Biz renkleri mutlu etmek için varız

Güncelleme Tarihi:

Biz renkleri mutlu etmek için varız
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2017 11:50

Bir avizeci, bir memur ve bir işadamı... İnsanlar geceleri kepenklerini kapattığında, onlar geziyor sokaklarda... ‘Bad of Kings’den bahsediyoruz. Grafitileriyle sokaklara nam salan üçlü önceleri esnaf tarafından kovalanıyordu, şimdilerdeyse boyamadıkları kepenklerin sahipleri tarafından sitemle karşılanıyorlar: “Benim kepengimi niye boyamadın” diye... Sokaklara renk katan üç grafiticinin hayatı, ‘Griye İsyan’ adlı belgesele konu oldu.

Haberin Devamı

Sene 1999... O zamanlar henüz 13’ünde olan İlyas, bir gün okuldan eve döndüğünde arkadaşlarının bahçede bir kâğıda yazılar yazdığını gördü. Hepsi kendine bir lakap yazmıştı, az sonra bu lakapları duvarlara çizeceklerdi. İşte her şey, İlyas’ın arkadaşlarına heveslenmesiyle başladı.

O da grafitiye merak sardı, hatta aynı mahalleden iki arkadaş daha edindi ve bu sefer o onlara grafitiyi öğretti. O günden bu güne hiç ayrılmadılar, İstanbul sokaklarına hâlâ beraber grafiti çiziyorlar.

Biz renkleri mutlu etmek için varız

Dediklerine göre, küçükken onlara “Sizin hikâyeniz bir gün belgesel olacak” deseniz, yanıtları “Saçmalama, bizi duvar boyuyoruz diye dövüyorlar” olurdu. Ama hikâyeleri bugün gerçekten bir belgesele konu oldu. Gelin, anlatayım.

Haberin Devamı

RedBull.com, sık sık kısa belgeseller hazırlayıp yayımlıyor. ‘Griye İsyan’, işte o belgesellerin en yenisi ve bize, sabahları başka meslekte çalışan ama akşamları duvarlara, kepenklere grafiti çizerek şehri güzelleştirmeye çalışan bu üç arkadaşın hayatını anlatıyor: İlyas, Lucky Punch ve Olihe.

İlyas, artık duvarlara ‘Mr. Hure’ imzasını atıyor. Kurduğu şirketle dört yıldır grafitiden para kazanıyor, markalara, mekânlara grafiti çiziyor. Lucky Punch, avize parçası yapan bir fabrikada çalışıyor. Olihe ise bir finans kuruluşunda çalışıyor.

Biz renkleri mutlu etmek için varız

Bu üçlünün, ‘BOK-Bad Of Kings’ isminde bir grafiti grubu var. Gri reklam panoları, tamamı reklam kaplı tramvaylar, tek renk duvarlar... İnsanlar onların hoşuna gitmeyen bu renksizliği yapabiliyorsa, onlar da insanların hoşuna gitmeyen şeyleri yapabilirler,  hatta b.k yazabilirler, öyle diyorlar. Grubun adını artık ‘Bad of Kings’ (Kralların Kötüleri) olarak kullanıyorlar ama amaçları baki: İlk başta diğer grafiticilere “Ben bu şehirde varım” demek. Çünkü ne kadar çok yere yazı yazarlarsa isimleri o kadar çok bilinir. İkincisi, kentlilere “Ben varım” demek, yani bilmeyenlere grafitiyi anlatmak, tanıtmak; bunu yaparken de kente neşe katmak.

Haberin Devamı

Kumbaracı Yokuşu, Tünel, Galata, Perşembe Pazarı, Tophane... Hep beraber bir bölgenin duvarlarını, sonra duvarlar bitince kepenklerini boyayıp başka bir yere geçiyorlar. Ama biz belgeselde, onlardan Karaköy’ün dönüşümünü dinliyoruz. Oraya ilk boya vurdukları tarih, 2007. Lucky Punch’a göre onları Karaköy’ün boş sokakları ve insansızlığı cezbetti. Mr. Hure ise İstiklal Caddesi’nde grafiti yaparken 10 dakikaları olduğunu, iş uzarsa hemen bir sivil polisin kollarına girdiğini anlatıyor. Yani o boş Karaköy’de, 4-5 saat çalışacak fırsatları oluyordu, bu da daha renkli ve daha ayrıntılı işler yapabilmek demekti.

Biz renkleri mutlu etmek için varız

Haberin Devamı

SOLCU MUSUN SATANİST Mİ?

Yıl 2013 olduğunda, Karaköy ışıklı ve süslü sokakları, kafeleri ve kalabalığıyla 7/24 yaşayan bir yer haline gelmişti, esnafsa onları iki gün görmezse “Başlarına bir şey mi geldi” diye merak edip arıyor. İçlerinden biri ‘Griye İsyan’da hafif sitemle anlatıyor: “Benim kepenk hâlâ boyanmadı ama...”

Lucky Punch, önceden Karaköy esnafının “Kim yazdı lan bunları” derken şimdilerde “Benimkisi güzel, seninki güzel değil” yarışına girdiğini anlatarak gülümsetiyor. Olihe ise Karaköy’ün bugünkü hale gelmesinde onlar kadar diğer yerli ve yabancı sanatçıların emeklerini veya işlerini görmemenin ayıp olacağı görüşünde.

Renkli bir duvar herkesin içini açar. Hatta Mr. Hure, diyor ki “Hiçbir renk tek başına mutlu değildir, biz renkleri mutlu etmek için varız.”

Haberin Devamı

Biz renkleri mutlu etmek için varız

Doğru. Ama eksik. Onlar bir de çocukları mutlu etmek için varlar. Grup daha önce engelli bireylerle Caddebostan’da bir araba boyamış, Mardin’de uzak bir köyde grafiti yapmıştı. Bir grafiti belgeselinde ağlanır mı? Ağlanır. Çünkü onlar, bu kez MEB’den izin alarak Çanakkale’deki bir ilkokula gitti; çocuklara boyama defterleri, boya kalemleri hediye etti. Tuttukları ustalarla okulun duvarlarını yamayıp, boyadılar. Dış cepheye de çocuklarla beraber resim yaptılar. Güneş batmadan resimleri bitirmek için uğraşırlarken, dersteki çocuklar da yeni boyama defterlerine bu üç adamı resmetmiş, yanına da “Teşekkür ederim” yazmıştı. O duvar, onlar için şimdiye kadar boyadıkları en anlamlı ve en güzel duvardı.

Haberin Devamı

Bad of Kings’e göre zor bir ülkede grafiti yapıyorlar. Çoğu semtte çizim yaparken “Satanist misin”, “Solcu musun” ifadeleriyle taciz ediliyorlar. Kimi zaman da grafitilerinin üzerine karalamalar yapılıyor, emekleri hiçe sayılıyor. Ama onlar, tüm bunlara rağmen yaptıkları şeyi çok seviyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!