Bölüm sonu dedikodusu: Hayat Şarkısı 10. bölüm

GÖZLERİNDE YAŞ GÖRMEK BİZİ ŞAŞIRTTI BE HÜLYA!

Duydu mu duymadı mı, derken bir haftayı daha devirdik ulaştık Hayat Şarkısı’nın 10. bölümüne. Kerim duymamış ancak Hülya’nın o halinden haliyle tedirgin oldu, genelde Hülya’yı ağlarken değil olayları çözerken görmeye alışkın olduğundan garipsemesine şaşırmadık. Belki de Kerim kadar Hülya’nın güçlü haline biz de alışık olduğumuz içindir...

NE KADAR DA MUTLU BİR AİLE SOFRASI, DEĞİL Mİ?!

Cem mevzusu daha da dallanmadan Hülya olaya elbette el attı, zaten aksi düşünülemezdi. Yaptığı planı harfi harfine Cem’e anlattı, ucunda 300 bin olunca da bizim vasıfsız Cem elbette kabul etti. Tüm aile sofradayken, plana dahil edilmese de ne yapacağı önceden tahmin edilir olan Zeynep durumu kurcalamaya başladı. Tabii, iyi gelin kötü gelin oynamak için fazlasıyla güzel vakitlerdi. Haliyle Hülya beklediği anı bulmuş gibi rolünü bir güzel canlandırıp masadan ağlayarak kalktı. Tabii o sırada sofraya yeni oturmuş olan Cem’de ‘gerçekleri’ anlatmak üzereydi. Zeynep’e kızsak da aslında bu konuda haklı olduğunun farkında olmak zorundayız, bunu da kabul ettik!

Büyük patron tacizi hikayesine Zeynep hariç tüm aile inandı. Cem onun da fişini çekmeyi ihmal etmedi tabii. Hülya’nın arkasından giden Kerim ise üzgün(!) bir halde buldu onu, korumak isteyerek tutup sarıldı Hülya bu fırsatı kaçırır mı, bir güzel yerleşti Kerim’in boynuna.
Sekiz yaşından beri her şeyi, her adımı oraya ulaşmak için atmış. Vazgeçmemiş, yürümüş şimdi bulmuş, bırakır mı? Bırakmaz. Bırakmasın, orası onun hakkı, itiraf etmek gerekirse oraya da çok yakışıyor.

Evde sinirler gerilince iki kardeş kendilerini dışarı attılar, bir içip bin söylediler. Dertleştiler, içlerini açtılar. Bayram Cevher bazen yorucu bir baba olabiliyor malum, ee bir de üstüne gönül işleri karışınca o sofraya oturulmasın da ne yapılsın?
Hüseyin eve gitmek istemiyor, Kerim’in aklı evde. Belki bir gün Hüseyin’i evde bekleyen de onun kalbinden geçen olur. 

KARA MELEK HÜLYA’YI BEĞENDİNİZ Mİ?

Mahir’in telefonuyla mecburen yanına gidiyor Hülya ama tek farkla, başında siyah peruk var. Mahir bu duruma oldukça eğleniyor tabii, kendisi Hülya’nın bir numaralı fanı. Bütün yaptıklarına rağmen Hülya’nın bir numaralı fanı olmadık mı hepimiz?

Mine’nin sorusunun cevabını Mahir, Hülya’nın arkasından bakarken veriyor. İyi bir suç ortaklığı, iyi bir dostluk yaratacaklarken neden Mahir’i Hülya’ya platonik etmek istiyorlar? Böyle iyi, böyle şahane oysa… Hülya ona için açıyor, kimseye göstermediği tarafını gösteriyor, şahane suç ortaklığı yaşıyorken neden platonik aşk?

KELEBEK GİBİ GÖRÜNÜYORLAR, ÖMÜRLERİ UZUN OLSA KEŞKE...

Hüseyin’in misafir odasında yatmasının verdiği yetkiye dayanarak Kerim odaya dalıyor, üstüne bir de rahat rahat üstünü çıkartıp yatağa giriyor. Hülya’nın nefesi de haliyle ciğerine takılı kalıyor. Baksa ayrı dert, gözlerini kaçırsa ayrı dert derken neyse Kerim konuşuyor da Hülya’yı kızdıracak unsurlar sunup ortamı gereksiz gerginlikten kurtarıyor. Araya yastık koyup yatma klişesine de canlandırdıklarında Kerim’in durmayan çenesi sağ olsun bir türlü uyuyamıyorlar. Kerim biraz olsun içini rahatlatmak istiyor, Hülya ise güvenmek.

“Söz veremem.” diyen adamdan ne beklesin Hülya, nasıl verdirsin o sözü, nasıl seni bırakmayacağım, dedirtsin? Dedirtemez. Ortam kızıştığında Hülya, Mehmet’e bakmaya gidiyor, uzun süre gelmeyince de Kerim de arkasından gidiyor tabii o sırada olanlar oluyor.

Tüm aile Ceylan’ın çığlığına uyanıyor, Kerim üstsüz bir şekilde bebek odasına girerse olacağı bu. Cümbüş de böyle başlıyor, bu diziyi farklı yapan da bu doğallık, bu ev hali, Bayram Cevher’in ot süpürgeyle odaya dalması… Hangimiz annesi – babası böcek gördüğümüzde ve çığlık attığımızda elinde ot süpürge ile yanımıza koşmadı ki?

O HINZIR BAKIŞLAR SANA ÇOK YAKIŞIYOR BE HÜLYA!

Mehmet kucaklarında uyuyacakları sırada Hülya’nın Mehmet’in üzerinde olan eline bakıp imada bulunan Kerim’i sabah kızın üzerinde yeni bir yaşam alanı kurmuş olarak buluyoruz. Hülya’nın göğsünde yatan hali, birbirlerine karışmaları, bir eliyle yanağını kavraması bize de seyirlik şölen sunuyorl. Hülya’nın kalbi uçuyor öyle uyanınca, yataktaki eksiği fark ettiğinde ise uçan aklı oluyor. Yatak halleriyle çığlık çığlığa ‘Mehmet’ diye köşkte koşturunca haliyle Bayram Cevher’e de eğlence çıkıyor. 

HAMUR AÇAR BİR YANIMIZ, BİR YANIMIZ GÖBEK ATAR

Köşkün bu halleri evlere şenlik, bir yandan Zeynep ve Bade dans hocasıyla kıvırtırken bir yandan Süheyla hamur açıyor, diğer yandan Hülya işlerini hallediyor. Ev bayram yeri gibi, evde her telden insan var. O kadar doğal, o kadar eğlenceliler ki, ara sahneler bile diziye bağlıyor.Mehmet’i onun kucağında bulsalar da rahatlayamıyorum çünkü malum Bayram Cevher ve çenesi iş başında. 

HEM HAKLI OLMAK, HEM DE DOĞRU OLMAK BU KADAR ZOR MU?

Kerim madene denetlemeye gittiğinde Hülya’da ablasının evlenme planlarını suya düşürmek için yanına gidiyor. Konuşmak yetmeyince planın kaynağına iniyor, Nilay’ı sıkıştırıyor. O da işe yaramayınca geri dönüyor kulübeye tabii o sırada Kerim’in faaliyeti durdurması evde kıyameti kopartıyor. Bayram Cevher köpürüyor, esiyor, gürlüyor Hüseyin de bu kez geri durmuyor ilk kez tam kıvamında bir patlama yaşıyor. Tabii Hüseyin’in asıl şoku Melek’in yerine geldiğinde yaşanıyor. Kaya elinde yüzüklerle gelince herkes olduğu yerde kalıyor. Bakalım haftaya bu düğüm nasıl çözülecek?

noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.