Güncelleme Tarihi:
Antalya Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde "öze dönüş" temasıyla gerçekleştirilen festival kapsamında sanatçılar Güneri ve Mekin, Antalya Kültür Merkezi Perge Salonu'nda "60'lardan bugüne aşk ve sinema" konulu söyleşide sinemaseverlerle bir araya geldi.
Sanatçı Güneri, burada yaptığı konuşmada, izleyici olarak katıldığı bir oyunculuk yarışmasında birinci olduğunu, sonrasında ise sinema hayatının süregeldiğini ifade etti.
Sanatçı bir aileden geldiğini ama buna rağmen annesinin kendisinin oyuncu olmasına müsaade etmediğini söyleyen Güneri, ilk sinema filminin Halit Refik'in yönettiği "İstanbul'un Kızları", ilk başrolünün ise Duygu Sağıroğlu'nun "Bitmeyen Yol" filmi olduğunu anlattı.
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin 3'üncüsünün düzenlendiği yıl "en iyi kadın oyuncu ödülü"ne layık görüldüğünü aktaran Güneri, "Sinema bir aşktır." şeklinde konuştu.
"Sinema kalıcıdır, diziler sabun köpüğüdür"
Sinema işinin sevilmeden yapılamayacağına işaret eden Güneri, "Sinemanın tozunu yutunca bir daha sahneden vazgeçemiyorsunuz. Sinema benim için çok farklı, özel bir yere sahip. Sinema kalıcıdır, diziler sabun köpüğüdür." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'de çok iyi sinema yapıtları olmasına rağmen dünyada hala yeterince sesinin duyurulamadığını ifade eden Güneri, Türk filmlerinin tanıtıma ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Sinema sanatçısı Ahmet Mekin de gençlik yıllarında futbolla ilgilendiğini ve oyunculuk gibi bir düşüncesinin olmadığını aktardı. Oyuncu Kenan Pars ve bu alanda çalışan diğer arkadaşlarının ısrarı ve ekonomik sıkıntılardan dolayı oyunculuğa başladığını ifade eden Mekin, sinemaya bir kere adım atıldığında artık vazgeçilemediğini dile getirdi.
"Sinema dışında başka bir iş yapmayı düşünemiyorum"
Para kazanmaya başladığı sektörde 1956'dan 2019'a kadar sinema sahnesinde kaldığını belirten Mekin, "Türk sineması bize çok şey öğretti. Bize kazandırdığı disiplini, azmi ve daha birçok şeyi var. Sinema dışında başka bir iş yapmayı düşünemiyorum ve bundan sonra da başka bir iş yapmayı düşünemiyorum." diye konuştu.
Yeşilçam'da yokluklara rağmen film çektiklerini aktaran Mekin, elle çekilen makine ve sabunların üzerinde yürütülen kameralar ile çekilen filmler yaptıkları için şimdi çok mutlu olduğunu dile getirdi.
Sinemayı üç defa bıraktığını ama tekrar döndüğünü belirten Mekin, şöyle konuştu: "Türk sineması bir nevi okul gibiydi, insanlara güzel konuşmayı, insan gibi yaşamayı öğretti. Biz oynadığımız bütün filmlerde ağlama sahnelerinde gerçekten ağladık, soğan falan kullanarak ağlamadık. Bizde gerçekten oyunculuk yeteneği vardı. Alaylı mektepli konusunda ben şimdi mektepli olmaktan yanayım ama insanda yetenek olmadı mı olmuyor. Diziler kar etmek istiyor ama bunun karşılığını alamadığında bitiriliyor. Sinemada ise ticaret artı sanat yapıyor."
Mekin, "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin kendisi için özel bir yeri olduğunu belirterek, bu filmde ilk defa güçlü bir kadın karakterinin ortaya konulduğunu ve filmde emek vurgusunun da ön plana çıktığını sözlerine ekledi.