Güncelleme Tarihi:
Konsept nasıl seçildi?
İstanbul Modern 2004 yılında atıl durumdaki bir antrepo binasının dönüştürülmesiyle yaşama başladı. İçinde yer aldığımız bina yıllarca limanın bir parçası olarak hizmet verdi. Hepimizin bildiği gibi bu bölge şimdi yepyeni bir dönüşümün eşiğinde. Bunun bir parçası olup da İstanbul Limanı hakkında düşünmek ve bir sergi yapmak da bizim sorumluluğumuz diye düşündük. Böyle bir sergi yapma fikri yıllardır aklımızdaydı. Sadece doğru zamanı bekliyorduk. LİMAN’ın İstanbul Modern’de yıllardır hayal edilen yeni bir müze binası gerçekleştirme sürecine girmeden önceki son sergi olmasını istedik.
Antonio Cosentino - Suriye Yıldızı
Neden görmeliyiz?
Sergi, sembolik bir coğrafi nokta olarak İstanbul’u merkez alan temsili resimleri ve limanın varettiği ve aynı zamanda örttüğü hikâyelere ve anlamlara açılan güncel çalışmaları bir araya getiriyor. Görkemli geçmişiyle İstanbul’un nostaljik yüzünü, insan-emek-sosyal düzen bağlamında şekillenen modern liman kültürünü, gelecek güzel günlerin varış ve başlangıç noktası olarak limanın insanoğlu için taşıdığı önemi görünür kılmaya çalışıyor. İstanbul’un gelişim ve evrimini önemini öğrenmek isteyen her İstanbullu limanın geçmişine muhakkak gözatmalı.
Bu serginin altını çizmek istediği şey ne?
Bu bölge aynı zamanda ilginç bir modernleşme hikayesi barındırıyor. Amacımız Limanın ve bölgenin İstanbul açısından önemini hatırlatmak ve dikkat çekmek. Ağaçtan demire evrilen gemileri bir metafor olarak hayal ettiğimizde tarihsel süreçte yaşanan gelişimi de görünür kılmaya çalıştık bu sergide. Sergi için ağaçla çeliğin karşılaşmasından doğan büyük gerilimin izini sürüyor diyebiliriz. Tabii ki bu karşılaşmanın yarattığı yeni ekonomik düzenin modern zamanlardaki karşılıklarını ve sonuçlarını anlamlandırmaya çalışıyoruz. Bir zamanlar neredeyse tüm İstanbul’u temsil eden ekonomik bir yapının görünen ve görünmeyen dönüşümünü ve yarattığı sosyo-kültürel ve ekonomik etkileri hatırlatmak istiyoruz.
Katılan sanatçıların, ‘Liman Ressamları’ ile benzer noktaları neler?
Sergi, adını 1941 yılında kurulan Yeniler gurubunun ilk sergisi olan Liman’dan almakla birlikte hazırladığımız zaman çizelgesi ile 9.000 yıl öncesine uzanıyor. Sanat tarihimizde ‘Yeniler Grubu’, olarak yer edinen bir grup genç ressamın aynı zamanda hocaları olan ‘d grubu’ ressamlarının kübik-konstrüktivist sanat anlayışlarına karşı çıkışlarının hikâyesidir bu. Toplumsal-gerçekçi bir yaklaşımla, nefes alan, gerçek insanların hayatlarına dokunmaya çalışan bu genç ressam grubu 2. Dünya Savaşı’nın zor günlerinde sokağın ruhunu yansıtmaya çalışmıştır. İlk sergilerinin konusu da liman işçilerinin zorlu hayatlarıdır. Bizim sergimizde yer alan sanatçıların hemen hemen hepsi liman etrafında örülü hayat hikâyelerini, Liman’ın sosyo-ekonomik döngüsünü, boğaz kültürünün bir parçası olarak limanın eşsiz pitoreskini hem temsili hem de kavramsal boyutu ile görünür kılıyorlar.
Sergi için hazırlanan zaman çizelgesinde ne göreceğiz?
Zaman çizelgesi, görsel malzeme eşliğinde bölgenin tarihi, coğrafi, siyasi ve kültürel dönüşümünü hatırlatıyor. Theodosius (Yenikapı) Limanı’na dair arkeolojik çalışmalardan günümüze İstanbul kentinin tarihini limanlar üzerinden özetleyen zaman çizelgesi, kentin deniz ve limanla olan ilişkisine dair belli başlı dönüşüm ve kırılmalara işaret ediyor. Bir imparatorluk başkentinin görkemli geçmişinde doğan ve hala aynı coğrafyanın koşullarında devam eden bir geleneği görünür kılıyor.
Liman Sergisi İstanbul Modern'de 28 Ocak-4 Haziran tarihleri arasında Süreli Sergiler Salonu’nda.
İKİ CİNSİYETE DE AİT OLMAYAN MELEZ FİGÜRLER
Dayatılmış dar kimlik ve cinsiyet politikalarına karşı geliştirildiği ‘melez’ portreleriyle dikkat çeken genç ressam Özer Toraman, ‘The First Dream’ başlıklı ergisiyle Bozlu Art Project Nişantaşı’na konuk oluyor. Yapıtlarında masumiyeti simgeleyen açık pastel renkleri, özellikle mavi ve uçuk pembeyi tercih eden sanatçı, cinsiyetçi kategorizasyonun sınırları üzerine düşünürken, bu kavramları yeniden ele alarak iki cinsiyete de ait olmayan melez figürler yaratıyor. Bu portrelerin kimileri netlikleriyle dikkat çekerken, kimileri de bulanık imgeler olarak bilinç dışımızdaki farklı kimliklere gönderme yapıyor. Alışılmışın dışında bir bakış açısı sunarak izleyiciyi duygu, düşünce ve arzularıyla baş başa bırakan Toraman’ın sergisi 11 Mart’a kadar sürecek.