Güncelleme Tarihi:
Günümüzde, baskısı tükenmiş olsun ya da olmasın, eski albümleri ikişer üçer bir araya getirmek, daralmış piyasanın firmaları zorladığı bir yöntem. Bir yandan yeni bir prodüksiyona girişmenin maliyet ve risklerine katlanmak yerine arşive sığınmak, öte yandan zamanında yapılmış ve tükenmiş ama arşiv değeri olan çalışmaları yeniden gündeme getirmek niyetiyle yapılmakta bu iş. Her durumda makul hatta makbul bir yol bu. Arşiv yönünden pek de parlak olmayan müzik piyasamızı zenginleştiriyor. Bu tür baskı ve paketlerde (aynı şarkıcının albümleri olmak gibi asgari bir standart dışında) genellikle ortak bir yan ya da yön bulunmuyor. Ama ‘Benim Şarkılarım’ öyle değil. Pakete dahil edilen her iki albüm de eşsiz Nazan Öncel’in katkılarıyla öne çıkmış albümlerdi. Hem Öncel’in etkisi, hem de Deniz’in, o her daim değişmekten ve kabına sığamamaktan gelen yenilikçi çabaları nedeniyle, daha önceki albümler(in)den farklı, daha pop albümlerdi.
BİR ÇARESİ BULUNUR ELBET
Ve her iki albüm işin hız tarafını da kollamış, dans versiyonlarıyla kulüp ve diskotek pistlerine Özcan Deniz’i taşımışlardı. ‘Canım’ın remix’i mesela, yayınlandığı ilk zamanlar Babylon gibi bu tür bir müzik anlayışına (hafif de olsa) burun büken bir mekânda bile, ortalığı ateşe vermeye yetmişti.
‘Ses Ve Ayrılık’, dokunduğunu altına çeviren bir müzisyenin, Nezih Ünen’in imzasını taşımakta. Ve bu imza, Deniz’in imzasından dahi daha keskin. Büyük ihtimalle Deniz, o güne kadar yaptıklarından daha farklı bir albüm yapma niyetiyle çalmıştı müzisyenin kapısını. Ama Ünen de ünü memleket çapında yaygın bir sanatçıyla çalışmanın baskısıyla kendisini sınırlamamış ve (Nazan Öncel’in olağanüstü şarkısının da yönlendirmesiyle) Özcan Deniz’i baştan (fiil çok da yerinde) yaratmıştı.
Bir sonraki albüm ‘Hediye’ de fena değildi. Ama ‘Ses ve Ayrılık’tan bir parça daha gerideydi. Nezih Ünen’in Deniz’e biçtiği kılık belli ki fazla radikal görünmüştü sanatçıya. Bu nedenle de (Nazan Öncel ve Sezen Aksu şarkılarına, bazı remix’lere rağmen) Deniz’in eski çizgisine daha yakın bir albümdü bu. Niyet geri adım atmak olunca muhtemelen, Niran Ünsal’ın kapısı çalınmıştı. Ünsal ve Günay Çoban’ın şarkıları iyi olmasına iyiydi elbette ama sanatçının yüzmeyi tercih ettiği yeni sulara dökülmüyor, tam aksine, dalgaları şiddetle arabeskin kıyılarına çarptırıyordu.
Bir tam, bir de yarım başarılı iki albümün yan yana düştüğü bir paket bu. Her durumda almaya, dinlemeye, kapılıp gitmeye değer.
İyi pop da söylemiş arabeskçiler
1- Emrah: Feyyaz Kuruş resmen baştan yarattı onu.
2- Özcan Deniz: Nazan Öncel ‘Canım’ ile tarih yazdırdı ona.
3- Alişan: Bir başka Nazan Öncel hadisesi.
4- Ebru Gündeş: Hemen burun kıvırmayın, ‘Telafi’ zıpkın gibi bir şarkıydı.
5- Seda Sayan: Evet Seda Sayan. Birçok popçudan daha iyiydi.
Benim Şarkılarım, Özcan Deniz, Eflatun Müzik/DNZ Production/Kenan Kaya Prodüksiyon