Güncelleme Tarihi:
Şiir, hayatınıza nasıl girdi?
- Yazı evrenine bir kez bulaştığınızda pek çok metinsel süreçten geçiyorsunuz. Bazılarına saplanıyorsunuz, bazıları sizi mıhlıyor, bazen de çıkmaz sokakları zorluyorsunuz. Denemenin iyi yanı bu arayışta geniş bir alan sağlıyor olması. Kelimelerle oynadığım tüm oyunlar, tüm kavgalar beni şiire itti. Ama şiir bir son değil, ulaşılacak bir nokta da değil. Geçişin, evrimin bir parçası. Mısraların gücüne inanıyorum, hızlı, çabuk, etkili ve kalıcı. Buna kimi şiir diyor, kimi başka tanımlarla sınırlıyor. Yol yoksa açmanız gerekir. Hayatımda da, metinsel yolculuğumda da barikatları aşmanın derdindeyim.
Onlarca şiir arasında kitaba ismini vermek için neden ‘Asfalt Yengeci’ni seçtiniz?
- Benim adımlarım da yengeç adımlarına benzer. Geriye giderek ilerlerim. Hep tetikte, hep fırtına öncesindeyim. Şeytanımla dost, arafımla müttefik. Zaten işte tüm bu ruhsal marazlar, duygusal yırtıklar, bilinçaltı oyunları sözcüklerin ve mısraların üstüne yükleniyor. Öte taraftan asfalt günümüz dünyasının kuruluğunu ve ruhsuzluğunu iyi tanımlıyor.
Kitabın ilk bölümünün adı: “Her şey üç sözcükten ibaret. Geldik, yaşandık ve gittik...” Bu cümleyi size kurduran ne oldu?
- Yaşım 35, yolun yarısı mı kaçta kaçı bilemem ama bildiğim o ki çocuklar çabuk büyür bu ülkede. Uzun yıllar gazetecilik yaptım; bu da hem ülkeyi hem de insanları tanımam konusunda benzersiz bir tecrübe sağladı. Şu aralar da sıkça koca bir kara delikte yaşadığımızı düşünüyorum. Ne var ne yok içine çeken koca bir kara delik! Yaşamayı iyi beceremediğimiz için de, yaşlanıyoruz. Biçilen roller, dayatmalar, olmak istediğimiz ve olmamız istenenle arasındaki uçurum sanırım bana bu cümleleri kurdurtuyor. Sizin de oluyordur bazen belki hayatı bir mesai gibi hissettiğiniz.
Ve finalde okuyucuya şöyle sesleniyorsunuz: “Kusurlu sözcüklerle / Yamayamazsın hikâyeni.”
- Sözcüklere yüklediğimiz anlamlarla konuşuyoruz, anlamlarımızın birbirimizde karşılığı yoksa sözcükler de işe yaramıyor. Konuşarak anlaşabilseydik bu kadar kötülük yeşermezdi. Ne kadar kendimiz, ne kadar özgür, ne kadar sahici kalabilirsek o boşa akan hayatın sızıntısını durdurabiliriz.