Güncelleme Tarihi:
İlk macerasında Ayvalık’ta işlenen esrarengiz bir cinayetin failinin peşine düşen “Ufuk Lodos”, ipuçlarının izini sürerken bir yandan da polisin sızdırdığı haberleri sorgulamadan gazeteye sokmaya çalışan polis muhabirleriyle, mi’leri de’leri ayrı yazamadığı halde siyasete yön vermeye soyunan köşe yazarlarıyla ve kendisini dev aynasında gören gazete yöneticileriyle boğuşuyor.
KCK ve Ergenekon operasyonlarının gerçekleştiği günlerde geçen roman, kamuoyunun gazete manşetleriyle nasıl manipüle edildiğine de ışık tutuyor. Polisiye kurguya gerçeküstü öğeler ekleyerek benzersiz bir dil yaratan “Boruotu Cinayeti”, önümüzdeki günlerin en çok konuşulan romanlarından biri olmaya aday.
ROMANDAN TADIMLIK
“Polisler ve istihbaratçılar gazetecilerle arkadaşlık kurmayı severdi. Gazetecilerden iyi arkadaş çıktığı için değil, kamuoyunu manipüle etmek için gazeteciye ihtiyaç duyduklarından. Bazen bir siyasetçinin fuhuş görüntüleri olurdu patlatmak istedikleri, bazen bir çetenin telefon dinlemeleri, bazen ayağını kaydırmak istedikleri bir polis şefinin pislikleri… Biraz haber, biraz manipülasyon. Biraz gerçek, biraz yalan. Doğan Komiser de elindeki bilgileri sızdırmak için beni gözüne kestirmiş olmalıydı. İstanbul’da yıllarca hizmet ettikten sonra emniyet amirliği beklerken ayağını kaydırıp taşraya sürmüşlerdi. Şimdi intikam sırası ondaydı.”
***
“Sekizinci sayfanın yazarı telefonu yüzüme kapatmıştı. Belki de hat kesilmişti. Kim bilir dünyanın neresindeydi. Evinden, plajdan, Maldivler’den yazan köşe yazarları görmüştüm. Stattan, yataktan, uçaktan, yattan… Gazeteden yazan çok azdı. Oysa muhabirler ve editörler bütün gün oradaydılar. Sabah kartla girer, akşam kartla çıkardık. İki gün işe gitmesek maaşımızdan kesilirdi.”
***
“Çok satan bir gazetenin ‘Suçlu’ dediği zanlıya hangi hâkim beraat verebilir ki? Hakkındaki iddialar ne kadar saçma olursa olsun en azından birkaç duruşma cezaevinde kalmalıdır ki, ‘kamuoyunun vicdanı’ kanamasın! Eh, birkaç duruşma, nereden baksak en az altı aydır demektir. O da, eğer şanslıysa.”
BARIŞ SOYDAN HAKKINDA
2007-2014 yılları arasında Sabah’ın Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yapan Barış Soydan bir dönem gazetenin pazar eki ve internet sitesinde etikle ilgili köşe yazdı. Sabah’tan önce uzun süre ekonomi gazeteciliği yapan Soydan, Power ve Turkishtime dergilerinin Genel Yayın Yönetmenliğini, Para’nın Yazı İşleri Müdürlüğünü üstlendi. Anarşizmin Türkiye’deki doğumunu incelediği “Türkiye’de Anarşizm - Yüz Yıllık Gecikme” adlı kitabı geçtiğimiz yıl İletişim Yayınları tarafından yayınlandı.