Güncelleme Tarihi:
İlçeye bağlı Hisar köyü içerisinde yer alan Amorium Antik Kenti'nde, İngiliz bilim adamı Prof. Dr. Martin Harrison ile İngiliz araştırmacı Dr. Chris Lightfoot'un hayata geçirdiği kazılarda Hitit, Frig, Yunan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı olmak üzere 7 uygarlığın izlerine rastlandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Anadolu Üniversitesi (AÜ) iş birliğiyle 2013 yılında Prof. Dr. Zeliha Gökalp Demirel'in önderliğinde Amorium'da tekrar başlayan kazılarda önemli bulgulara ulaşıldı.
"Aşağı Şehir" ile "Yukarı Şehir" olarak adlandırılan Amorium höyüğündeki kazılarda, büyük kilise, bazilika, Bizans hamamı, üzüm ezme havuzları ile Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine tarihlenen sikkeler, seramik fırınının yanı sıra çok sayıda farklı buluntular gün ışığına çıkarıldı.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Demirel, geçen yıl "Aşağı Şehir"in "Büyük Bina" kısmındaki kazılarda sevindirici bir gelişme yaşandığını söyledi.
"Bir çiftlik evine ait olduğunu düşündüğümüz tahıl ambarı bulduk." diyen Demirel, şöyle konuştu: "Burada 11 pitos bir aradaydı ve ağızları harçla örülmüş bir kapakla kapalıydı. Bu da kazımızda, yerinde bulduğumuz malzeme olduğu için bizi çok sevindirdi. Kapakları açtığımızda ise pitosların içlerinin dolu olduğunu tespit ettik. Bunlar, inceleme yapılması için uzmanlarımız tarafından paketlenerek İstanbul'da laboratuvara gönderildi. Analiz sonuçları henüz elimize ulaşmadı ama pitosların içerisindeki malzemelerin büyük oranda buğday olduğunu düşünüyoruz ancak net yargıyı, analiz sonuçlarının ardından söyleyeceğiz."
Demirel, pitosların içerisinden çıkan tahılların ticari amaçlı kullanıldığını düşünmediklerini, büyük ihtimalle de çiftlikte yaşayanların ihtiyacını karşılayacak tahıllar odluğunu vurguladı.
Korunma sebebinin de ihtiyaçtan dolayı olduğunu aktaran Demirel, "Tahıllara ulaşabilmemizin olasılıkla büyük bir sebebi, çiftlik evinin mutfağının zemin katında olmasındaydı çünkü tahıl ambarının bir üst katında bir yıkım söz konusuydu. Bunun da 9. yüzyılda olduğunu düşünüyoruz. Olasılıkla da bir savaş veya yangından dolayı evin birinci katı yıkılıyor. Bunlar da deponun üzerine akıyor. Bir daha da kullanılmadığı için de hem pitoslara hem içerisindeki buğdaylara ulaşabildik. Şimdi bu buğdayları, laboratuvarda arkeobotanik uzmanımız çalışıyor. Onun çalışması sonucu daha net bir açıklama yapacağız."
"Alan 9. yüzyıla tarihleniyor"
Demirel, antik kentte daha önceki yıllardaki kazılarda da buğday öğütmek için daire şeklinde, içerisi boş değirmenler ile mermer kapların da tespit edildiğini kaydetti.
Amorium höyüğündeki Aşağı Şehir'de, alanın 6 ila 9. yüzyılın ortalarına kadar yerleşim gördüğünü belirten Demirel, "Dolayısıyla bu pitosların formları ile diğer buluntulardan belli olduğu kadar aslında alan 9. yüzyıla tarihleniyor. Bu da Bizans dönemi yani. Bu buluntular, Amorium'un sosyo-kültürel yapısını özgün haliyle sunması açısından önemli olduğunu kanıtlıyor. Hatta buğdayın o dönem için önemli bir besin kaynağı olduğunu düşünebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.