Güncelleme Tarihi:
Nobel Edebiyat Ödülü'nün 112'nci kazananı kim olacak? İsveç Akademisi yarın büyük ödülün sahibini açıklamaya hazırlanırken; bahisler de önemli bir iddiaya dönüştü. Ödülün son üç yıldır olduğu gibi bu yılın da favorisi Japon yazar Haruki Murakami. Onun dışında 4 büyük yazarın daha ismi geçiyor. Fakat hatırlatmakta fayda var: Nobel, 'önceden kestirilmesi en güç edebiyat ödülü' unvanıyla anılıyor. Yani bütün tahminleriniz boşa çıkabilir...
İsveç Akademisi bu yıl da yayınevlerine, edebiyat dernekleri ve üniversitelere "Nobel için tekliflerinizi sunun" dedi ve 259 yazar önerisi aldı. İlk elemelerde bu sayı 198'e indirildi. Aralarında daha önce Nobel için adı hiç geçmeyen 36 yazar da vardı... Bu rakam nisanda 20-25 kişiye, mayısta ise 5 kişilik bir listeye dönüştü. Bu isimlerin kimler olduğunu bilemiyoruz. Gizlilik, Nobel komitelerinin alametifarikası. Aday olan yazarlar hakkındaki bütün bilgiler 50 yıl saklanıyor. Edebiyat jürilerinin Nobel adaylarını tartışırken şifreli sözcükler kullandıkları, adayların eserlerini okurken ise sahte kitap kapakları kullandıkları biliniyor. Ancak bu yıl Nobel Edebiyat Ödülü'nü almaya en yakın 5 isim var:
67 yaşındaki Beyaz Rus yazar ve araştırmacı gazeteci Svetlana Alexievich, pek çok ulusal ve uluslararası ödüle layık görüldü. II. Dünya Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı, Çernobil faciası, SSCB'nin dağılması gibi dramatik olayları yaşadı, bu olaylara tanık olanlarla röportajlar yaptı. Yazıları rejimi rahatsız edince 2000 yılında hakkında yasal kovuşturma başlatıldı. Bunun üzerine ülkesini terk etti. Hayatının sonraki 10 yılını kendisine kucak açan Paris, Gothenburg ve Berlin gibi şehirlerde, siyasi sürgün olarak geçirdi. Nihayet 2011 yılında ülkesine geri döndü. Yazarın kitapları, SSCB'de yaşamış insanları anlatıyor. Sovyet-Afgan Savaşı'nın ilk ağızdan anlatıldığı Çinko Çocukları ve Çernobil kazasının ele alındığı Çernobil'den Sesler isimli kitapları en önemli eserleri. Savaşın Kadınsı Olmayan Yüzü isimli ilk kitabını 1985 yılında yazdı. Kitap, kısa sürede birçok baskı yaparak, 2 milyondan fazla sattı. Romanda, II. Dünya Savaşı daha önce çok da ele alınmayan yönleriyle, bir kadının monologları şeklinde anlatılıyor. Son Tanıklar: Çocuksu Olmayan Öyküler isimli kitabında savaş, kadın ve çocukların gözünden anlatılıyor. 1993 yılında, SSCB'nin dağılması sonucunda umutsuzluğa kapılıp, intihara teşebbüs eden insanların öykülerinin anlatıldığı Ölümle Efsunlananlar isimli kitabını yayınladı. Aleksiyeviç'in kitapları, aralarında Türkçenin de olduğu toplam 19 farklı dile çevrildi. Kitapların yanı sıra 21 belgeselin metnini hazırladı ve üç tiyatro oyununun senaryosunu yazdı.
Japon romancı, sabah dörtte kalkıp kesintisiz 5-6 saat çalıştığını söylüyor. Öğleden sonra ise ya koşuyor ya da yüzüyor. İkisini yaptığı zamanlar da oluyor. Günlük işlerin ardından müzik dinliyor. Saat 9'da ise uyuyor. The Paris Review’a verdiği söyleşide, “Her gün hiç aksatmadan bu rutini sürdürüyorum” demişti.
Nobel listelerinin vazgeçilmez ismi Haruki Murakami'yi sevenler kadar sevmeyenler de var. Modern zamanların edebiyattaki rock-starı diyebileceğimiz Japon yazarı sevmeyenler, dilinin Nobel almaya yetecek düzeyde olmadığı düşüncesinde birleşiyor. Murakami ise yıllardır Nobel denince akla kendi adının gelmesinden (ve tabii ki sürekli kaybetmekten) artık rahatsız olmaya başladığını dile getiriyor. "Bu bir at yarışı değil" diyen Murakami, bakalım bu yıl kazanabilecek mi?
66 yaşındaki yazarı dünyaya tanıtan ve kendinden söz ettiren ilk kitabı, 1987'de yayınlanıp 16 dile çevrilmiş olan İmkânsızın Şarkısı oldu. 1995’te yayımlanan Zemberekkuşu'nun Güncesi de bir o kadar başarılıydı. Yazarın en yeni romanı 12 Nisan 2013'te Japonya'da piyasaya çıktır ve daha okuyucuyla buluşmadan günler önce online rezervasyonla çok-satanlar listesine girdi. Bu kitap kısa zamanda Türkçe'ye de çevrilerek Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları adıyla yayımlandı.
Murakami günümüzde Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalsa da, Japonya’nın 20'nci yüzyıldaki en büyük yazarlarından biri olarak kabul ediliyor.
Thiong'un ülkemizde yayımlanmış tek kitabı, 1967 yılında yazdığı 'Bir Buğday Tanesi'... Ayrıntı Yayınları'nın Türkçe'ye kazandırdığı roman, Kenya'da 1952-1960 yılları arasında ilan edilen olağanüstü halle iç içe geçen yaşamları anlatıyor.
Nobel için yıllardır adı geçen bir yazar da Ngugi wa Thiong’o... 77 yaşındaki Kenyalı yazar, ilk romanı Weep Not, Child'ı üniversite yıllarında yazıp yayımladı. Bu roman, Doğu Afrikalı bir yazar tarafından yayımlanan ilk İngilizce roman olma özelliğini taşıyor. 10 yıl ülkesinden uzakta sürgün hayatı yaşadıktan sonra, 1970'li yıllarda hapse giren ve ancak 21'inci yüzyılın başlarında Kenya'ya dönebilen hazar, İsveç haber ajansı TT'ye verdiği bir röportajda, Nobel almaktan büyük memnuniyet duyacağını söylemişti.
Ngugi wa Thiong’o ile ilgili söyleyebileceğimiz en ilginç şeylerden biri de, cezaevinde kaldığı yıllarda kendine verilen tuvalet kağıdının üzerine roman yazması... Gikuyu dilinde yazdığı Devil on the Cross adlı bu roman, 1982 yılında yayınlandı.
Acılarla dolu bir hayat geçiren yazar, Kenya'daki adaletsizlikleri anlatan yazıları nedeniyle defalarca hapse girdi, yurt dışına sürüldü, eşine tecavüz edildi, saldırılara uğradı.
82 yaşındaki Amerikalı yazar Philip Roth, Türk okurların Aldatma, Hayalet Yazar gibi kitaplarıyla yakından tanıdığı bir isim. Kitapları Ayrıntı Yayınları tarafından Türkçeye çevriliyor. Daha önce Booker, Pulitzer gibi önemli ödülleri kazandı. Yapıtlarında Yahudi olmak, erkek olmak, bir ananın oğlu olmak, aydın olmak gibi konuları işliyor. Amerika’nın yaşayan en iyi romancıları arasında gösterilen ve bugüne kadar 24 roman yazan Roth, geçtiğimiz yıl verdiği röportajda şunları söylemişti: “Yapacak bir şey bulamam diye çok korkuyordum. Ama yazmaya devam etmenin anlamı olduğunu da biliyordum. İşte bu yüzden kendime ‘hiçbir şey olmama’ gibi büyük bir rol yükledim. Artık yaşlandım. En son istediğim şey daha fazla görünür olmak. Görünmek sinirlerimi bozuyor. Bu yüzden bir çiftlik evine taşındım.”
Aralarında tiyatro oyunları, kısa hikayeler, şiirler ve düzyazıların da olduğu 40'tan fazla eser veren yazar Joyce Carol Oates'ın adı yıllardır Nobel için anılıyor. Hayranlarına göre bugüne kadar Nobel alamadıysa bunun tek sebebi, Murakami gibi çok popüler oluşu! Komite her ne kadar popülaritenin ödülü kazanmanın önünde bir engel oluşturmadığını söylese de, bu inanç değişmiyor. Çağdaş Amerikan edebiyatının en üretken yazarlarından biri olan Joyce Carol Oates, eserlerinde genellikle tecavüz, ensest, çocuk istismarı, intihar, dayak, aşağılama, mutsuz evlilikler gibi konuları işliyor.
İSMİ SIZDIRILIRSA İHRAÇ EDİLİR
İsveç Akademisi'nin başkanı Peter Englund, Nobel Edebiyat Ödülü adaylarından birinin isminin sızdırılmasının, o adayın listeden çıkmasına neden olabileceğini söylemişti. Ayrıca adaylardan birinin ismini sızdıran üyenin kuruldan ihraç edildiğini aktarmıştı.
DİĞER TAHMİNLER
Tahminler Murakami, Thiong'o, Roth ve Oates gibi isimler üzerine yoğunlaşmış durumda. Adonis, John Banville, Amos Oz, Ismail Kadare, A. S. Byatt, Don DeLillo, Javier Marias, Hilary Mantel, Ian McEwan, Juan Goytisolo, Umberto Eco, Milan Kundera, Bob Dylan, Peter Nadas ve Ursula Le Guin de tahminler arasında.