Güncelleme Tarihi:
KİME NİYET KİME KISMET?
Fazla Emine ve Fadik yüklemesi bünyeye zarar, bir kere daha anladık bu bölüm... Yine Hayat’a kısmet arayışındaydılar. Gerçi Hayat’a kısmet ararken Fadik’e buldular. Emine ve Fadik’e bu bölüm de bol bol yer vermişlerdi. Hayat ve Murat’tan daha çok gördük ikisini... İzleyiciyi gerçekten sıkan karakterler bunlar ve yanlarına bir de Fadik’in kısmeti eklendi, tam oldu. Komik bir karakter yazmaya çalışmışlar ama yine pek olmamış. Daha çok sahneleri bitse de gitsek modundaydı. Ayrıca senaristler yazdıklarını unutuyor diye korkmaya başladık, çünkü Emine en son Hayat’a görücü bulmaktan vaz geçmiş ve "Kızımın mutluluğu, istekleri her şeyden önce gelir," demişti. Ne değişti acaba iki bölümde? Göremedik de…
TUVAL’DEN DİDEM POSTALAMA SANATI!
Tuval, Didem’le ilişkisini kesti. Her zaman eğlenceli sahnelerde izlemeye alıştığımız Tuval, duygusal bir konuşma eşliğinde Didem’in yaptığı hataları yüzüne vurdu. Tuval karakteri Didem’e ne kadar her seferinde laf çarpıtsa da böyle konuşmazdı. Didem’e vicdan yaptıracağını sandı ama kendi söyledi kendi dinledi. Tuval; absürd bir komikliği olan, eğlendiren bir karakterdi ve Didem’le sahneleri de aslında baya eğlenceli oluyordu. Bu bölüm o cepheden de pek elektrik alamadık. Onların sahnelerinde tekrar eğlence olur mu bu saatten sonra, emin değiliz. Tuval dediklerinde haklı mıydı? Evet haklıydı. Ama bu topa keşke hiç girmeselerdi demeden edemiyor insan. İki bölümdür romantik komedi mi izliyoruz, yoksa dramdan bozma pembe dizi mi belli değil çünkü!
AİLE, AİLE GİBİ DEĞİL!
Didem demişken, hep dediğimiz gibi Didem izlemesi eğlenceli bir ikinci kadın karakter... Bir saflığı var ve o saflık komiklik katıyor, eğlendiriyor. Didem’in o saflığını almasınlar, tamamen kötü bir kadın karakter izlemek istemeyiz çünkü... O izleme zevki ve isteği gitmesin! Bu bölüm Didem’e dair bir şeyler daha öğrendik. Murat ile sözleri kesilirken ailesiyle tanıştık. Ama ne aile… Yine komik olmaya çalışırken çuvallamışlar gibi geldi. Didem’in annesi, babasının onu aldattığı yeni eşi, Didem ve babası tam bir aile saadeti sürüyorlar. Fazla absürd ama komik değil... Bize “Didem gibi ailesi de garip!” dedirtmek mi istediler? Aile kavramı ile uzaktan yakından alakaları yoktu ve hoş da değildi.
SÖZÜMÜZ VAR, ERKEK İSTEMEYE GİDİYORUZ!
Söz dedik, devam etmedik. Evet bu bölüm Murat ile Didem’in sözünü kestik. Sözde kız evine gidilirken bir farklılık yaparak Murat’ın evinde söz kesildi. Doruk’un dediğine göre Murat çok istenen taraf, paşamızın istediği gibi olacak her şey... Çünkü Didem’le evlenmeye lütfediyor. Çünkü Didem, tek başına ikisinin çocuğuna hamile kaldı. Evet, Murat’ta böyle bir hava hakim maalesef. Bu da, özellikle onu anlamaya çalışıp duygusallaşacağımız sahnelerde, aklımıza geldiğinde Murat karakterinden soğutan bir etmen oluyor.
AŞK İÇİN HER ŞEY MÜBAH MIDIR?
Murat bu lütfeder durumdayken Hayat ne yapıyor peki? "Beklemediğimiz şeyler!" diye cevap versek doğru olurdu. Hayat, yine Murat’ın peşinden koştu bütün bölüm... Hayat için ne çocuğu olduğunu öğrenmek ne de sözlenmesi ondan uzaklaşmak için bir etmen olmadı. Çok garip değil mi? En başta bir kadınlık gururu var. "Aşk bu, gurur dinlemez!" demek doğru değil. Sonuçta adam sözleniyor. Buna bir kulp bulmaya çalışılsa bile, Hayat bebek hakkında ne düşünüyor acaba? Murat’ın bir çocuğu olacak bize gösterildiğine göre... Yalan olduğuna dair hiçbir şey yok ortada çünkü! Hayat’ın bebek hakkında bu bölüm söylediği tek şey “Sen annesiz büyüdün, ne demek olduğunu biliyorsun. Çocuğunun babasız büyümesini istemiyorsun,” demek oldu. Bir hamilelik, ortada bir bebek var. Ve Hayat’ın bu kadar vurdum duymaz olması beni bir izleyici olarak rahatsız ediyor. Biraz Murat’tan uzak durmayı bilmeli, Murat’ın “Senden çok hoşlanıyorum,” dediğini hatırladı ve bir türlü kopamıyor. Halbuki Murat’ın peşinde dolanmamaya, ondan uzak durmaya ihtiyacı var. Kişisel olarak da doğru olan bu olur.
Ayrıca Hayat’ın başta tanıtıldığı atarlı giderli hallerinden de eser yok. Süt kuzusuna dönmüş durumda... Bu da karakteri içselleştirmemizi zorlaştırıyor. Bir öyle bir böyle, taban tabana zıt şeyler izliyoruz. Dizinin en büyük eksiği bu olmalı. Karakterler tüm hatlarıyla belirlenmemiş ve belirlenmedikleri için de inandırıcı olmaktan çok uzaklar... Yan rolleri geçtik, Hayat ve Murat’ta bu sorun yaşandığında doğal olarak izleyiciyi yoruyor bu durum...
EVLİ, MUTLU, ÇOCUKLU HAYAT PROVASI!
"Emine ve Fadik’i daha çok gördük," dedik ama hiç görmemiş de değiliz Hayat ve Murat’ı... Dediğimiz gibi, yine Hayat’ın Murat’ın peşinden koşmalarını izledik. Bunun dışında mesaiye kaldılar birlikte ve mesaiye kaldıklarında da onlara bir minik eşlik etti; şirket güvenliğinin çocuğu. Oldukça tatlı olan bu minikle Hayat ve Murat eğlenceli zamanlar geçirdiler. Çocukla ilgilenirken de atışmayı tabii ki ihmal etmediler. Dipnot: 2 saat geç kaldığında bile ortalığı ayağa kaldıran Emine, Hayat’ın gece eve gelmemesine tepki gibi tepki vermedi. Şaşırdık ya da aslında şaşırmadık. Belli bir çizgide ilerleyen karakter vardı da Emine mi eksik kaldı canım?
Hayat ile Murat’ı ikisinden daha çok bir arada görmek isteyen birileri varsa onlar da Tuval ve Doruk’tur. Birbirlerine ilgilerinin farkında oldukları gibi her fırsatta da ikisini bir araya getirmeye çalışıyorlar. Bu bölümde de Doruk yalanlarla abisini bara getirtti. Murat, Hayat ile mesaide olduğu için de beraber gittiler. Bara gittiklerinde de kendilerini dans ederken buldular. Dans sahnesi güzel çekilmiş bir sahneydi ve "Keşke jenerik müziği yerine başka güzel bir şarkı koysalarmış," demedik değil.
BİZDE HER ŞEYİ KIZ YAPAR, HATTA BİR TEK O SEVER!
Bardan çıkılınca ne yapılır? Çorbacı olmazsa olmaz. Evet, Hayat ve Murat bar çıkışı çorbacıya gittiler, sonra çay içtiler. Her zaman alışık olduğumuz "Kız uyur, erkek izler!" durumu burada da tersine dönmüştü. Murat uyuyakaldı arabada ve Hayat, Murat’ın üzerini kendi ceketiyle örttü, sabaha kadar da onu izledi. "Bu çiftin aşkı hızlı gelişti, ne ara oldu anlamadık," dedik ya hep, aşık olduklarına inanmaya başlasak da bunun tek tarafını görebildik maalesef. O taraf Hayat... Hayat’ın onda biri kadar bir ilgiyi Murat’tan göremedik. Aşkına inanmak da zor o yüzden. Bu sahnede de Hayat’ın aşkı göz önündeydi her sahnede olduğu gibi!
YENİ ÇİFTİMİZE ADIM ADIM MERHABA DİYORUZ!
Birkaç bölüm önce ilk defa karşılaşan Aslı ve Doruk, bu bölüm de bir araya geldi. Kerem’in kıskançlığı, İpek’e gelecek görücü korkusu kaynaklı Doruk’la birlikte kızların evine baskın yaptılar. O görücülerin de aslında Fadik için geldiği gün sonunda anlaşıldı. İpek ve Kerem kendi hallerindeyken Aslı ve Doruk da baş başa kaldı tabii ki. Sonradan görüşmek üzere sözleşmeyi de unutmadılar. Aslı ve Doruk’ta iyi bir elektrik var. Doruk zaten sevilen bir karakter, Aslı biraz sinir bozsa da daha önce de "Doruk’la birlikte belki daha sevilesi olur," demiştik. Şirin bir çift olacak gibiler.
YALAN SÖYLEDİM DERKEN YALAN SÖYLEMEK?
Bölüm sonuna gelirsek eğer Murat sözlendikten sonra kendini evine attı ve evin her yerinde Hayat’ı düşündü. Flashbackler ile beraber güzel çekilmiş bir sahneydi. Ama biz Murat’ın aşkını hiçbir zaman düzgün hissedemediğimiz için bu da havada kaldı. Murat’ın sözlenmesi üzerine dayanamayan Hayat da Murat’ın kapısına dayandı. O gece Murat’ın dediklerini hatırladığını söylemeliydi, ki söyledi de… Ama sonuç istediği gibi olmadı. Murat “Söylediklerim yalandı,” diyip Hayat’ı kendisinden uzaklaştırmaya çalıştı. Bakalım Hayat bu sefer uzaklaşacak mı Murat’tan... Bebeği olacağını öğrenmesi, Didem’le sözlenmesi uzaklaştırmamışken Hayat’ın yine “Hayır beni seviyor, biliyorum, eminim!” söylemlerini duymaya hazırladım ben kendimi açıkçası.
Aşk Laftan Anlamaz’ın özellikle iki bölümdür temposu oldukça düşük, izleyici genel olarak rahatsız. Hamilelik mevzusuyla birlikte drama yakın ağdalı sahneler romantik komedide sıkıcı bir etmen... Adına yaraşır bir şekilde daha dolu aşk sahneleri izleyeceğimiz, arada gülüp eğlenebileceğimiz, karakterlerin dengeli yazıldığı bölümler olur bundan sonra umarız.
noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.