Ertuğrul Özkök
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2014 13:46
Antonio Banderas, 54 yaşına geldi. Son fotoğraflarına baktım. Saçları kırlaşmış ve boyamıyor.
Gözlerinin altındaki çizgiler neredeyse torbaya dönüşmüş ve hiç dokunmuyor.
Kendiyle çok barışık bir hali var.
Üstelik rahat mı rahat konuşuyor:
“Şurası kesin ki artık genç adam rolleri oynayamayacağım. Ama büyükbaba rolünü rahatlıkla oynayabilirim.”
Ağır ol da molla desinler havasında değil.
“Bir insan kendisinden bahsetmeye
başladı mı mutlaka
dalga geçmeli...”
İspanyol oyuncu Antonio BanderasBen de aynı şeyi düşünüyorum.
Kendini çok ciddiye alan, kendinden bir abide dikip, ondan da üçüncü tekil bir efsane şahıs gibi bahseden köktenciddilerle fena dalga geçiyorum.
Ciddiyet ve stres kötü arkadaştır.
Banderas küçükken babası ona “Dodo” dermiş.
O günlerde televizyonda gösterilen çocuk dizisindeki bir filin adıymış.
Çünkü kulakları yapışıkmış.
Kendiyle dalga geçerek, saçlarını boyamadan, gözaltı torbalarına dokunmadan büyümek, yaşlanmak güzel bir şey galiba.
Ünlü İspanyol yönetmen Pedro Almodovar'ın "İçinde Yaşadağım Deri" filminde başrol oynadı.
Film, kızına tecavüz eden bir adamdan intikam almaya çalışan psikolojisi bozuk bir plastik cerrahının, saplantılarını ve hücrelerle ilgili yaptığı araştırmalar sayesinde yeni bir insan derisi yaratmasını konu alıyor.