Güncelleme Tarihi:
Alp Sime, ‘Merhamet ve Kontrol Altında’yı şu sözlerle anlatıyor: “Sergi hakimiyet kurma çabasını sorguluyor. Gerçek anlamda kabullenmenin zorla olmayacağının altını çiziyor. Sergide hayatlarını birbirlerinin ellerine bırakmış, güvensiz fakat tolere eden varlıkların oluşturduğu bir karmaşa ve onu sabit tutan bir kılıf, bir sistem var. Sadelikle aktarıldığında bu yalanın komikliği daha çok ortaya çıkıyor; dolayısıyla sergide fotoğrafların yerleştirilmesinde özellikle bu sadelikten kopmamaya dikkat ettim. Trajikomik olması önemliydi, böyle bir dünyada disiplinin boşluğunu o sade dili abartarak, soğutarak daha etkili yansıtacağımı düşündüm. Merhametin sıcaklığını kontrolün soğukluğuyla vererek tamamladım.”
“Düşünceyi ve hissi dengede tutabilmek benim için önemli, işlerimin odağında hep bu var” diyen Alp Sime ‘Merhamet ve Kontrol Altında’daki işlerin gülmece unsuru barındırmayan karikatürlerin verdiği hissi sunduğunu söylüyor.
Fotoğraf sanatçısı Alp Sime
RUH HALİ ÖN PLANDA
Sime’nin bu sergisindeki fotoğraflarının diğer işlerinden ayrılan bir yönü var. Fotoğraf çekerkenki ruh hali artık daha dert-tasa odaklı; ne hissediyorsa öyle hareket ediyor, kendi deyimiyle ‘kamuflaj giymiş avcılar gibi’ hareket etmek zorunda olmadığını biliyor. Ve hal böyle olunca da söylemek istedikleri gelip onu buluyor. Sime, ne hissediyorsa öyle hareket ediyor ve o his izleyiciye de geçiyor. Kimi zaman sizi tedirgin ediyor, kimi zaman düşündürüyor, büyülüyor, sorular sorduruyor… Zaten Alp Sime de “Bu sergide varlıkların ruh halleri daha ön planda. Daha çiğ bir sergi bu. Fotoğrafı sorgulayan görüntüler yok. Görsel problemler az. Bir konu altında, düşündürmeye, hissettirmeye odaklı” diyor.
YANITLAR SİZE KALMIŞ
Alp Sime en son, bir önceki sergisi ‘Paralaks’ta kendi İstanbul’unu sunmuştu bizlere. Hem tanıdık hem yabancı bir İstanbul’du bu. Bilindik bir manzara sunmuyordu. Sime bu sergisinin ardından İstanbul’dan ayrıldı; daha farklı sorular ve yanıtlar bulabilmek için: “Uzaklaşmak, saklanmak, geri dönmek güzel. Neyin ne olduğunu, kendini anlamak için aşırı ama bir o kadar da kestirme bir yöntem. ‘Bir yere mi gidiyorsun?’ sergisini yaparken bunu tadabildim, şimdi ne kadar doyurucu olduğunu biliyorum. Başka yerde insanlar başka yaşıyorlar, başkası olarak yaşıyorlar. Son derece gerekliydi bu benim için. ‘Paralaks’ ve ‘İstanbullu’ sergilerimden daha geniş şu anda sorduklarım; bu kafaya aynı şehirde kalarak ulaşamazdım.”
Şimdi Sime, uzun bir aradan sonra sunduğu bu yeni sergisinde yeni sorular ve yanıtlarla karşımıza çıkıyor; teşhiste bulunuyor ama parmakla göstermiyor ve bizim de sorular sormamızı istiyor. Yanıtlarsa size kalmış…