2014 yazının en popüler kitapları

Popüler edebiyatın önemli isimlerinden Emrah Serbes, 5 yıl aradan sonra nihayet yeni kitabını yayımladı. Hayranlarının uzun süredir beklediği 'Deliduman', 17 yaşındaki kahramanı Çağlar'ın gözünden buharı üzerinde meselelere değiniyor. Gezi Parkı olayları, sosyal medya, popüler olma heveslisi bir çocuk ve acıtıcı gözlemler... Kara komedi sevenlere, ince ince işlenmiş zevkli bir roman.

Yeni neslin öykü ustası Seray Şahiner, 'Gelin Başı' ve 'Hanımların Dikkatine' ile topladığı övgüleri 'Antabus'la ikiye katladı. Bu kısa romanın anlatıcı kahramanı, işçi sınıfına mensup genç bir kadın: Leyla. Bir konfeksiyon atölyesinde çalışan Leyla, sessiz sakin, "sıradan" bir hayat kurmak ister. Fakat hayatı seçimleriyle değil, kendisine dayatılanlarla şekillenir. İçinde bulunduğu durumdan kurtulmak için kendince yöntemler geliştirmekten vazgeçmeyen Leyla'yı özellikle kadın okurlar çok sevecek.

Yaz tatilini İstanbul'da geçirmek zorunda olanlara ilaç gibi bir kitap... 19'uncu yüzyılın ikinci yarısında 34 mahallenin toplum yaşantısı ve mahalle hayatı mizahi dille anlatılıyor. Zengin fakir ayrımının yarattığı çelişkiler, kadın erkek ilişkileri, kilisenin mahalle hayatı üzerindeki hegemonyasını hicvediliyor. Baronyan, "siluetini" büyük ölçüde kaybetmiş bir şehrin mazisine başka bir gözle bakmamızı sağlıyor.

"Annem Kur'an okurdu, babam ansiklopedi. Ahlakımı annemden, bilimimi babamdan almışım. Çocukluğum sefertası gibi bir apartmanda geçti. Üç katlıydı, kızartma kokardı." April Yayıncılık'ın alışık olduğumuz 'mizah' yazarlarından bir yenisi daha: Bahadır Cüneyt Yalçın. Yeni bir eve taşınıyorsunuz. Deli saçması, İspanyol paça mektuplar almaya başlıyorsunuz. Mektupları yazanın semtinizde bulunan hapishanedeki bir mahkûm olduğunu anlıyorsunuz. Bir akşam eve geliyorsunuz ve… Deli mahkûm sizin kahramanı olduğunuzu söylüyor! Tren, katır, traktör ve kahkaha dolu bir yol hikâyesi…

Geçen yıl 'Aynı Yıldızın Altında' romanıyla çok satanlar listesinden inmeyen John Green, bu kez 'İlk Aşk' ile yine aynı listede yer almaya aday. Baş karakter Colin her seferinde terk ediliyor. Tam sayı vermek gerekirse, 19 kere! Bir yol macerasına atılan gencin cebinde 10 bin dolar, peşinde kana susamış bir yaban domuzu ve hemen yanında televizyon bağımlısı, şişman dostu vardır… Ama sevgilisi yoktur! Yarattığı formülle tüm ilişkilerin geleceğini hesaplamayı uman Colin'in hikayesi, tam güneşe karşı uzanıp okumalık...

Dünyada 1 milyonun üzerinde satan kitap, hayatta hiç hata yapmamayı, en azından düşünsel düzeyde, garanti ediyor mu bilinmez ama denemekte yarar var. Kapıları kapatmak ve seçeneklerden feragat etmek neden faydalıdır? Bilgi fazlalığı neden akılsızca davranışları fitiller? Kafayı biraz çalıştırmanın ve belki de 'karıştırmanın' zararı yok. İlla ki bilimsel metin okuyacağım, plajda hava atacağım diyenlere...

11 yıl sonra kapıyı çalan bir Kürşat Başar romanına, ne kadar kayıtsız kalabilirsiniz? Aşk romanı okumayı özleyenlere 'Yaz', bir 11 sene daha idare edecek malzeme veriyor. "Onu gördüm ve yaz geldi" cümlesiyle henüz arka kapak yazısında mevzuya damardan giren Kürşat Başar, sarsıcı bir aşkı, arka plana İstanbul'u yerleştirerek anlatıyor.