Ahali ne derse o!

Güncelleme Tarihi:

Ahali ne derse o
Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2014 01:26

Müziğiyle çok adam sarhoş etmiş Babylon 15 yaşında. Ahalisi, Asmalımescit’i kapatıp Bomonti’ye geçmeye hazırlanırken Babylon 2.0’ı Ahmet Uluğ’dan dinliyoruz.

Haberin Devamı

Taş duvarları tam da “Ah dili olsa da...” cinsten. Asmalı Mescit’i dönüştürmüş, yetmemiş Alaçatı’yı değiştirmiş bir duruş, bir tarz. Tam da 15’inci yılında, yeni sürüm Babylon’un öncesinde kuruculardan Ahmet Uluğ, o meşhur hikâyeyi tekrar hatırlayarak açıyor ‘Babylon 2.0’ defterini: “Pozitif, 20 yıl evvel avangard caz konserleriyle başlayan bir süreç. Konserden sonra mutlaka gidip ufak bir yerde çalmak istiyorlardı. Gidip bir yer bulamazdık. ‘Pozitif’in bir kulübü de olsun’ niyetimiz hep vardı bir yandan....” Eski bir marangozhane olduğu, ofis amacıyla tutulduğu, o zamanlar buraların nasıl da kuş uçmaz/kervan geçmez olduğu bilinen hikâyeler.
Galatasaray’dan sonrasına adam geçmediğini, geçenin de peşine takıldın mı Babylon’a vardığını tatlı bir tebessümle anlatan Uluğ, 15 yıl mucizesiniyse tek sırra bağlıyor: Kapıda insan seçmemek. Bir de belli bir kitleye hitap etmeme durumu var tabii: “Halay çekildiği de oldu, horon tepildiği de hip hop dansı yapıldığı da...”

Haberin Devamı

Ahali ne derse o


Ve Asmalı sokaklarına artık adım atılamaz olup, müdavim, yerli/yabancı turist kalabalığını yarıp da kulübüne giremediğinde ekip kurtlanmaya başlamış, “Biz kalksak mı yavaştan?” diye. Hazır Asmalı’daki Babylon’un da ‘bakımı’ gelmişken...

GELİN, YENİ BABYLON’U GEZELİM

Ahali ne derse o

Emiliana Torrini, 12 Kasım Çarşamba Babylon'da konser verecek.

Önce şu karışıklığı bir açıklığa kavuşturalım, Babylon takvimini temize çekelim: Yeni Babylon, Bomonti’de ocakta açılacak.
“Hadi” diyoruz, “Madem, hâlâ görme şansımız yok... Bari, hayali bir gezintiye çıkarın bizi Babylon Bomonti’de. Kapıdan adımımızı attık. Karşımızda ne var?” dememizle beraber Uluğ, kolumuzdan tuttuğu gibi ışınlıyor Bomonti Bira Fabrikası’nın içine: “İçeri girdiğinde oldukça etkileyici büyük bir avlu karşılıyor sizi. Merdivenle yukarı çıkıp koridoru geçtiğinde Babylon’u göreceksin. Gişenin, dükkânın, kitapçının, radyo stüdyosunun olduğu bir giriş salonu çıkacak karşına. Sadece bu giriş kısmı bile Asmalı’daki Babylon kadar, düşün.” Giriş kısmı, hazırlık faslı önemli. Müze girişlerini andıran, bir ilham verici alan burası.

Haberin Devamı

Ahali ne derse o


İstersen sağdan Babylon’a geçiyorsun, istersen soldan açık mutfağın, barın olduğu ‘Babylon Lounge’ kafasında ama Babylon’dan bağımsız, ismi henüz belli olmayan restoran/bara. Sahne odaklı, gerektiğinde sahnenin tamamen kalkıp bomboş kocaman iki salona dönüşecek bir alan. Alt kattaysa ‘ticari olmayan bölge’ kontenjanından bir modern sanat alanı, Atölye İstanbul ve 3-4 yemek restoran/bar daha...

Ahali ne derse o

Parov Stelar Band, Oi Va Voi ile birlikte 13 Aralık Cumartesi Black Box'ta.

Asmalı Mescit’in akıbetini merak edenlere durumu şöyle özetleyelim: Aslında geçen sezon tadilata giren, fakat Bomonti’nin açılışı sarkınca, bu sezon ‘zorunlu bis’e çıkan Babylon Asmalı, ocak ayından itibaren iki sene kapalı. Bakımdan ne çıkacağı meçhul ama bir şekilde geri döneceği kesin: “Tamamen kapanması söz konusu değil. Bizden çıktı, İstanbul’a ait bir yere dönüştü. Aynı tutmamız konusunda da çok ciddi baskı var.”

Haberin Devamı

O TOM WAİTS BURAYA GELECEK!
Babylon kabına sığmayınca ekip ahalisini memnun etmek adına ‘Babylon presents’ adlı bir konser serisine başlıyor bu yıl, iki iddialı isimle: Jack White (6 Kasım’da Black Box’ta) ve Lykke Li. ‘I-I follow, I follow you’ lafını dilimize yapıştırmış Lykke Li için Black Box sahnesi uygun görülse de kendisi “İlle de Patti Smith’in çıktığı sahnede konser vereceğim” diye tutturuyor, neticede de 18 ve 19 Kasım’da Babylon’a çıkacak. Uluğ’un “Getiremezsek valla gözüm arkada kalır” dediği isimse Tom Waits.

KONSER İŞİ HEP RİSKLİ

Ahali ne derse o

7 Kasım Cuma, Jack White'ın Black Box'a geleceği kutsal gün!

Malum, artık her ‘dev’ konserde aynı nakarat: Biletler çok pahalı, konser doldu/dolmadı, organizasyon şirketinin yüzü güldü/gülmedi. Hep satmayan biletler, dolmayan konserler... Birkaç kuşağın festival ihtiyacını, konser açlığını gidermiş Pozitif tarafı son tabloyu şöyle görüyor: “Özellikle de Türkiye gibi ertesi gün neye uyanacağını bilemediğin memlekette her zaman ciddi risk içeren bir iş bu. Sadece organizatör için değil dinleyici için de. Büyük isimlerin biletleri genelde satışa çıktığı gibi tükeniyor. Tüm dünyada böyle. Türkiye hariç. ‘Ya Gezi patlarsa, ya sokakta yine olaylar çıkarsa, ya bir şey olur da iptal olursa’ diye hep son dakikaya bırakılıyor.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!