Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2015 17:13
Melih Esen Cengiz, üçüncü romanı 'Terk Edilmiş Manalar Cenneti' ile “aşka muhtaç olanlara” unutulmaz bir aşk hikâyesi sunuyor. Yazar romanı ile ilgili tüm detayları viralmecmua.com'a açıkladı.
A.C.- Merhaba Melih Bey. Viralmecmua.com için bu röportaj imkanını sağladığınız için teşekkür ederim. Bu 3. Kitabınız. Çok sık ve çok hızlı bir şekilde 2 yıl içerisinde bir 3. Kitap gerçekten çok hoş.
Bu son kitabınız “Terkedilmiş Manalar Cenneti” üzerine konuşacağız. Öncelikle size ilk sorum bu kitabı yazmaya iten nedenler ne olabilir ya da nasıl ortaya çıktı?
M.E.C.- Teşekkür ederim bu imkanı verdiğiniz için. Aslında konu uzun zamandır kafamda vardı. Bir arkadaşımın önerisiyle bir sinema projesi olarak bir sinopsis halinde hazırlamıştım bunu. Fakat tabii, konu biraz kapsamlı olduğu için ve tarihi bir film olacağı için maliyetli bir filmdi. Tabii o orada kaldı. Daha sonra ben sinopsisi hazırladıktan sonra roman haline getirmek istedim. Ama tabii asıl dürtüler demeti birinci dünya savaşı, bizim kurtuluş savaşına giden yol, Türkler’in yaşadıkları.. Bütün bunları nasıl işlerim diye düşündüm. Ama tarihi bir roman olarak çalışmadım. Kendi toplumumu , kendi atalarımı neler yaşadıklarını hangi sıkıntıları göğüslediklerini önemsesem de beni asıl iten hikaye, hikayenin kahramanları.. O kahramanları kafamda canlandırdıktan sonra nasıl bir ortamda yaşadıklarını, yaşamalarını istediklerimi kafamda toparladıktan sonra hikaye beni aldı götürdü. Hikaye beni yazmaya zorladı. Bündan önceki kitaplarımda da kahramanlar beni yazmaya zorlamıştı.
A.C. -Kitapta Fenerbahçeli Zeki Rıza Sporel’in bir karakter olarak yaşadığını görüyoruz. Sizin de bir Fenerbahçeli olmanızın bu seçiminizde rolü var mı?
M.E.C.- Tabii etkisi var. Bildiğim bir camia. Ama aynı zamanda bunlar Türk cemiyeti. Onları anmam doğal ama bir tarafgirlik söz konusu değil.
Beşiktaş,
Galatasaray,Darüşşafaka’dan da bahsediliyor kitapta. O zamanda bir takım tutma merakı yok zaten. Asıl önemli olan vatanın kurtulması, bağımsızlığı. Barışa gitmek, savaştan uzak kalmak, toplumun huzuru, herkesin neslini rahatça devam ettirebilmesi, üretime sulh içinde katılabilmesi.. Amaç o zaten.
A.C. Peki.. Kitapta şöyle bir manzara var: 1923’ler. İstanbul halen İşgal altında ve İstanbul İşgal Komutanı Harrington, meşhur Türk casusu İngiliz Kemal.. Lozan görüşmeleri bir yandan devam ediyor.
Fakat bütün bunların arasında iki gencin aşkı var. Acaba bu Terkedilmiş Manalar Cenneti bu iki kişinin üzerinde örülmüş bir hale mi? Yani bu terk edilen manalar nedir?
M.E.C.-Tabii bütün bu söylediğiniz kahramanların hepsi geri plan. Benim de istediğim onların figüran kalmalarıydı ve öyle oldular. Bazıları öne çıktı tabii ki. Mesela general Harington bayağı öne çıktı. Hatta Harington’un hatıralarını da okudum ama benim için burada iki gencin birbirlerine olan aşkı. Onlar bütün olayı aldı ve başından sonuna onlar götürdü. Kitabın ismine iki şekilde yaklaşabilirsiniz; Manaların oluşturduğu bir cennet var ve bu terk edilmiş ya da bir insan grubu var, terk edilmiş manaların oluşturduğu hayatı bir cennet olarak düşünüyorlar. Ben okuru önceden yönlendirmek istemediğim için bu iki yaklaşımın kitapta ne şekilde yer alıyor onu söylemek istemem. Mana önemli bir şey insan hayatında. İnsanı insan yapan şey mana. Yani aşk bir mana, insan sevgisi bir mana, bulundu yerin sevgisi bir mana. Zaman sevgisi bile bir mana sonuçta. İnsanı insan yapan manalardır. Biz manalarla ne kadar iç içe yaşarsak daha sağlıklı bireyler oluruz düşüncesindeyim. Manalardan uzaklaşırsak artık mekanik, sadece birbirinin üstüne basarak yer kapmaya çalışan bencil, bunalımlar yaşayan bireyler haline geliriz. Ama manalar her zaman dünyada yerini koruyacak ben buna inanıyorum.
A.C- Kitaba dil açısından baktığımızda geniş zaman kipi oldukça yaygın kullanılmış. Bu bizim edebiyatımızda çokça rastlanılan bir durum değil daha çok batı edebiyatının kullandığı bir yöntem.
Sizi buna yönelten bir sebep var mıydı?M.E.C.- Tabii, ben ilk romanımda bunu kullandım sık sık. Fakat o zamanki editörüm beni uyarmıştı: -Ne yapıyorsun Melih Ağabey! Geçmiş zaman kullanmak zorundayız dediği için kıtabı geçmiş zamana çevirmiştim. İkinci kitabım da hemen hemen öyle oldu. Çok nadir geniş zaman kullanmıştım. Bu kitapta ise benim her zaman tutkum olan insanı hayatın içinde hareket ederken göstermek, yaşatmak trajedileri , güzel şeyleri yaşatmak ama, anlık bir devinim içinde insanı yaşatmak istediğim için geçmiş zamana bağlı kalmam beni sınırlardı. Çünkü ben de onu yaşayayım okur da onu yaşasın aksine kahraman yaşasın siz de sanki onun yanına olun duygusunu verebilmekti.
A.C.- Ama sanki bir sinema tadı var romanda. Bunu besleyen de geniş zaman kipi. Peki, yakında başka projeler var mı?
M.E.C.-Var inşallah bir 4. Kitap söz konusu. Artık yer mer söylemeyeceğim ama 1917 O kadar söyleyeyim. Bir başka projem de dramatik, gerçeğe dayalı bir olay. Onun da yılını söyleyeyim: 1921. Tabii ben tarihi roman yazmıyorum sadece olayı orada geçiriyorum. Bunların dışında da bir tarih çalışmam var ama roman değil.
A.C. Melih bey çok teşekkür ederim bize bu imkanı sağladığınız için. Başarılar diliyoruz.
M.E.C.-Ben size, Attila Bey ve Viralmecmua.com’a her zaman beni desteklediği ve bana çoğu zaman yol da gösterdiği için çok teşekkür ederim.
Bu söyleşi viralmecmua.com için Attila Candemir tarafından gerçekleştirilmiştir.
http://www.viralmecmua.com/terkedilmis-manalar-cenneti-video-/haberdetay/505229/default.htm