Bir Gezi hikâyesi: P*RK

Güncelleme Tarihi:

Bir Gezi hikâyesi: P*RK
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2015 12:09

‘P*RK’, İkincikat’ın en taze oyunu. Çarpmıyor, şaşırtmıyor, büyülemiyor.

Haberin Devamı

Tanıtım metnindeki “Gelin hatırlayalım” iddiasını karşılayacak şekilde, sadece hatırlatıyor. Adından da anlaşılacağı gibi Gezi direnişi üzerine. Can (Barış Gönenen) ve Deniz (Uğur Uzunel), Gezi Parkı’na “hava” ve ortam güzel diye gelmiş gibi görünen gençlerden ikisi. Otoriteye öfkeliler ve dünyadaki sistemin parkta şahit oldukları düzen gibi olmasını arzuluyorlar. Ama ‘devrim’ onlar için sadece sözcük anlamını bildikleri bir kelime. Deniz’in uğruna tek gözünü feda ettiği Gezi Parkı deneyiminden ‘yenildik’ duygusuyla çıkacak, protestolar sırasında polisin ‘şiddetli’ müdahalesine maruz kalan pek çokları gibi ülkenin yaşanmaz hale geldiğini düşünmeye başlayacaklar. Parkta tanıştıkları Tuğçe’nin (Heves Duygu Tüzün) peşine takılıp Londra’ya gitseler de ‘özgür’ olamayacak, Tuğçe tezini kurula vermekten vazgeçince tek umutları olan ‘tarihe geçme’ şansını da yitirecekler. ‘P*RK’, yazarı ve yönetmeni Sami Berat Marçalı’nın parktan cımbızla çekerek sahneye koyduğu üç karakter üzerinden, ideolojiden yoksun, örgütsüz ve öfkeli genç kuşağın Gezi ve Gezi sonrasındaki portresini çizmesi açısından güzel. Bundan öte gidemiyor/gitmiyor oluşu ve vasat oyunculukları açısından ise pek bir numarası yok. Tabii bunu söylerken, Barış Gönenen’in izleyiciyi her zaman heyecanlandırmayı başaran gerçekçi performansını ayrı tutmak gerek.

Haberin Devamı

* Perşembe ve cuma 20.30’da İkincikat’ta. Biletler Biletix ve gişede.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!