya ve Mahir konuşmasını özetleyen bir cümle zor bulunur. Aynen de öyle oldu. Kan, vahşet, korku ne ararsan vardı konuşmada. Film olsa o konuşmadan IMDB'ye 7.8’den giriş yapar. Aylin olayını Hülya yine ve yeniden üstün zekasıyla halletmiş ama onun da dediği gibi miş miş miş… Atladığı bir şey var, korkunun dozunu biraz fazla kaçırdı bu kez, e kız da haliyle anlatıp da kurtulmak istiyor artık. Hem adama iftira attı hem de üstüne aramaya cüret ediyor, Aylin ve arsızlığı ise bambaşka bir hikaye. 

EMİNNA VE KIRMIZI PİLAVI, İSTANBUL’DA!

Mahir, istediği gibi eşyalı bir ev bulup bir güzel yerleştirdi annesi saydığı kadını, yanına da aldı nemrut Nurgül’le, her şeye sırıtan Filiz’i oh sefa sürüyor. Nurgül ve Filiz, bu bölüm diğer bölümlerden daha sevilesilerdi, Filiz o kadar çok gülüp şakalaştı ki, az biraz normal gözüktü. Ve ilk kez koca bölüm boyunca ‘Keğim, içki, Mehmet’ diye mızmızlanmadı. Büyük ilerleme var, Nurgül ve hayat koçluğu sağ olsun. Mahir’in eve girdiğinde sıcak yemek kokusu almak istemesi ama sofrada konuşulurken ondan iyi bir aile babası olmayacağının söylenmesi güzel bir tezat oldu. Mahir’den mis gibi de aile babası olur, şefkatli, korumacı ve sevdiklerini asla yarı yolda bırakmıyor. Hülya’ya sorsaydınız, Mahir’in tüm hikayesini bilen ve her sıkıştığında onu yanında bulan kıza sorsaydınız, hiç düşünmeden söylerdi, Mahir’den çok iyi bir aile babası olacağını. Nurgül ve Filiz nereden bilecek zaten. Sen üzülme Mahir, sen iç hoşafını, onlar ne anlar senin güzel kalbinden.

ZEYNEP CEVHER YENİDEN KÖŞKTE!

Zeynep, babasının da çıkmasıyla artık kendini biraz daha güçlü ve mutlu hissetse de ayağının tozuyla yine Cem’e bulaştı. Cem, Hüseyin’in bizzat onu vurduğunu söyleyince de tabii bu çok da zeki olmayan ikili yine iş peşine düştü. Cem’in Hüseyin’i bitireceğine dair ettiği yeminlerden anladığımız tek şey Cem’den kurtulamamamız. Hüseyin’e ne Cem’in ne Zeynep’in gücü yetmez artık da, anca gerilim yaratır anca sinir bozarlar. Hüseyin yine köşeye sıkıştı, yine kendini mecburiyetler içinde buldu. Doktorun söylediği her cümle, Hüseyin’in prangasına pranga ekledi. Ne kaçacak yeri, ne de Melek’e koşacak mecali kalmadı. En büyük ayarı ise Süheyla’dan yedi. Süheyla tam bir anne, tam bir kadın. Sen öncelik listesinin sonundasın dedi, önce çocuk sonra hasta en son sen. Ne zordur bir annenin evladının mutsuzluğu üstüne karar vermesi, doğru olanı yapmadı. Zeynep’e acımak da değil bu çünkü adaletli ve insaflı davranmak.

BAYRAM CEVHER VAKIF ÜNİVERSİTESİ, İSMİNDE ASALET VAR. 

Kerim’in üniversite işleri yeniden ayyuka çıktığında, bunu aileye en çok da Bayram’a açıklamak elbette kolay olmayacaktı, Hüseyin desteği yine gerilen ipleri gevşetti. Bayram’ın suyuna gitmek o kadar zor değil aslında, birazcık poh poh her işi çözer. Kerim, kendi üniversitesini kuracaksa, e bir zahmet adını da babasının adı koyacak. Bu, bu kadar basit… Kerim, yine yeniden Berlin yolcusu, son gittiğinde Atıf’ın da dediği gibi havalar çok soğuktu, şimdi havalar oldukça sıcak ama Berlin dönüşünde yeniden Cevher köşküne kara kış gelebilir. 

 GİTME GİTME, GİTTİĞİN YOLLARDAN DÖNÜLMEZ KERİM!

Sen şimdi gidiyorsun ya, döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak Kerim. Hani gitmesen diyorum Kerim.  Bir kez daha öp Hülya, tut kolundan çevir yüzünü, öp öp, Hülya. Döndüğünde öpemeyeceksin çünkü. Bir Kerim&Hülya mutluluğunun da sonuna geldik böylece, söz sende Aylin. Aylin mevzusundan bu denli korkulmasının tek nedeni Kerim’in net ve kuralları olan bir insan olması… Kimse o yıkımı, o iftirayı, o adına leke sürülüşü unutmaz, unutamaz. Aylin, Hülya’nın en aptal, en saçma, en sınırı aşan planıydı. Hülya, Aylin’le kendi ayağına sıktı. Şimdi o kurşunun açtığı yarayla yüzleşme vakti.

KERİM’İN KASIRGASI YAKIN, SIĞINAKLARA!

Aylin, Kerim’le konuşmuş… Bu cümle bitiş çizgisinin göründüğü cümle, bu cümle köprüden önceki son çıkış, bu cümle yangın alarmı. Kaç Hülya, kaç çünkü bu kez durum senden de, o muhteşem zekandan da büyük. Aylin’in babasının hastalığı yüzünden Berlin’e dönmesi ve tam o anda Berlin’e Kerim’in de gitmesi, evrenin Hülya’ya yediği hurmaların hesabını sorma şekli. Kerim şimdilik sessiz ve derinden gözlemliyor, kafasında mevzuları netleştirmeye, isimleri belli yerlere oturtmaya çalışıyor.  Kerim şimdilik susuyor ama Hülya’nın artık kaçacak yeri kalmadı.

MAHİR VE HÜLYA’NIN DOSTLUĞUNA KIYMAYIN ABİLER!

Mahir, en hassas noktasından, hayattaki tek zaafından, en çok sevdiği insandan sınanıyor. Mahir, ne Hülya’yı satabilir ne de Eminna’dan vazgeçebilir. Üstelik ona ben bakacağım, iyi edeceğim, hayalleri kurduktan sonra. Hülya da ne Mahir’e yapma diyebilir ne de gitme. Mahir, gitmesine gidecek mecbur da bakalım Hülya bir yolunu bulabilecek mi? Kemerleri bağlayın, gelecek bölüm uçuşa geçiyoruz. Bakalım biz sadık seyirciyi neler bekliyor?

noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.