“Bir Kedinin Sayıklamaları” okuyucuyla buluştu

Güncelleme Tarihi:

“Bir Kedinin Sayıklamaları” okuyucuyla buluştu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2016 10:25

Yazar Murat Söker’in ilk kitabı “Bir Kedinin Sayıklamaları” okuyucuyla buluştu.

Haberin Devamı

Kitapta, Hermes adındaki erkek kedi; keşfetme ve eğlence duygusu ile kendisini, çevresindeki insanları ve deneyimlerini masum ve sevimli bir dille okuyucuya anlatıyor.

Anne, babası arkeoloji müzesinde, doğmuş olan Hermes’in ismi de mitolojiden geliyor; O, Zeus ve Maia’nın oğulları Hermes.
Biraz meraklı, biraz yaramaz, bir o kadar da bilgili hatta oldukça entellektüel bir kedi… Kimi insana göre kedi, kimisine göre kedicik olarak kendini tarif ediyor.
Uzun, kumral renkte tüyleri, yerçekimine meydan okuyan, göğe doğru kıvrılmış kalın bir kuyruk ile endamını gösteren bir yürüyüşe sahip.

Entellektüel kedi Hermes’in anlattıklarını okurken, bir anda düşünsel bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bu yolculukta ilişkiler, aşk, estetik, cesaret, dayanışma ve paylaşımlar var.
Hermes' in anlatımlarında sadece insanlar yok. Aşk yaşadığı sevgilisini ve bulunduğu çevredeki kedi dostlarını da bize anlatıyor.
Tüm bunların yaşam serüvenimizdeki önemi ve kapladığı yerleri bize samimi bir üslup ile hatırlatıyor.
Sonra birden, bir anı defterine yazılmış şiirler ortaya çıkıyor. Bu şiirleri okurken hayatı sorgulayan bir kişiyi tanıyoruz.
Şiirler ile özdeşleşerek; kendi varoluş değerlerimizi düşünmeye başladığımızı hissediyoruz.
Eski aşklar, yalnızlık, doğa ve insan ilişkisi yani bizi hayata bağlayan ya da acı veren şeyleri o şiirlerde bulup, derinlerde sıcaklığını hissederek yaşıyoruz.

Amatör düzeyde yazı denemeleri olan yazar Murat Söker, bu denemelerinden yola çıkarak kaleme aldığı “Bir Kedinin Sayıklamaları” ilk kitabıdır.
Kitabın, ana karakteri Hermes’in masum ve sevimli sayıklamaları aracılığıyla yer yer günümüz toplumsal yaşamına yönelik ciddi eleştirilerde bulunuyor.
Hermes, müze müdürünün, kendisine anlattıklarını eğlenceli ve keyifli bir dille okuyucuya aktarıyor.
Bunu yaparken de günümüz tüketim toplumuna yönelik ciddi bir özeleştiriye aracılık ediyor; “Günümüzde bireyler daha çok kazanıp daha çok tüketmekle uğraşırken edraflarındaki gerçek güzellikleri görmüyorlar.

BAKMADAN GEÇME!